Yetenekli bir arkeolog olan Muşni Huartskia, yaşamını bilime adayabilir ve daha birçok keşifler yapabilirdi, ancak Anavatan'ının payına düşen sınav hayatının yönünü değiştirdi ve eline silah almak zorunda kaldı.27 Mart tarihinde kahramanımızın doğum günü olması dolayısı ile DAK Bilgilendirme Portalı olarak kendisi hakkında bir yazı hazırladık.

Arifa Kapba

Geçmişin sırlarından etkilenen arkeolog, birçok eser yazabilir, inanılmaz keşifler yapabilirdi, ancak kaderin ağları öyle örülmüştü ki, vatanının payına düşen çileler onun kaderini de değiştirdi: Muşni Huartskia, arkeolojik kazılardan ayrılarak, Anavatan'ı savundu. Abhazya Ulusal Kurtuluş Savaşında dört ay içerisinde efsane olmayı başardı.

Hayatları boyunca Muşni Huartskia ile hiç karşılaşmamış insanlar bile onun görüntüsünü çok iyi tanıyorlar: Abhazya'da uzun süre, portresi billboardları süsledi – sakallı yakışıklı adam.

Savaş döneminde muhabirlerle yaptığı birkaç röportaj görüntüsü de bugüne kadar korunmuş durumda. Savaş ile ilgili önemli günlerin anıldığı tarihlerde bu görüntüler tekrar yayınlanıyorlar: İnsanlar bu görüntüleri defalarca tekrar-tekrar izliyorlar.

"Arkeoloji kampı onun etrafında dönerdi"

Muşni Humsa-ipa Huartskia 27 Mart 1955 yılında Yukarı Eşera köyünde doğdu. Muşni Suhum Onuncu Ortaokulu'ndan mezun olduktan sonra Suhum Pedagoji Enstitüsü Tarih ve Hukuk Fakültesine girdi. Muşni Huartskia'nın genç yaşlarında ana tutkusu arkeoloji oldu.

1980 yazında, henüz öğrenciyken, Huap köyüne bir kilometrelik bir mesafede, kuzeyde eski çağa ait bir insan iskeleti buldu. Burası, deniz seviyesinden 625 metre yükseklikte olan Maçagua mağarasındaydı. Daha sonra, 1986'dan itibaren birkaç yıl boyunca bu anıtla çalıştı, yakınlarında daha fazla mağara alanı açtı. Arkadaşlarının çoğu, Muşni'nin düzenlediği Huap köyü yakınlarındaki arkeolojik kampa kazıya geliyordu. Muşni Huartskia'yadan önce, Maçagua mağarası hiç keşfedilmemişti.

Muşni Huartskia'yı iyi tanıyan ve bu arkeolojik kazılara katılanlardan biri de Ahra Bjania idi.

Sputnik Abhazya ile yaptığı röportajda Muşni'nin karakteristik ve liderlik özelliklerinden bahseden Bjania:

“İnanın abartmıyorum, ama bazen arkeolojik kampımızın tüm içeriği ve aynı zamanda tüm dünya, gök zembereği yasalarına aykırı olarak onun (Huartskia) etrafında dönüyormuş gibi geliyordu. Bizler, on sekizli yaşlarındaki gençler için Muşni, herkesin örnek aldığı, Herkül gibi bir tür mitolojik kahramandı.

Muşni, Maçagua mağara araştırmaları üzerine 1987 yılında bir makale yazdı. Bu makale daha sonra, o zaman SSCB'nin en ünlü arkeolojik dergisi olan - “Sovyet Arkeolojisi” tarafından yayınlandı. Ülkenin dört bir yanından dergiye materyaller gelirdi, çok fazlalardı ve bu sebeple bazen yıllarca yayın beklemek zorunda kalırdı.

“ Muşni’nin makalesi tam beş yıl beklemişti, — diye hatırlıyor kahramanımızın arkadaşı ve meslektaşı Natalya Milovanova — Artık beklemeyi bırakmıştık. Sonunda, Muşni'nin ölümünden bir hafta sonra, 1992'de dördüncü sayısında yayınlamışlardı”.

Gelecek vadeden genç bilim insanı

Huartskia, SSCB'nin en ünlü arkeolojik keşiflerinden biri olan Kostenkovskaya da dahil olmak üzere diğer keşiflerde de yer almıştı. Bu keşif, Voronej yakınlarındaki Üst Paleolitik dönem çalışmaları ile ilişkiliydi.

Genel olarak, Muşni'nin gençlik dönemi, yeni başlayan bir bilim insanının hayatının klasik bir örneğiydi. 80'li yıllarda, Dmitry Gulia Abhazya Edebiyat ve Tarih Enstitüsü'nde çalıştı - önce bir laboratuar asistanı, sonra yardımcı araştırma asistanı olarak çalıştı. 1987'de artık Abhaz Devlet Müzesi'nin araştırmacılarındandı.

1982 yılının sonbaharında Muşni, SSCB Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü'nün Leningrad şubesine akademik staj için gönderildi. Orada, Aşağı Paleolitik dönem üzerine ülkenin önde gelen uzmanı - Güney Osetya'daki Kafkas Paleolitik keşfinin sorumlusu Vasiliy Prokofiy-ipa Lyubin'e denk geldi. 1983 yılında Güney Osetya'daki arkeolojik kazılara katıldı. Bu keşif, Paleolitik'in başlarına tekamül eden antik halkın mağara alanlarının kazılması ile ilgiliydi.

Bu mağaralara Kudaro ve dikilitaşlara Kudar dikilitaşı denirdi.

Kudar keşfi araştırılmaları o dönemde neredeyse otuz yıldır sürmekteydi. Keşif çok güçlü geleneklere sahipti, bel kemiği Leningrad Devlet Üniversitesi öğrencileri- arkeologlarından, işinin tutkunlarından oluşuyordu, buradan öğrenilebilecek çok şey vardı.

Natalya Milovanova, “Muşni dağlara yakın hisseden bir insandı, 1983'ten sonra Güney Osetya'da edindiği tecrübelerini Abhazya'da ki Paleolitik mağara alanlarını incelemek ve aramak için kullandı, başka deyişle erken Taş Devri mağara bölgelerinin incelenmesi üzerine uzman bir arkeolog oldu”, diye anlatıyor.

Genç bilim insanı Doktora tezini, Profesör Lublin gözetiminde Leningrad 'da tekrar hazırlıyordu. Bu tez, Muşni’nin anavatanındaki, aşölyen ve musteyen (Jirhöa, Hapş, Psırtsha, Huap, Maçagua) anıtlarının incelenmesine ayrılmıştı.

1983 yılında Muşni, Natalia Milovanov ile bir aile oldu ve iki yıl sonra oğulları Zaal doğdu.

Kazılardan siperlere

Seksenlerin sonunda, bulutlar Abhazya'nın üzerinde toplanmaya başladığında ve Abhazlar ile Gürcüler arasında sokaklarda açık çatışmalar yaşandığında, Muşni mesleğini bırakarak siyasete girdi. Milovanova, Leningrad'da çok çalıştığı bilimi ve bitirmeyi başaramadığı doktora tezini bırakması gerektiğini belirtiyor. Bir süre sonra, tezinin yerine Vatan'ını savunmak zorunda kalacaktı.

“O, Abhazların bir millet olarak gelişmesini istiyordu. Ulusal kültürlerini korumalarını, devletlerini geliştirmelerini istiyordu. Bana göre Muşni, vatanseverlik kavramının mutlak yüz bulmuş haliydi”, diye vurguluyor.

14 Ağustos'ta Abhazya'da savaş başladığında, Suhum sokaklarında tanklar ortaya çıktığında, Muşni, afallamayan ve Kızıl Köprü'deki ilk çatışmalara katılan birkaç kişiden biriydi. Eline silahı alıp almamayı düşünmek gibi bir durum onun için söz konusu dahi olamazdı.

“Dışarıda sanki hava sadece bulutluydu”

24 Ağustos 1992'de Muşni Huartskia, bir asker olmamasına ve özel eğitimi bulunmamasına rağmen Gumistinskiy savunma hattının komutanlığına atandı. Belki de Abhaz halkının kesinlikle hakkını alacağına ve kazanacağına olan güveninden dolayı idi. Ve şüphesiz ki, kişisel nitelikleri büyük rol oynadı: cesareti, içsel gücü, Anavatan'ın savunulmasını bir görev olarak görmesi, zaten olması gereken bir şey olarak kabul etmesi gibi.

Savaşın arifesinde kız kardeşlerine şöyle demişti: “Annemizi hazırlayın, ağlamasın, vatanımızı korumak için her birimizin gitmesi gerektiğini bilsin”.

Muşni ile yakın arkadaş olan Batal Kobahia, röportajlarından birinde, çatışmalar sırasında ki mutlak sakinliğini hatırlıyor: “Ekim ayındaydı, genel merkezin ve tahliye merkezinin yer aldığı Eşera'daki restoranda idik, Gürcü "kurutma makinesi" ilk kez uçmuş ve bizi bombalamıştı. Bir panik yaşanmıştı ve aniden bir ses geldi: “Bir kadın yaralandı!” ve ben çıktım. Tabii ki oradan çıkmak istemedim ama dehşet içinde çıktım. Burada toz duman arasında Nina Balaev'i görüyordum ve Muşni geliyordu. Sanki dışarıda sadece hava bulutluymuş gibi sakin bir şekilde yürüyordu. Bu son derce sakin ve kendinden emin yürüyüş benim paniğimi de alıp götürmüştü sanki. Bana büyük bir huzur vermişti. Bu onun karakterinin bir özelliğiydi. En uç noktalarda, hepimizin öleceğimizi düşündüğümüz durumlarda, o olaylara gayet sakin bir yaklaşım sergileyebiliyordu”.

Cepheden gelen röportajında Muşni, savaşın ulusal bir şekil aldığını söylüyordu: Konfederasyonun temsilcileri - yani Kuzey Kafkas halkları - kan, karakter, psikoloji, köken, ruh olarak en yakın akrabalarımız bize geldiler. Elbette, aramızda bir miktar fark var – çok uzun zamandan beri izole edilmiş durumdaydık, ama ruh her daim ruhtur, öylece buharlaşmaz. Ve eminim ki, bizi ne kadar çok ezerlerse, bu ruh o kadar canlanacak, o kadar çok gen uyanacak, birbirimizi o kadar çok tanıyacağız”.

“Hayatta kalacağız ve en güçlü olarak yeniden doğacağız”

Ekim 1992’de Muşni, binbaşı rütbesine yükseldi ve Abhazya Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı’nın bir temsilcisi olarak Oçamçira-Tkuarçal bölgesine, yani Batı Cephesi'nden Doğu Cephesi'ne gönderildi. Natalya Milovanova, “2 Aralık 1992 de ölümünden dört gün önce Muşni,

Doğu Cephesi komutanlığına atandı, ancak bu emri hiç alamadı, bunu hiç öğrenemedi. Bunu bugün çok az kişi bilir”, diye anlatıyor.

Şahsen Muşni’nin savaş hesabında beş tank, piyade savaş aracı ve zırhlı personel taşıyıcıyı bulunmakta. Onun katılımıyla, Oçamçira bölgesindeki Koçara köyü kurtarıldı. Muşni Huartskia, Aralık 1992'de Laşkindar köyünde gerçekleştirilen operasyonda el bombası patlaması sonucunda şehit düştü.

Muşni Humsa-ipa'nın son kez savaştığı yerde, bugün bir anıtı dikili. Batal Kobahia'nın Abhaz televizyonuna yaptığı röportajda anlattıklarına göre, Abhazya Cumhuriyeti'nin ilk Devlet Başkanı, cephenin başkomutanı Vladislav Ardzınba, kahramanın ölümünden sonra onun herhangi bir yere değil, tarihi Lıhnaşta'ya gömülmesini istedi. Ve Muşni tamda oraya gömüldü.

Huartskia’nın ölümü, kendisini tanıyan, onu zafer ve özgürlüğün sembolü olarak gören herkesin dizlerinin bağını çözdü, ama elbette, hiç kimse kendini bırakmadı. Tam tersine, herkes Muşni Huartskia’nın zafer, barış, adalet, özgürlük hayallerini gerçeğe dönüştürmekle görevli olduğunu düşündü.

“Kazanacağımızdan hiç şüphem yok. Ama farklı bir yaklaşım, zafer ile kastedilenin ne olduğudur. Ruhun zaferi ya da fiziksel gücün zaferi mi, ya da üzerimize gelen güce karşı misillememiz mi? Bunun üzerine daha çok düşünmek lazım… Ben Şevardnadze'nin yaptığının tanımını vermek istemiyorum, bu zaten açıkça görülüyor, ancak sonucu bizi bir araya getirdi. Daha güçlü, daha iyi, daha cesur, daha dürüst olarak hayatta kalacağız”, Muşni Huartskia’nın bir savaş muhabirleriyle yaptığı röportajda kullandığı bu sözler, vatandaşlarının çoğuna ilham kaynağı oldu ve olmaya da devam ediyor.

1993 yılında Muşni Huartskia, Abhazya Kahramanı unvanını aldı. Zaferden sonra Kahraman Muşni’nin Yıldızı, Abhazya Devlet Başkanı Vladislav Ardzınba tarafından şahsen babası ve 10 yaşındaki oğluna takdim edildi. Huartskia'nın torunu, küçük Muşni, büyükbabasının adını gururla taşıyor. Muşni beşinci sınıfa gitmekte ve en iyi öğrencilerden birisi. Torunu Milana Huartskia ise henüz sadece dört yaşında. Büyükbabasının ne kadar cesur ve seçkin biri olduğu hakkında öğrenmesi gereken çok şey var.