Türkiye'deki Abhaz diasporasının en parlak temsilcilerinden biri olan Omar Beyguaa'nın doğum gününe ithafen DAK Bilgilendirme Portalı olarak, kendisini hiç esirgemeden anavatanı için canla başla çalışan bu önemli ismin hayatı hakkında bir yazı hazırladık.

Arifa Kapba

Tarihçi-Kafkas bilimci, dilbilimci, yayıncı, şair, Türkiye'deki Abhaz diasporasının en parlak temsilcilerinden biri... Omar Beyguaa, 1 Temmuz 1901 tarihinde, Türkçe Efteni Hacılar diye adlandırılan, Abhazca söylenişi ile “Ашәы Ҳаџьы иқыҭа” (Abhazcadan çevirisi Aşüba Hacı’nın köyü”) yada “Ашәаа рқыҭа” (Abhazcadan çevirisi ile Aşübaların köyü”) köyünde doğdu. Burası Düzce iline bağlı (Ankara’ya 240 km mesafede) bir köy.

Beyguaa Türkiye’de doğup büyümüş olmasına rağmen soyunun tarihini en ince ayrıntılarına kadar iyi bilmekteydi. Yayıncı, yazar Cuma Ahüba’ya verdiği röportajında şöyle anlatıyordu: “Benim babam Bayram’dı. Bayram’ın babası ise - Hasan. Hasan’ın babası - Mac. Mac’ın babası– Mamaguıl’ın (Omar Beyguaa’nın büyük, büyük babası) Şarmat ve Sataney adında iki kardeşi vardı. Hatta bu kardeşler bir keresinde Açbaların (Çaçba) sarayını bile basmışlar”.

Evden uzakta, akrabalar arasında

Omar'ın dedesi Hasan, zorla sürülenlerin arasında 1877-1878 yıllarında, bugün Abjakua diye anılan, Samataa rıhu (Suhum dağı) arkasındaki köyünü terk etmek zorunda kaldı. Bugün, Beyguaa’nın küçük vatanı Abjakua köyü, Abhazya'nın Suhum bölgesinin bir parçası olarak kabul edilmekte. Omar Beyguaa, kendisine “Suhumlu Abhaz” denmesini severdi.

Suhum ve çevresinden sürülen binlerce Abhaz vatandaşı, deniz yoluyla Türk sahiline ulaştı ve Kefken denilen bir yerde indirildiler. Uzun yolculukta tüm gücü tükenen binlerce insan vardıkları yabancı topraklarda canlarını teslim ettiler. Sağ kalanlar arasında Omar’ın babası Bayram Beyguaa ve Şamha Mkıd diye tanınan dedesi bulunmaktaydı. Babası çok kısa bir zaman içerisinde evlenir ve farklı kaynaklara göre 1899 yılında Omar Beyguaa doğar. Omar’ın kendisi ise doğum tarihinin 1901 olduğunu belirtmektedir. Küçük Omar çocukluğundan beri keskin zekası ve dillere yatkınlığı ile diğer çocuklardan ayırt edilen birisidir.

Yayıncı ve Beyguaa'nın hayatının ve eserlerinin otoriter araştırmacılardan biri olan Mahinur Papba (Tuna), “Abhaz kültürünü ve dilini bilen insanlar arasında doğdu, Tanrı'ya şükür ki, en saf, en güzel ve melodik bir şekilde Abhaz dilini konuşanlardan bu dili öğrendi”.

Çocuğun dillere olan yeteneğini fark eden Adige General Raşid Effendi ve eşi Hasibe Çanba, Eski Osmanlı alfabesine dayanarak derlemeye çalıştıkları Abhaz alfabesi çalışmalarına, on iki yaşındaki Omar Beyguaa'yı da dahil ettiler. O günden itibaren Beyguaa, hayatı boyunca Abhazca, Abhaz folkloru ve tarihini araştırma ile uğraştı.

Mahinur Papba, “Abhaz dilinin tüm lehçelerine yaklaştı, onları anladı, okudu ve araştırdı. Omar, Abhazca kelimelerin etimolojisini inceledi, onları analiz etti: ne anlama geldiklerini, nasıl oluştuklarını, diğer dillerde hangi kelimelerle uyumlu olduğunu araştırdı”, diye anlatıyor.

Omar Beyguaa, Düzce'de okula gitti, daha sonra 1964 yılına kadar okuduğu mühendislik mesleğini icra etmesi aynı anda Kafkasya çalışmalarını yürütmesine, Abhaz dilini, folklorunu, tarihini ve diğer pek çok konuyu öğrenmesine engel olmadı.

Cuma Ahüba ile yaptığı röportajda da çok az uyuduğunu - bazen günde üç saat, bazen de hiç uyumadığını belirtiyor.

“Abhaz” materyallerin arayışında

Omar Beyguaa'nın kaleminden Abhaz tarihine ve folkloruna adanmış çok sayıda eser çıkmıştır. Bilim insanının temel çalışması, "insan medeniyetinin kökeni hakkında Kafkas kaynakları" adlı iki ciltlik eseridir.

Bir diğer ünlü eseri de “Abhaz mitolojisi - en eski eser mi?” kitabıdır. Bu kitap 1971 yılında, İstanbul’da Türkçe olarak basılmıştır. Genel olarak, Beyguaa'nın tüm temel eserleri, kendi Abhaz dilinin yanı sıra Arapça, Süryanice ve Eski Osmanlıca dillerine akıcı bir şekilde hakim olmasına rağmen Türkçe olarak basılmıştır. Bilim adamı Abhaz kültürüne kendisini adamış, büyük bir keyifle dilleri öğrenmiş, folklor ve halk geleneklerini tutkuyla araştırmıştır.

Mahinur Papba, “Beyguaa kitaplarında bugüne kadar hiçbir Abhazın sormadığı - Abhaz dili en eski dil midir? Abhazların ataları eski Mısırlılar, Mezopotamyalılar ve Yunanlılar döneminde yaşadılar mı? Sorularını sormuştur”, diye belirtiyor.

Omar Beyguaa ayrıca üç ciltlik Abhaz Etimolojik Sözlüğü ve Abhaz dilbilgisi kitabının yanı sıra görsel öğelere sahip bir Abhaz takvimi hazırlamıştır.

Bilim adamı ve yayıncı Ruslan Gojüba’ya göre, Beygua’nın eserleri yıllar boyunca, bilim insanları, akademisyenler tarafından birçok kez kullanılacak ve en yüksek değer verilecektir: bu eserler birçok yeni ve değerli bilgi içermektedir.

Mahinur Papba, değerli tarihi materyalleri elde etmesine, iyi derecede Arapça bilmesinin yardımcı olduğunu yazıyor.

Omar Beyguaa Topkapı’ya giderek (Osmanlı İmparatorluğu'nun XIX yüzyılın ortasına kadar ana sarayı, imparatorluğun düşmesinden sonra dünyanın en büyük müzelerinden birine dönüştürüldü) Osmanlı arşivlerini incelemiş, Abhazya ve Kafkasya materyallerini bulup tekrar-tekrar çekerek bunları araştırmıştır. Böylece daha sonra Türk dergilerinde basılan, bayrak görüntülerini ve VIII. yüzyılın yazılarını— Arapça yazılmış “Apsha Bata” ile ilgili hikayeleri (Abhaz Kralı Bata) bulmuştur. Beyguaa bütünüyle Kafkas değerlerine ait materyallere ilgi duyuyor, Kafkasya hakkında bilgiler, almanaklar, bibliyografiler, sözlükler, Batı ve Doğu ülkelerinin antropolojik referans kitapları hakkında bilgiler arıyordu.

İstanbullu Abhazın şiirleri

Omar Beyguaa’nın tutkuyla ilgilendiği bir başka dalda şiir edebiyatı idi. Cuma Ahüba’ya verdiği röportajında,15 yaşında iken şiir yazmaya başladığını söylüyordu. Tarihi vatanından sonsuza dek ayrılan bir insanın özleminin nüfuz ettiği şiir derlemesi 1990 yılında, “Alaşara” yayınevi tarafından basıldı. Bu derlemenin adı “İstanbul'dan bir Abhazın Sesi” idi ve Omar Beyguaa pek çok şiirini anadilinde- Abhazca yazıyordu.

Omar Beygua'nın şiirsel mirası, Abhazya edebiyatının babası Gulia’nın şiir motifleriyle sıkça karşılaştırılmaktadır. Tıpkı Gulia gibi, Beyguaa da folklor karakterleri ve estetiğine yakındı, şiirlerinin ana teması da özlem duyduğu yerlerdi.

Omar Beyguaa'nın şiirinin değeri, büyük bir aşkla bağlı olduğu ve kaderi hakkında her zaman endişe duyduğu anadili-Abhazca yazmasından dolayı katlanıyordu. Şair hayatının sonlarına yaklaştığını hissettiğinde, mezar taşına yazılmasını istediği anadilinde şu satırları yazıyor: “Дыззыгуыкыз аҧсышәа ихчнызазааит наӡаӡа!” (Abhazcadan çevirisi – Ve özlemini çekmiş olduğu Abhaz dilinin ebediyen ona yastık olmasına izin verelim!”)

Vatanında

1975 yılında Beyguaa, Türkye’de yaşayan Abhaz diasporasından temsilcilerin oluşturduğu büyük bir heyet ile Abhazya’yı ziyaret etti. Büyük bir ilgi ile çeşitli halk aydınlarıyla, bilim adamlarıyla, yazarlarla bir araya gelmiş ülkenin farklı şehirlerini ve köylerini ziyaret etmiştir. Bunlar arasında, Ritsa Gölü'de bulunmaktadır. Bu ziyaretinden sonra şu sözleri söylediği bilinmektedir: “Ritsa Gölü’nü görmemiş bir insanın Abhazya’yı gördüm demememsi gerekir!”.

Anavatanını ziyaret, Beyguaa’ya büyük ilham vermiştir. Sevdiği vatanı – Abhazya’nın menfaatleri için yürüttüğü çalışmalarına büyük bir enerji ve güç dolmuş bir şekilde devam etmiştir. Bununla birlikte Cuma Ahüba’ya verdiği röportajda yaklaşan ölümünü hissederek, kendisiyle birlikte mezara götürmek istemediği birçok şeyi kitabında yazmak için acele ettiğini belirtmiştir. Aynı röportajında Abhazların hayatının her zaman bir dizi test olduğunu belirten bir felsefe yürütmektedir:

“Аԥсуа анцәа дишаны адәы дзықуиҵаз дԥишәаларц ауп, илԥха ҳамазааит, ҳашԥишәауа мацара ҳааиуеит” (Abhazca’dan çevirisi– “Allah Abhazları yaratarak dünyaya sınamaya göndermiş. Rahmeti üzerimizden eksik olmasın! Bugüne kadar sınamaları ile geliyoruz”).

1994 yılında, İstanbul’da, Beyguaa Abhazya halk yazarı Bagrat Şinkuba ile buluşmuştur. Bu an, Abhaz televizyonunun gazetecileri tarafından ölümsüzleştirilmiş ve Abhazya tarihine ve kültürüne değer veren herkes için gurur kaynağı olmuştur. Abhazya Devleti İlk Devlet Başkanı Vladislav Ardzınba Grigori-ipa’nın talimatı ile Omar Beyguaa’yı “Ahidz-Apşa” (“Şeref ve Onur”) I. derece nişanına layık görmüştür.

Omar Beyguaa 99 yaşında iken 2001 yılında hayata gözlerini ummuştur. Cenazesi, hayatını geçirdiği İstanbul da toprağa verilmiştir. 2013 yılında, Abhazya Geri Dönüş Komitesi önderliğinde, Omar Beyguaa’nın adını taşıyan yurtdışındaki vatandaşlar müzesi açılmıştır.

Yaşamı boyunca bilim adamı diasporanın tarihini belirlemeye büyük önem vermiş ve önde gelen temsilcilerinin biyografilerini yazmıştır.

Kullanılan Kaynaklar:

· Mahinur Papba «Omar Beyguaa hakkında»

· Abhaz Biyografik Sözlüğü