Abhazya ve Gürcistan devlet sanatçısı, önder kadın Minadora Zuhba yaşasa idi bu yıl 30 Eylülde 110 yaşını kutlayacaktı. Bu özel tarihe ithafen DAK Bilgilendirme Portalı olarak bizde hayatı ve çalışmaları üzerine bira makale hazırladık.

Said Barganciya

Minadora Zuhba hakkında materyalleri karıştırırken, tiyatro "atölyesinden" meslektaşlarının anılarını tekrar okurken, onu tanıma şansına erişmiş insanlarla muhabbet ederken, bu harikulade kadını asla sahnede göremeyeceğinizi, sahnesini kayıtlardan bile izleyemeyeceğinizi düşünerek açıklanamayan bir hüzün, belki de biraz hayal kırıklığına kapılıyorsunuz.

Zaten çok nadir olan oyunlarının kayıtları birde Abhazya Halkı Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın başlaması ile tamamen kaybolmuştur.

Fakat tüm bu düşünceler sizi, bu olağanüstü insanla ilgili hikayeleri dinlemeye ve okumaya daha da fazla teşvik etmeye başlar.

Minadora Zuhba, Gal bölgesi Gumriş köyünde, 1909 yılında dünyaya gelmiştir. Daha çok küçükken öksüz kalmıştı. Minadora’yla bir dönem abisi ilgileniyordu. Fakat abisi devrimci mücadeleye katıldığı için acımasızca öldürülür. Kardeşinin öldürülmesinden sonra, Minadora'nın hiç akrabası kalmaz ve Tiflis yetimhanesine gönderilir. Yetimhaneye gönderilen yetim kız, önünde seyircilerin saygıyla eğileceği, performanslarını ayakta izleyeceği büyük bir aktrise dönüşür. Ve dahası: O sadece harika bir oyuncuya değil, aynı zamanda harika bir kadına dönüşmüştür.

Acılarla dolu bir hayat

Minadora, Kutol köyünden çiftçi Konstantin Koğonia ile evlenir. Çiftin üç evladı olur: İvua ve Mihail adında iki evlatları ve kızları - tüm Abhaz halkı tarafından tanınan ünlü aktris Eteri Koğonia.

Çok mutlu bir anne olan Minadora daha sonra korkunç kayıplara kayıplar yaşamak zorunda kalır. II. Dünya Savaşı sırasında İvua kaybolur. Annenin oğlu hakkında bildiği tek şey, ciddi bir şekilde hastalandığı bundan sonrası ile ilgili tek bir bilgi bile yoktur.

Onlarca yıl sonra, bu kez Abhazya Ulusal Kurtuluş Savaşında biricik kızını kaybeder. Eteri savaş sırasında Gürcülerin işgalinde olan Suhum’da kalıyordu. Eteri ünlü Abhaz yazar İvan Tarba ile evliydi. Gürcistan Abhazya savaşında aktris büyük torunu Laşa Koğoniya’yı da kaybeder. Laşa umut verici bir arkeologdu. Çok geçmeden, savaşın bitiminden sonra, aile, başka bir yakınını daha, Minadora’nın diğer torunu - Alhas'ı kaybeder.

Tüm bu korkunç acıları rolden role taşır. Belki de bu yüzden sahneye her çıkışıyla bu kadar yakın bağlar kuruşu.

Farklı görünümler ve roller

Minadora Zuhba'nın ana rolleri hakkında ünlü Abhaz akademisyeni ve tiyatro bilimci Aleksey Argun ayrıntılı olarak “Yetenek ve İlham” kitabında bahsetmiştir.

“Bir iş bulmanın mümkün olup olmadığını öğrenmek için sessiz, çekingen, utangaç bir şekilde sanatın tapınağına gelmişti. Sadece tiyatroda kalacak herhangi bir iş. Nasıl öğrenilir? Kime sorabilirdi? Sonunda, kapısında "yönetmen" yazan kapıyı çalar”, diye bahsediyor Argun kariyerinin başlangıcından.

Abhazya Drama Tiyatrosu genel direktörü - ve o yıllarda Jdanov - “26 yaşındaki kıza” kabul edildiğini söyler ve çok avantajlı dış verilerinin figüran rollerde(figüran - küçük epizotik rol oynayan oyuncular) oynamasına elverişli olduğunu açıkça belirttir.

Tiyatro bilimci, “Minadora özel bir eğitim görmeden tiyatroya geldi, ancak trajik hayatıyla insanlara, hayatın acılarını en derinden en tutkulu bir şekilde anlatabilirdi. Evet, izleyiciye anlatacak çok şeyi vardı ...”, diye anlatıyor kendinden emin.

1935 yıllıydı. Minadora sahneye ilk adımlarını attı. Tabii ki ilk başta sadece küçük rollerde oynadı. Tiyatrodaki ilk yıllarında, Minadora her bilgiyi aklına kazıyarak çalışmaya devam etti.

“Yönetmenler Şüarah Paçlia ve Aziz Agrba (Abhazya’nın önde gelen aktör ve yönetmeni) sayesinde sahnede yürümeyi ve konuşmayı öğrendim”, diye aktarıyor Argun, Minadora Zuhba’nın sözlerini.

En göze çarpan ilk rolü, Tsagareli tarafından yazılan aynı isimle sahnelenen çöpçatan Hanuma oyunundaki rolüdür. Bu, Zuhba’nın seyircinin karşısına bir komedyen olarak çıktığı bir komedi oyunuydu. Röportajlarından birinde, komediyi yöneten Şüarah Paçlia, pek çoğunun Minadora'nın bu kadar zor bir rolle baş edeceğinden emin olmadıklarını söylüyordu.

“Açıkçası, ben de biraz şüpheliydim. İlk başta, rol üzerinde biraz çalıştıktan sonra reddedeceğini umuduyla kendimi sakinleştiriyordum, ancak bambaşka bir şey oldu”, diyor.

Hanuma'nın rolünü takiben, Agumaa'nın “Büyük Topraklar” adlı oyununda anne rolünü oynadı, daha sonra yine Paçlia’nın yönettiği komedi “Büyük Düğün” de oynadı.

"Gerçek Aşk" adlı oyunda ise bambaşka bir Minadora Zuhba ortaya çıkmıştı. Bu gösteride, Abhaz tiyatrosunun başka bir efsanesi Leo Kaslandzia ile birlikte oynamıştı. 1949'da Minadora, Şüarah Paçlia tarafından yönetilen “Sudman” oyununda rol aldı. Bu rolde trajik bir kaderi olan bir kadını canlandırmıştı.

Aktrisi daha birçok farklı oyun ve karakteri canlandırmak bekliyordu. "Siyah Misafirler", "Kanlı Düğün", "Danakay", "İhanet" ve diğerler birçok gösteride oynadı.

Zuhba ve Medea "Anneler"

Oynadığı roller arasında o kadar çok anne rolü vardı ki, Minadora Zuhba’nın halk arasında “Abhazya'nın annesi” olarak adlandırılmaya başlamasına neden oldu. Hayranlarının tutkuyla bahsettiği ve yeteneğinin hayranlarının bugün hala anlatmaya devam ettiği en önemli rolü ise bu statüsünü daha da güçlendirmişti. Bununla birlikte, bu annenin imajı, çoğu annenin bilinen karakteristik özelliklerinin çok dışındaydı. Bu rol, eski Yunan oyun yazarı Euripides'in oyunundan Medea'nın rolü idi.

Abhaz Tiyatrosu 1959'da Medea'yı sahneledi. Birçok eleştirmene göre, bu performans ekibin bir zaferiydi.

Ana rolü oynayan Minadora Zuhba, derin bir trajik karakter oluşturmuştu. Medea, çok güçlü bir kadınıdır, onu aldatan, sevgisi ve şerefiyle alay eden adamdan intikamını almak için her şeye hazırdır. Performansın doruk noktası Medea'nın “asıl intikamıdır”. Aldatılmış kahraman, en büyük suçu işlemeyi göze alacaktır - suçluyu son umudundan mahrum ederek kendi çocuklarını boğmaya karar verir.

Minadora Zuhba, bu karakteri o kadar alışılmadık bir şekilde canlandırmıştı ki, bugün, on yıllar sonra bile, insanlar bu performansı coşkuyla hatırlıyor. Daha sonra tüm yerel gazeteler kendisinden bahsetti. Zuhba tarafından canlandırılan Medea rolü ise örnek gösterilenler arasına girdi.

Minadora'yı hatırlarken

Bugün pek çok insan özellikle tiyatroda Minadora'yı hatırlıyor. Abhazya Halk Sanatçısı Violetta Maan, bu seçkin oyuncu ile aynı sahnede oynayacak kadar şanslı olanlardanmış.

Maan, “Kendisini oyun için nasıl hazırladığını gördüm. Oyuna bir saat kala gelir, tiyatronun önünde bir bankta oturarak, meslektaşlarıyla iletişim kurardı. Her şeyi düşünerek ve yavaşça yapardı. Gösteri başlamadan on dakika önce oyuna yetişip ve bunun yüzden alelacele hazırlanan ancak biz genç oyuncular olabilirdik”, diye hatırlıyor.

Oyuncu, Griboedov’un “Akıldan Bela” adlı oyunu başta olmak üzere Minadora Zuhba ile çeşitli gösterilerde birlikte oynamış.

Violetta Maan, “ ‘Akıldan Bela’ oyununu nasıl prova ettiğimizi unutamam. Minadora İvua-pha - halkın favorisi olan sonsuz bir yetenek ve beceridir. Olağandışı güzellikte, sıra dışı bir kadınsılığa sahipti. İzleyicinin, Abhaz halkının manevi değerlerini anlayabilmesi için onu en bir performansını izlemesi yeterliydi”, diye düşüncelerini paylaşıyor.

…Ve tüm salon ayaktaydı

Abhaz Devlet Televizyon ve Radyo Kurumu arşivi, Minadora Zuhba'nın kamuya açık, nadir görüntülerinde kalan birkaç kayıtı da özenle saklamakta.

Abhazya Birinci Cumhurbaşkanı Vladislav Ardzınba'nın yenin töreninde, artık yaşlı bir aktris ve bir çok trajedi yaşamış olan b kadının konuşması, tüm ulusun içine işlemişti.

Kayıtta, o sırada Abhazya'nın her köşesindeki tüm anneler gibi siyah giymiş olduğunu görüyoruz. Bir anne ve büyükanne olarak arkasında yeri doldurulamayacak onca acıyla ulusun liderine sesleniyordu - ve tüm salon ayağa kalkmıştı, insanların gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Abhazya'nın tüm acısını ve uzun zamandır acı çeken bu ulusun umudunu ifade ettiği kısa bir konuşma yaptı.

Abhaz televizyonunun arşivinde, Ünlü Abhaz gazeteci ve tiyatro bilimci Svetlana Korsaya tarafından hazırlanmış Zuhba'nın hayatını anlatan bir belgesel bulunmakta.

Minadora ileyaşı hayli ilerlediği dönemlerinde tanışmışlar.

Svetlana Korsaya, “Çok zor bir kadındı. Her zaman bir mesafeyi korurdu. Her zaman yüksek bir seviyeye sahipti. Onu ilk gördüğümde, Garcia Lorca'nın “Kanlı Düğün” adlı oyununda, damadın annesi rolünü oynuyordu. Bu performansta Minadora’nın kızı Eteri'de rol alıyordu.

Umut, aşk ve bir fincan kahve

Bu belgeselde yaşı hayli ilerlemiş olan Minadora, başarılarını ve hayatındaki trajedileri anlatıyor. Ayrıca, artık tüm umutlarını, röportaj boyunca etrafta dönüp dolaşan küçük çocuğa bağladığından bahsediyor.

Bu çocuk - savaş sırasında ölen torunu Laşa Koğonia'nın oğlu, Minadora’nın torununun çocuğudur. Çekimler sırasında yaklaşık dört yaşlarındadır.

Bu yıl Minadora’nın torununun oğlu Şabat Koğonia 27 yaşına girdi. Eğitimini bir hukukçu olarak tamamlayan Şabat şuan özel bir şirkette yönetici olarak çalışmaktadır. Şabat, ünlü büyükannesini çok iyi hatırlamıyor, ancak iletişimlerinden bazı kesitlerin hala hafızasında olduğunu söylüyor.

Şabat, “Büyükannem Minadora benimle çok ilgilenirdi. Savaş sonrasını hatırlıyorum - o zamanlar herkes için zordu, insanlar ailelerini doyurabilmek için yollar arıyorlardı - bir çocuk oyuncağı istemiştim. Birkaç gün boyunca bu oyuncağı istemiştim. Büyükannem Minadora kıyıda köşedeki paralarının bir kısmını toparladı ve bana bu oyuncağı aldı. Sanırım bir çeşit arabaydı”, diye büyük bir sevgiyle hatırlıyor.

Ayrıca büyük büyükannesinin yanında sıklıkla, seçkin bir sanatçı olan Leo Kaslandzia'nın olduğunu ve aktörlerin yakın görüştüğünü hatırlıyor.

Şabat, “Neredeyse her sabah bir araya gelir ve kahve içerek, iş güç konuşurlardı. Büyükannemin özel bir bakır kahve fincanı vardı, süslüydğ ve büyükannem sadece ondan kahve içerdi”, diye anlatıyor.

Kendisi de çocukluk çağında bir aktör olmayı düşünüyormuş, ancak bunun sadece çocukluk hayali olduğunu anlamış.

Yine de, seçkin aktrisin torunu sanattan kopmamış: Abhazca da dahil olmak üzere şiirler yazıyor. Genç şair şiirlerini henüz topluma çok açmasa da, arkadaşları çok ısrar ettiğinde birkaç tanesini sosyal medyasında yayınlayabiliyor. Hangi alanlarda yazdığını merak edenler için ekleyeli – daha çok aşk şiirleri yazıyormuş.

Şabat Koğonia, “Büyük büyükannem Minadora için bir şiir yazmak istiyorum”, diye bizimle paylaşıyor ve ekliyor çocukken okulda Minadora’nın torunu olduğu için herkesin kendisinden okul skeçlerinde yer almasını istediklerini ekliyor.

Ve bu kadının büyüklüğünü kelimeler asla anlatamayacak. Çocukları ve torunlarının kaybı bile onu yıkamamıştı. Her defasında kaderi bir kez daha yenerek, deyim yerindeyse hayatı tekrar yaşamaya başlamıştı. Abhazya'nın altın mirasını, Abhaz tiyatrosunun altın mirasını tamamlayan düzinelerce karaktere can verdi. Minadora Zuhba, sonsuza dek tarihimizde kalacak bir dönemdir.