Yaşasa idi 20 Ekim tarihinde, ünlü Abhaz toplum emekçisi Enver Erast-ipa Kapba 83 yaşına basacaktı.

Arifa Kapba

Enver Erast-ipa Kapba’nın adı geleneksel olarak içinde doğduğu, yaşadığı ve daha sonra inşa ettiği Gagra şehriyle ilişkilendirilir, ancak Kapba soyunun köklerinin tamamen farklı yere bölgelere dayandığını çok az kişi bilir.

Babası Erast, aslen Oçamçira’nın Arasadzıhi köyünden, büyük bir aileden geliyordu. Fakat kendisi, Gagra'ya taşınan kardeşi- Enver'in amcası- Leo Kapba’yı takip etti. Erast Kapba, erken yaşta yetim kalan ve Oçamçira’nın Pakuaş köyünde, Otar Açba’nın evinde büyüyen Lidia Cikia ile evlendi.

Ailedeki Abhaz ruhu

Dört çocukları oldu- üç erkek ve bir kız. En küçükleri Enver Kapba idi. Ailenin babası ciddi bir şekilde hastalandıktan sonra, ailenin geçimiyle ilgili tüm endişeler, doğası gereği çok akıllı ve otoriter bir kadın olan anne Lidia İllarion-pha’nın omuzlarına bindi.

Gelini-Enver Kapba’nın eşi İzolda Zvanbaya, “Aslen bir Mingrel ama ruhen bir Abhazdı. Eve ilk geldiğimde kendisiyle ne kadar zor anlaştığımızı hatırlıyorum. Abhazcası çok bozuktu ve bende ancak günlük konuşmaları anlıyordum bu sebeple neden bahsettiğini anlamak bazen imkansızdı. Ama kendisi çocuklarıyla inatla Abhazca konuşurdu, onlara ana dillerini öğretti. Bu onun en büyük emeğidir”, diye anlatıyor.

Lidia İllarion-pha’nın bütün çocukları çok güzel okudular. İki büyük oğlu daha sonra askeri doktor oldu ve albay rütbelerine yükseldi, kızı kütüphaneci olmayı tercih etti.

1955'te Gagra Rus okulundan mezun olan Enver, Moskova'da bir teknik üniversiteye girmek istedi ancak gerekli puanı yakalayamadı. İlginç bir şekilde, o zamanlar çok genç bir kız olan gelecekteki eşi İzolda da aynı dönemde Moskova'da bir tıp fakültesine girmeye çalışıyordu ve o da gerekli puanı kazanamamıştı. Ancak çiftin burada karşılaşma imkanları olmamıştı. Tanışmaları daha sonra kendi topraklarında olmuş ve öğrenim döneminde Gürcistan’da ilişkileri gelişmişti.

İzolda Zvanbaya da aslen Gagralıydı. 1937’den sonra, babası baskı döneminde tutuklanıp kurşuna dizildikten ve evleri ellerinden alındıktan sonra, o, annesi ve halası, Suhum’da yerleşirler.

Enver ve İzolda

Böylece, henüz birbirlerini tanımayan Enver ve İzolda Abhazya'ya döndü ve Suhum Devlet Pedagoji Enstitüsü'ne girdiler. Pedagoji enstitüsünün diğer öğrencileri gibi, üniversitenin idaresine davet edildikten sonra tanıştılar.

İzolda Aleksandr-pha, “Bizi neden çağırdıklarını anlamadık, ben kolektif çiftliğe götüreceklerini düşündüm. Ben geldiğimde burada, aralarında Enver ve daha sonra, Suhum çocuk kliniğinin baş doktoru olan Natela Şamba vardı, şimdi bir göz doktoru olan Suhum'da yaşayan Eteri Sniada, Savcı olan Vahtang Arşba ve diğerlerinden oluşan 11 kişi vardı. Hepimiz dikiliyor ve birbirimize neden bizi yönetime çağırdıklarını soruyorduk. Ardından bize burslu olarak Tiflis'te öğrenim görmeye gönderildiğimizi söylediler. Bunlar Gürcistan'ın “Kruşçev çözülmesinin” (daha hafif bir iç politika ve Stalin'in “kişilik kültünün” kınanmasıyla karakterize edilen, Yosif Stalin'in ölümünden sonra SSCB tarihindeki on yıllık döneme ait gayri resmi isim) ardından Abhazya'ya gönderdiği ilk burslardı”, diye anlatıyor.

Gürcistan'da Enver Erast-ipa Tiflis Politeknik Enstitüsü İnşaat Mühendisliği bölümünde okumaya başladı ve gelecekteki eşi İzolda Aleksandr-pha da Tıp Enstitüsünün Tıp Fakültesinde eğitim gördü.

Tiflis'te okurken Abhazyalı öğrenciler elbette birbirleriyle yakın iletişim kurdular. Ayrıca, genellikle Tiflis'te Abhaz diasporasını organize eden, oradaki konservatuarda okuyan ünlü Abhaz

besteci Aleksey Çiçba tarafından bir araya getirildiler. Enstitüden mezun olduktan ve Abhazya'ya geri döndükten sonra Enver Kapba ilk önce gönül işlerini düzene koymaya ve uzun süredir sevdiği kızla evlenmeye karar verir. Enstitüsünden sonra dağıtımla Tkuarçal şehrinde çalışmaya başlayan İzolda Aleksandr-pha'yı ziyaret etmek için arkadaşlarıyla birlikte birçok kez buraya gelmişti.

İzolda uzun süre Enver’in ilgisini kabul etmedi, ancak delikanlı çekingen yapıda biri değildi ve bir şekilde kız kardeşi ve eniştesini kıza gönderdi. Hediyelerle birlikte, akrabalar... sonunda kıza kabul ettiği bir nişan yüzüğünü verdiler. Ve şimdi kendisinin de itiraf ettiği gibi, kırk bir yıllık evlilik hayatında bir kez bile pişman olmadan, “Enver Erast-ipa ile çok mutlu bir hayat” yaşadı.

Ustalıktan mühendisliğe

İzolda Aleksandr-pha, kocasının baş döndürücü kariyeri başlamadan önce, Gagra şehrinde oldukça mütevazi bir hayat yaşadıklarını hatırlatıyor. Bütün bir yıl boyunca bir türlü kendi evine kaydı yapılmamıştı: o zamanlar bir Abhazın şehirde kaydolması inanılmaz zordu. Bu konuda ona yaşanan bir olay ve açık sözlülüğü yardımcı olmuş.

İzolda Aleksandr-pha, “Gagra'da bölge yönetim kurulu başkanı Yuri Kuatsinia idi. Bir keresinde karşılaşmışlar ve eşim ona selam vermediği için şaşırmış. Neden selam vermediğini sormuş cevap olarak ise şunu almış: Kendi evime bile beni bunca zaman kaydedemezken sizinle ne diye selamlaşayım?”, demiş. Ve böylelikle ikamet sorunu çözülmüş.

Enver Erast-ipa’nın kariyeri, Gagra kentindeki şantiyelerde başlar. Usta, ustabaşı, mühendis, inşaat departmanı başkanı olarak devam etti. 1966'dan beri Enver Erast-ipa, “Pitsundstroy”un 5 numaralı inşaat departmanının başıydı.

İzolda Aleksandr-pha, “Arkasında “destekleri” yoktu ve onu bu pozisyonlara getiren, görevlerini kusursuz bir şekilde yerine getiren yetkin bir işçi olduğunu göstermesiydi ve kendi emeğiyle çalışarak terfi etti”, diye anlatıyor.

Pitsunda ve Kosıgin

1970 yılından bu yana, beş yıl boyunca, Pitsunda Pansiyonlar Birliği Müdürlüğünü üstlendi ve burada çalışanların düzenli olarak daha fazla eğitim almak için yurtdışına çıkmasını ve en iyi ustalardan konukları ağırlama sanatını öğrenmesini sağladı.

Enver Erast-ipa'nın kariyerinde Pitsunda belirleyici bir rol oynadı. Tam olarak burada, SSCB'nin devlet ve parti elitlerinin önde gelen isimleri sıklıkla dinleniyordu.

Enver Erast-ipa'nın ünlü Sovyet devlet adamı ve parti lideri Aleksey Kosıgin ile tanışması hayatında önemli bir olay oldu. Aralarında uzun yıllar süren bir dostluk oluştu.

Eşi, “Kosıgin sıklıkla ofisine gelirdi, ama ana girişten değil, özellikle de kimse onu görmesin diye. Ona, Enver Hoca diye hitap ettiğini hatırlıyorum. Sıklıkla birlikte yürüyüş yapar, düşüncelerini paylaşırlardı. Kosıgin sürekli yardıma ihtiyacı olup olmadığını sorardı”, diye anlatıyor. Ancak, Kapba’nın Kosıgin ile dostluğu, afişe edilmese de saklanması imkansızdı.

İzolda Zvanbaya, “Gürcüler olanlardan, bu ilişkilerden mutsuzlardı. Sovyet liderliğinin Enver Erast-ipa'ya sempati duyduğunu anladıklarında, onu Abhazya'dan uzaklaştırmaya karar verdiler ve Gürcistan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Ticaret Konseyi Sekreteri olarak Tiflis'e transfer ettiler”, diye anlatıyor.

«Ama… Abhazsın»

Kapba ailesi 1975'ten 1980'e kadar Tiflis'te yaşadılar, onlara karşı tutumları belirgin bir şekilde iyiydi: prestijli bir bölgede lüks bir daire, bir yazlık konut, bir araba.

Enver Erast-ipa hakkına orada şöyle bahsediyorlardı: “Adamsın sen Enver, ama… Abhazsın”. Ve bu “ama” her zaman vardı diye vurguluyor eşi İzolda.

Ancak, Enver Erast-ipa, Tiflis'teyken, bir Abhaz olduğunu vurgulamaktan asla yorulmadı ve masada Gürcistan için bir kadeh kaldırılıyorsa, o kadehini kesinlikle, kendisi küçük sevgisi büyük Abhazya için kaldırırdı.

Enver’in eşi, “Emin olun ki, düşmanlar bile dürüst insanlara saygı duyar. Kıvranmaya başladığında, kimse sana saygı duymaz. Bu yüzden, ilişkilerimiz zaten kötüyken bile, Gürcüler arasında bir Abhaz olduğunu söylemekten asla korkmadı”, diye vurguluyor.

1980'de ailesini, oğulları orada okula gittiği için Tiflis'te bırakan Enver Erast-ipa, Abhazya'ya döndü ve Gagra şehir partisi komitesinin birinci sekreteri seçildi.

Kapba'nın bu görevdeki ana başarılarından biri, o zamanlar benzeri görülmemiş bir olaydı - yerleşim yerlerinin orijinal Abhaz topolojisine geri dönüşü: Bildiğiniz gibi birçok Abhazya yerleşim yeri - köyler "Gürcüleştirme" döneminde Gürcüce olarak yeniden adlandırılmıştı. Böylece, Kapba Abhaz isimlerinin kendilerine geri verilmesini sağladı.

Bu, o zaman cesur ve eşi benzeri görülmemiş bir hareketti. Başka bir devlet adamı Anri Cergenia “Abhazya Cumhuriyeti” gazetesi için yazdığı anılarında kendisini takdir ediyordu: “O sırada, Gagra bölgesinde Gürcistan vatandaşlarından birçok insan çalışıyordu, özellikle toplu olarak yeniden yerleşim döneminde Gürcistan’dan getirilenler de dahil olmak. Bazıları yöneticilik pozisyonundaydı. Bunlar yeniden adlandırmaları engellemeye çalıştılar. Fakat Enver Erast-ipa onları çağırdı ve isimleri Abhazcaya çevirmeye zorladı, aksi halde işten çıkarılacaklarını söyledi. Ve itaat etmek zorunda kaldılar”.

Anri Cergeniya, Kapba’nın bir diğer önemli başarısı olarak – bir gezegen dolusu Abhaz kadrosu yetiştirmesini, şahsen, eğitim almaları ve göreve gelmeleri için yardım ettiği çeşitli düzeylerde devlet adamları ve liderleri yaratmasını gösteriyor. Genel olarak, liderlik görevlerinde Abhazya kadrolarının görünmesi Gürcülerin öfkesine ve protestolarına neden olduğunda, mümkün olan her şekilde onlara yardım etti diyor.

İzolda Aleksandr-pha, “Gagra bölgesini yeniden yaratma istekliğiyle yanıyordu. Sabahın erken saatlerinde, saat altıda, şahsen şehirde dolaşıp, her yerde ışıkların açık olup olmadığını, etraflarında temiz olup olmadıklarını izlerdi. Gagra'da bir filarmoni kurmayı, Eski Gagra parkında çeşitli müzik festivalleri yapmayı hayal ettiğini ve Mamzışha Dağı'nda görkemli oteller inşa etmek istediğini ve böylece içinde kalan insanların teleferikle dağlardan kıyılara inebilmelerini hayal ettiğini biliyorum”, diye anlatıyor.

Enver Kapba, hatta Gagra'nın geleceği ile ilgili hayallerini Abhazya'ya her gelişinde eski dostunu da mutlaka ziyaret eden Kosıgin ile yaptığı konuşmada kendisiyle paylaşmıştı. Ancak kısa süre sonra tekrar Gürcistan'a transfer edildi. Ve Tiflis, Enver Erast-ipa için ayrıcalıklara rağmen bir sürgün oldu.

Orada Gürcistan Komünist Partisi Merkez Komitesi sosyal ve ekonomi bölümünün başına geçti.

Eşi, “Bir toplantıda, Kakheti ve Acara’yı sağlaması gerektiği halde, araba ve teçhizatların çoğunluğunu Abhazya’ya yolladığı, ufak bir kısın yerine ulaştığı hakkında kendisine imada bulunmuşlardı”, diye hatırlıyor.

Vatana dönüş

Abhazlar ve Gürcüler arasındaki gerilimin arttığını hisseden Kapba ailesiyle birlikte Abhazya'ya döndü. 1991 yılında Cumhuriyet Hükümeti Başkan Vekilliği'ne atandı ve birçok toplantıya katılan Abhazya Yüksek Konseyi başkan yardımcılığına seçildi.

1991 yılında Vladislav Ardzınba tarafından, SSCB'nin korunmasına ilişkin birlik geneli referandum komisyonu başkanlığına atanması, Enver Erast-ipa Kapba’nın biyografisinin önemli bir parçası oldu. Bildiğiniz gibi, o zaman Gürcistan Gürcülerin bu referanduma katılmayacağını söyledi ve bu sebeple Abhazların bu konudaki görüşlerini ifade etmeleri önemliydi.

Anri Cergenia bu olayları şöyle hatırlıyor: “Vladislav Grigoriy-ipa, referandum liderliğinin bir vatansevere, Gürcistan'ın tehditlerine rağmen bu çalışmayı organize edecek, zaman içinde cesaret ve zekasını ispatlamış bir adama emanet edilmesi gerektiğini söyledi. Enver Erast-ipa'yı Gagra şehir komitesinin ilk sekreteri çalışmalarından itibaren bilen Grigoriy-ipa, bu kişinin Enver olabileceğine karar verdi. Bu konu üzerine Enver Erast-ipa ile yaptığı görüşmede bende

vardım. Vladislav Grigoriy-ipa, Enver Erast-ipa’yı başına istenmeyen sonuçların gelebileceğine karşı uyardı, ancak Enver bunun devlete için gerekli bir mesele olduğunu ve liderlik etmeye hazır olduğunu söyledi. Referandum 17 Mart 1991'de yapıldı ve Abhazların yüzde 98'inden fazlası Sovyetler Birliği'ni koruması lehine oy kullandı.

Çocukları ve torunları - baba ve büyükbabalara

1992-1993 yılları Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında Kapba bir milletvekiliydi ve Gagra'daydı. Oğullarından ikisi Timur ve Nuri Kapba, vatanlarını savunmak için ellerinde silahlarla dikildiler.

İzolda Aleksandr-pha, “Dürüst olacağım, bir anne olarak ikisine da savaşmamaları Rusya’ya gitmeleri için yalvardım. Beni aldattılar, sınırı geçip Abhazya'dan ayrıldılar ve daha sonra bir mavna ile dönüp cepheye gittiler. Timur doktor olduğu için önce hastanedeydi, ancak kardeşini yaralarlarsa yanında olabilmek için eline silah alarak o da cepheye gitti”, diye anlatıyor.

Savaş sona erdikten sonra, Enver Erast-ipa, Abhazya Cumhuriyeti Komünist Partisi’ne uzun süre başkanlık yaptı. 2004 yılı Nisan ayında kendisini kaybettik. Büyük oğlu Timur ise, 2013 yılında ise trajik bir şekilde, denizde boğularak aramızdan ayrıldı.

Enver Erast-ipa ve İzolda Aleksandr-pha’nın bugün beş harika torunu bulunmakta. Bunların çoğunluğu şuan yetişkin ve Rusya’nın prestijli fakültelerinde öğrenim görmekte. En küçükleri ise Gagra ortaöğretiminin çalışkan öğrencilerinden.

Her birinin dedelerinin birer bayrak taşıyıcısı – gerçek birer profesyonel ve vatansever olacaklarını umut ediyoruz.