Dünya Abaza Kongresi

22 Aralık 2024
08:49
Abhazya'da Nestor
Nestor Apollonovich Lakoba 1 Mayıs 1893'te Lyhny'da doğdu. Babası, çiftçi Apollon Lakoba, oğlunun doğumundan üç ay önce vefat etti: kendisi, çiftçiler toplantısında prenslerin ve soyluların gasp ve despotizmine karşı yaptığı saldırgan konuşmasından dolayı öldürüldü. Annesi Şahusna Dzhergenia, kimsenin yardımı ve desteği olmadan, yalnız başına üç çocuğu yetişmiş. Büyük zorluklarla küçük Çnagu'yu (Nestor yerine evde kullandıkları isim) Yeni Afon'daki (Novy Afon) kilise okuluna kaydını yaptırmaya başardı, bu okuldaki öğretiminden sonra Lyhny'daki iki yıllık okuluna gitti. Nestor okuduğu her yerde yaştaşları arasında kendi yetenekleri ve karakteri ile fark ediliyordu.
Onun üstüne titreyen sınıftaşların favorisi idi kendisi. Oyunların, eğlencinin, ötümlü şarkıların ve hırslı dağ danslarının olduğu her yerde, her zaman canlı siyah gözleri ve kuzgu kanadı renginde saçlı oğlan figürünü görebilirdiniz.
diye Mihail Bgajba «Nestor Lakoba» adlı kitabında yazıyor.
Oniki yaşında iken Tiflis manevi mektebini kazandı, ama kendisi dine çok az ilgi duyuyordu. Mekteb başkanı «öğrenci Lakoba hakkında» raporunda «yasak kitapları okuyor ve son sınıflarda okuyan öğrencilerle arkadaşlık ediyor» diye yazdı. Mektebi bitirdikten sonra Nestor eğitimine papazlar okulunda devam ediyor, ancak oradan bir sene sonra gizli devrimciler kulübüne katıldığından dolayı atılıyor. Tiflis'ten gitmesi gerekiyordu, ve kendisi Batum'a taşınıyor. Devrimci fikirler hala genç adamın ilgisini çekiyor. 1912'de Nestor Lakoba, Rus Sosyal-Demokrat İşçi Partisi'nin radikal kanadı «Bolşevikler» saflarına katılıyor. Bir süre sonra Batum polisi propagandacı-Abhazı sorgulamak için çağır ve Nestor yine ikamet yerini değiştirmeye karar verir, bu sefer Grozni'yi seçerek, orda Grozni Realschule'ye (gerçek okuluna) kaydını yaptırmaktadır. 1915 yılında, realschule'den mezun olup, Lakoba Kharkov Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde eğitimini devam etmeye çalışır, ancak çok geçmeden maddi sorunlar nedeniyle üniversiteden ayrılır ve memleketine döner.
Abhazya ya gelince Nestor Lakoba Gudauta'nın demir yolunda çalışmaya başlıyor. Burada da sosyal yaşamın tam ortasında idi. İmparatorluğun her dikişi patlıyordu: 1917 Şubat Devrimi, Mart ayındaki 2. Nikolay'ın tahttan ayrılması – Nisan ayında, halk ayaklanmaları Abhazya'ya da ulaştı. Lyhnaşta alanında gerçekleşen büyük çiftçiler toplantısında Nestor Lakoba Gudauta bölge komiseri seçildi. Bir süre sonra, «Kiaraz» halk devrimci örgütü (müfteze) kurulmaktadır, Nestor ise örgüt'ün liderlerinden biri oluyor. O zamandan 1921'de Sovyet iktidarının kurulmasına dek, Abhazya topraklarında Bolşevikler ve Menşevikler arasında güç mücadelesi sürdü (editör notu: Gürcistan o zaman Menşeviklerin elinde idi). Sıra ile bir süre Bolşevikler, bir süre ise Menşevikler galip gelirdi. Nestor zaman zaman bir yerlere saklanırdı ve Abhazya'ya dönerdi, 1918'in sonunda ise Suhum hapishanesine bile atıldı. 1920'de ise kader kendisini yine bir yeraltı devrimci hareketin önderliğini yapacak Batum'a sürükledi. Burada Acaralı arkadaşı Aki Cıh-oğlu'nun evine yerleşerek, Aki'nin kız kardeşi, gelecekte Nestor'un karısı olacak genç güzeli Sariya ile tanışıyor.
O zaman Sariya ve Nestor birbirine aşık olmuşlar. Sariya onunla kaçtığı zaman onbeş yaşında idi (benim gibi).
Sariya'nın baldızı Adile Abbas-oğlu «Unutamam» adlı kitabında yazıyor.
Sovyet Abhazya'nın Başında
4 Mart 1921'de Abhazya'da sonunda Sovyet iktidarı tamamen kuruldu. Abhaz halk'ın gözdesi Adagua, Abhazca'da «sağır» anlamına gelen adı (editör notu - Nestor iyi duyumadığından dolayı özel işitme cihazı takıyordu), Abhazya'ya dönüyor ve burada ortalama bir yönetici olmaktan ziyade, aynı zamanda Anatopraklarının koruyucusu da oluyor.
Şubat 1922'de, Nestor Lakoba Halk Komiserleri Konseyi'nin başkanlığına seçildi, 1930'da ise Abhaz OSSC'nin Merkez Yürütme Komitesi başkanı oldu. Lakoba'nın önderliğinde, harap ve ıssız hale gelen Cumhuriyetin yeniden canlanması başladı.
Küçük Abhazya'nın örneğinde, bir Sovyet cumhuriyetin ne kadar hızlı şekilde kültürlendiği görebiliyoruz ... Abhaz hükümeti, saygın Nestor Apollonovich Lakoba'nın aydınlı önderliğinde, Birliğin bütün bilimsel kurumları her şekilde dahil ederek ve Sovyet Abhazya'da kendi bilimsel araştırma enstitülerini ve istasyonlarını kurarak her zaman bilime olağanüstü ilgi göstermiş.
Akademisyen N.I. Vavilov 1932 yılında şu ifadeleri kullandı
Ulusal ekonomide, Nestor Lakoba kollektifleştirmeyi yürütmedi (editör notu: Sovyetler yönetimin, köylülerin özel mülkleri (sığırlar, topraklar) alarak onları birleştirip kolhoz adlı kollektif çiftlikler oluşturma politikası). Bununla birlikte, Abhazların yaşam tarzının özelliklerini göz önünde bulundurarak, Abhazya'da her zaman yoksul köylüler ve onları «köleleştiren» prensler arasında net bir tabakalaşmasının olmadığına dayanarak, prensleri, üst sınıf ve aristokrasi temsilcilerini kovalamadı. Adil kabul edilen ve halk arasında kendisine saygı kazandıran Nestor'un yürüttüğü bu politika, genel Sovyetler değişim planına uymuyordu, ve birçoğu tarafından beğenilmedi – mevzu Stalin'e ulaştı bile: «iyi dilekçiler» anonim mektubu hazırlamışlar, ve Nestor'un cevapla Reis'in huzuruna çıkması gerekti. Herşeyin Abhazya liderine karşı olmasına rağmen, Kremlin'de herkesin kendi haklılığına inandırdığı konuşmayı yaptı. Söylemeye gerek yok, olağanüstü konuşmacı yeteneklerine sahipti Nestor.
Abhazlar – sayısı az olan halktır, ve bu halkın büyük kısmını doğuştan prensleri ve soyluları oluşturmaktadır, ancak bunlar çoğu zaman ortalama köylüler gibi yaşamaktalar. Abhazya'da hiç kimse, kelimenin tam anlamıyla bir prens gibi hiç yaşamamıştı. Ben bu insanları yurtdışına sürsem, Sovyet rejiminin planladığı dönüşümü kiminle beraber gerçekleşecektim, Abhazya'yı kim koruyacaktı ve Abhazya Cumhuriyeti'ni kim kuracaktı? Bu insanlardır Gürcü Menşeviklere karşı mücadeleye başkaldıranlardır. Bu insanlardır gerilla gruplarını oluşturup Abhazya nüfusunun tamamını harekete geçirenler.
Adile Abbas-oğlu «Unutamam» adlı kitabında Nestorun konuşmasını vermektedir
Nestor Lakoba (solda), Lavrenti Beria, Agasiy Khanjyan parti konferansında1935
© Nestor Lakoba Devlet Müzesi
Lakoba'nın hiç bir zaman muhafızları olmadı, şehrin etraflarında yürüyerek dolaşırdı ve iletişimi çok kolay olan biriydi, ona gençten yaşlıya herkesin sevgisini kazandıran da buydu. İnsanları sadece iş yerinde değil, aynı zamanında sokaklarda, işten eve yürürken, deniz sahilinde gezerken, dinlendiği kahve evlerinde bile kabul eder ve dinlerdi.
Sariya ve Nestor Lakoba
© Musto Dzhihashvili'nin kişisel arşivinden
Nestor'u halkta gerçekten severlerdi ve ona saygı duyarlardı. Dahası, lider olmasını ilahi bir şey olarak görürlerdi. Onunla ilgili efsaneler oluşmaya başladı. Bunlardan bir tanesini tarihçi Ruslan Gozhba tarif etmişti. Yüksek dağ köyü Pskhu'da sürüleri güttüğünde cennetten inen üç peygamber sohbeti duyuyan bir çoban hakkında. Peygamberler kendi aralarında bütün Abhazya'nın "hükümdarı" olarak "Çnagu"'yu tayin ettiler. Bunu duyuyan çoban ise Mukba soyadlı hikmetli adama gördüklerini anlattı, Mukba ise, iddiaya göre Çnagu olarak kendini tanıtan bir genci Eshera'dan Suhuma giderken yolda karşılamıştı, bu genç de Nestor'du.

Tabi ki bu sadece bir efsanedir, ancak bu efsane Nestor'un yücel güçler tarafından verildiğini inanmak istiyen halkın arasında sağlam bir şekilde tutuldu. İnsanlar onun evine gelirlerdi, kendi dertlerini anlatırlardı – kimilere narkom'lar (Halk Komiserleri) hakaret ederdi, kimiler zor maddi durumda olan akrabaları için yardım isterdi, ve hiçkimse göz ardı edilmezdi.
Suhumda sadece Sovyet Halk Komiserliği Başkanı'nın resepsyonunda Abhazya'ya özgül günlük kamu hayatı ile fikir edinmek mümkündü. Tovariş (Sovyetlerde «Sayın» niyetine kullanılan ve yoldaş/arkadaş anlamını taşıyan hitab şekli) Lakoba'ya, yada sıradan vatandaşların ona hem yüzüne hem de arkasından hitab ettiği gibi Nestor'a, dinleyip adil şekilde hükmedeceğini güvencesinde, bütün makamları atlayarak, her mevzu ile geliyorlar. Abhazya Sovyet Halk Komiserliği Başkanı Tovariş Lakoba çiftçiler ve bütün nüfusun tarafından sevilmektedir. Tovariş Zinovyev (editör notu: Grigory Zinovyev, Sovyet siyasi ve devlet adamı), Abhazya'da iken, Abhazya'nın adını Lakobistan'a değiştirilmesini gerektiğini saka yaptı.
diye Rus yazar Zinaida Rihter 1924 yılında «Günlerimizin Kafkasyası» adlı kitabında Nestor ile ilgili yazmaktadır
Lakoba ve Troçki'nin «izolasyonu»
Kendisi farkında olmadan, Nestor Lakoba, Sovyet devletinin kaderinde çok önemli rol oynamıştır. 1924 yılın Ocak ayında, Lenin ölmek üzereydi, Kremlin'in duvarlarında ise artık iktidar için mücadele kaynıyordu. Lev Troçki, Lenin'in devlet başkanı mevkisinde muhtemel ardıllarından biriydi, ve rakipleri onu etkisiz hale getirmek için her olanağı kullanmak zorundaydılar.

Bundan kısa bir süre önce doktorların ısrarı üzerine Troçki karısı ile beraber trenle Moskova'dan Kafkasya'ya geldi. Aynı zamanında iki tanınmış parti figürü bir arada - Felix Dzerzhinsky ve Sergo Ordzhonikidze - Lakoba'ya Troçki'nin «izolasyonu» kendisine emanet olduğunu açık bir şekilde ima ederek yazıyorlar, «Çok şey, anlaşılan, Troçki'nin bu Abhazya ziyaretine bahis koyuldu. Daha doğrusu, onun geçici izolasyonuna», - Stanislav Lakoba, Lenin'in ölümünden üç gün önce oluşan tüm bu durum hakkında böyle yorumda bulunuyor.

Lenin'in ölümü haberi Lev Troçki'yı Tiflis'te yakaladı. Haberi aldıktan derhal sonra Kremlin'e Moskova'ya döneceğine bildirdi, ancak Stalin cenazeye zaten yetişemeyeceği için, Troçki'min sağlığı parti için daha önemlidir - Lakoba'nın yanına gitsin diye yanıt veriyor Troçkiye. Troçki, kandırıldığını artık Suhumda, Lakoba'nın misafiri iken öğrenir – Lenin'in cenazesi bir gün ertelendi, demek Lev Troçki yola dilediği günde çıksaydı, Reis ile veda etmek için cenazeye yetişirdi. Bu olay, Troçki'nin parti liderliği gözündeki otoritesine büyük hasar getirdi, ki bu da Stalin'in hedefi idi.
Lakoba ise Lev Davidovich'i (Troçki'yi) o kadar iyi ağırladı ki kendisi «doğa tarafından okşanan ülkede» yerli kültür ve adetlerine dalarak, iki aylığına kalmış. «Troçki ve Lakoba, Abhazya'nın her yerine gittiler, sık sık köylülerin misafirleri olurlardı, köy toplantılarına katılırlardı. Bunların bir tanesinde, Mokva köyünde gerçekleşen toplantıda, Troçki bir konuşma yaptı. Abhaz hitabet kültürünün bütün kurallarına göre başladı. Konuşmasını başlarken ilk kullandığı sözler Abhazca dilindeki «Halkım, üzüntüleriniz bana...» rituel ifadesi oldu. İnsanlar hayretle nefes aldı. Köylüler için konuşmasının en önemli parçası bu oldu» - diye yazıyor tarihçi Stanislav Lakoba .
Stalin Troçki'nin «izolasyonu»'ndaki Lakoba'nın yardımına büyük değer verdi. «Stalin Nestor'un bu zor geçiş döneminde onun konumunu güçlendirmeye yardımcı olduğuna inanıyordu – diye yorumluyor Stanislav Lakoba, - Bu da Stalin'in Lakoba'ya olan uzun (oniki yıla ulaşan) vadeli sevgisinin gizemidir. Bundan dolayıdır ki Stalin Lakoba'yı kendisine yakınlaştırarak, kazara bir şekilde imiş sanki «Ben – Koba (editör notu: İosif Stalin'in parti lakabı), sen - Lakoba» diye herkesin duyuyacağı şekilde şaka yaptı».
Koba, Lakoba, Beria
Lakoba ve Stalin arasındaki dostluk yıllar geçtikçe güçleniyordu. Stalin Abhazya'yı birçok kez ziyaret etti ve Nestor'un Lyhnı köyündeki evinde sık sık misafir olurdu. Reis, Sariya'nın elinden abysta'yı alırdı, küçük yudumlarda Nestor'un şarabını içerdi, ev sahibinin annesi Şahusna ise mutfakta yemek hazırlardı. Stalin, karının dostu olan Sariya'yı diğer «parti eşlerinden» ayırt ederdi, hatta ona Abhazya'nın ilk şahsi otomobillerinden olacak arabayı hediye etti.
Lavrenti Beria Reis'in Lakoba'nın ailesine karşı bu sevgisini korkunç şekilde kıskanıyordu. Parti'nin kariyer merdiveninde ilk adımları atan kendisi, Lakoba ile dostluk kurabilirse, Stalin'e de ulaşabileceğini çabucak anladı. Beria, Nestor ve Sariya'nın oğlu Rauf'u bile vaftiz etti ve aile dostu oldu. Beria'nın adaylığı Nestor'un desteği ile, hatta onun ricası üzerine gerçekleşti denilebilir, Stalin'e «bu genç enerjik Çekist'i partide yönetici görevine aday gösterme» tavsiyesinde bulundu. 12 Kasım 1931 Beria, Birleşik Komünist Partisi Transkafkasya Bölge Komitesinin ikinci sekreteri (editör notu: Bolşevikler) ve Komünist Partisi Gürcistan Merkez Komitesi'nin Birinci sekreteri (editör notu: Bolşevikler) oldu.
«Gözlüklü yılan», Beria'ya arkasından verdikleri adı (editör notu: pinze-nez gözlüğünü giyerdi), Reise daha sadık köpeği bulamayacağını göstermek için her türlü hileyi kullandı, onu memnut etmek için, ona hizmet etmek için her yöntemi kullandı. Bu küçük şeylerde bile belirgindi. Stalin kendi daça'sında yürüyüş yaparken, şakasına bahçesinin yabani otlardan temizlemeye teklif ettiğinde, baltayı eline alan Beria öyle gazapla zavallı çalıları kesti ki bu sahneyi izleyen herkes bir an için çalıyı değil, «düşmanların kafalarını» kestiğni zanettiler. Bu olayı oldukça detaylı olarak Sariya'nın kardeşi Musto Cıh-oğlu kendi anılarında anlatmaktadır. Beria parti merdiveninde her geçen gün daha da yükseliyordu, ve sonuç olarak, ilk başta Stalin'e daha yakın olan Nestor Lakoba, kendini Beria'nın tabiyeti içinde buldu.
Stalin'e «Hayır» dedi
1936 yılı Lakoba ve Beria arasındaki gizli mücadelelerinde dönüm noktası oluyor. Stalin, Lakoba'yı Moskova'daki İçişleri Komiseri görevine atamaya düşünmeye başlar ve birçok defa onu Moskova'ya davet eder, ancak Lakoba bu teklifi tekrar tekrar reddeder. Reis'in teklifini birdaha red ettikten sonra eşi Sariya'ya: «Neden Stalin bana bu kadar yüksek makamı teklif ediyor? Ben bunu hiç bir zaman kabul edemem, tehdit altında bulunsam bile… Halkım hala aparçman (editör notu: abhazca 'dikenli çalı') yerken ben nasıl yukarılara doğru tırmanayım?! Bunu hiçbir zaman kabul etmem» diye söyler. Bunu Adile Abbas-oğlu «Unutamam» adlı kitabinda yazmaktadır. Büyük olasılıkla mevzu sadece Stalin'in ona zamanın en kanlı görevini teklif etmesinde değildi, bununla beraber Nestor Abhazya'dan ayrıldığında Beria'nın burada istediği her şeyi yapabileceğini hissettiği idi neden. Abhazya'yı «Gürcülleşme» fikri uzun süredir ikincisinin başına yerleşti.
Bu fikir de, malesef, yeni değildi. Tam 1929 yılında, Komunist Partisi Transkafkasya bölge bürosu oturumunda, herkes Abhazya'nın Gürcistana otonom cumhuriyet olarak dahil edilmesine kabul oyu kullandıktan, her şeyin net olduktan sonra Lakoba'nın fikrini sordular. O da: «Söylediklerinizi duyuyamadım. İşitme cihazım kötü çalışıyor» diye cevabı verdi. Ancak herşeyi baştan tekrarlanması imkansız sayılmış, ve mevzu ilerideki zamanlara devredildi, buna rağmen daha sonra 'olumlu' karar alınarak kabul edildi.
Nestor Lakoba, Abhaz OSSC'nın Gürcü SSC'den ayrılıp doğrudan RSFSC'ye katılacağı ümidinden vazgeçmedi. Buna ilişkin taleblerle Moskova'da on sekizden fazla defa gitmişti ama onu duyumadılar.
«Önce cesedimi çiğnemeniz gerek!»
Aralık 1936'da Beria Lakoba'yı Tiflis'e çağırdı. Toplantı fırtınalıydı, kavga ettiler. Profesör Stanislav Lakoba'ya göre, Lakoba ve Beria arasındaki kavganın sebebi Gürcüler'i Abhazya'ya yerleştirme planı oldu. Bu planı Abhazya liderine gösterdiler ve Nestor Lakoba «Önce cesedimi çiğnemeniz gerek!» diye cevabını verdi. Bunun farkına olmadan, kendi ölüm emrini imzalamıştır.
Sohum limanının işletmeye verilmesi,18 Aralık 1930
© Abhaz Devlet Televizyon ve Radyo Şirketi
Ayni günün akşamı Lakoba'nın kaldığı otel odasını Beria'nın annesi arayacak, daha sonra ise Beria'nın karısı Nina gelip onu ısrarlı bir şekilde onlarında evinde akşam yemeğine katılıp en çok sevdiği yemeği – kızartmış alabalığı yemeye davet edecek. Beria'nın evine gelir, ancak yemekten neredeyse hiçbir şeye dokunmaz, sadece biraz konyak içer ve balığın tadına bakar. On dakika sonra kendini kötü hissedip ayrılır. Arabada şöföre Abhazca bir kelime söyler: Сыршьит (editör notu: «beni öldürdüler»). Aynı akşam Nestor Apollonovich'i bale'ye Beria'nın tiyatro locasına çağırıldı. Oradan neredeyse bilinçsiz şekilde götürüldü. Lakoba 26 Aralık gece yarısında Tiflis'te öldü. Daha sonra verilen rapordaki kesin sonuç - siyanür ile zehirlendi.
Suhum, 1 Ocak 1937
Nestor Lakoba'nın cenazesi
© Abhaz Devlet Müzesi
© Abhaz Devlet Müzesi
© Abhaz Devlet Müzesi
Nestor'un ölümü ile birlikte Abhazya tarihindeki en karanlık peryodlardan biri başlıyor - kendisini «halkın düşmanı» ilan ederler, karısı Sariya Lakoba'nın ve oğlu Rauf dahil olmak üzere en yakın akrabaları NKVD (editör notu: SSCB İçişleri Halk Komiserliği) hücrelerinde ölecekler. Ancak ölü Nestor bile birilerini rahatsız ederdi. Önce cesedini Sohum Botanik Bahçesi'nin kriptinden Mihaylovskoe mezarlığında yeniden gömecekler, daha sonra ise kalıntılarıyla âdeta detektif hikayesi başlar: bir versiyonuna göre, kalıntıları Mayak bölgesinde bir kireçtaşı çukurunda yakılacaklar, diğer versiyonuna göre - annesiyle birlikte bir eşi, mezarını yerle bir etmek istediklerini öğrenince, gizlice cesedin farklı yere yeniden defin edilmesini organize ederler, ancak kimseye defin yerini göstermezler. Öyle, yada böyle, bugün Nestor'un mezarı mevcut değildir.

Metnin yazarı Arifa Kapba, bild editörü - Naala Avidzba, baş editör – Amina Lazba