Dmitry Gulia Devlet Ödülü sahibi, seçkin Abhaz aydını Konstantin Şakrıl yaşasa idi 20 Mayıs'ta, 120 yaşında olacaktı.

Said Barganciya

Abhazya'nın tarihi - sürekli bir kimliğini koruma, farklı yıllarda Abhazların etnik bir grup olarak hayatta kalabilme mücadelesi ile doludur. Ama en çokta: Tarihimiz, sonuç olarak, her zaman bir zaferdir. Evet, büyük bedellerle elde edilmiş ama yinede sonuçta- bir zafer. Ve her zaman, her dönemde, bu zaferin sembolleri halkın seçkin temsilcileri olmuştur.

Konstantin Şakrıl ve yakınları - ağabeyi Platon Şakrıl, yeğeni Tamara Şakrıl da bu insanlardandı. Artık hiçbiri hayatta değil, ama vatanlarının yararına olan eserlerinin başarısı ile gelecek nesillere güçlü bir ruh ve sarsılmaz bir inanç bıraktılar.

Bu parlak ailenin bugünkü halefleri, Konstantin Şakrıl’ın iki torunu Galiya ve Esma Kalimova'dır. Bugün bazen Suhum'da bazen de Moskova'da olmak üzere iki şehir arasında yaşamaktalar. Abhazya Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın ilk günlerinden itibaren enformasyon cephesinde mücadeleye başlamış – Moskova basın merkezindeki görevleri aracılığı ile iki kardeş tüm dünyayı Abhazya'da meydana gelen aşırılıklar hakkında bilgilendirmişlerdir.

Öğrenci, öğretmen, akademisyen

Konstantin Şakrıl 20 Mayıs, 1899 yılında Gudauta bölgesinin Lıhnı köyünde dünyaya gelmiştir. 1909 yılında Cirhua köy okuluna gider, o zamanlar burada ağabeyi – tanınmış aydın ve öğretmen Platon Şakrıl öğretim veriyordur.

Galiya Kalimova, büyükbabasının okula ancak 12 yaşındayken gittiğini, çünkü annesinin çok hasta olduğunu ve ev işlerine yardım etmesi gerektiğini anlatıyor. Böylece çocukluk yılları Konstantin için hayat okulu haline gelmiştir.

Galiya, “Dedem çok evcildi. Bütün ev işlerini yapabilirdi, özellikle harika yemek yapardı. Kırmızı ev şarabı yapardı. Üzüm bağlarıyla ilgilenirdi. Herhalde henüz çok küçükken annesi hasta olduğu için tek başına yaşamaya alışmış olmasından dolayı tüm bunları bu kadar iyi başarıyordu”, diyor.

Konstantin okulu bitirdikten sonra, 1917 yılında iki senelik Lıhnı Meslek Okuluna girer. Aynı yıl Suhum Öğretmenlik Okulu’na da girmiştir. 1921'de Konstantin Şakrıl, Lıhnı okulunda ve 1924'ten Abgarhuk'ta (Gudauta bölgesinde bir köy) öğretmen olarak çalışmaya başlar.

Lıhnı ve Abgarhuk okullarında çalışırken, Abhaz dili ve edebiyatını çocukların rahat öğrenebilmesi için mümkün olan her şeyi yapmaya çalıştı. Konstantin Semen-ipa'nın onlara ders kitapları olmadan ders öğretirken ne kadar zor şartlarda uğraştığını bugün hayal etmek bile zor. İlk başlarda çocuklara ilk Abhaz gazetesi “Apsnı'nın” sayfalarında yayınlanan öyküler, şiirler, masallar ve makaleler yardımıyla yerli edebiyat sevgisini aşılamaya çabalamıştı.

Konstantin Şakrıl, her zaman öğrenme aşkı ile doluydu. 1932 yılında üniversiteye girdi ve 1936'da Suhum Devlet Pedagoji Enstitüsü'nün tarih ve filoloji bölümünden mezun oldu.

Ardından Şakrıl, Akademisyen Marr'ın (Şuan ki Dırmit Gulia Abhaz İnsani Bilimler Enstitüsü) adını taşıyan Abhazya Dil ve Tarih Araştırma Enstitüsü'ne araştırma görevlisi olarak davet edildi ve aynı yıl dil bölümü başkanlığına atandı.

Genç bilim adamı, aynı zamanda iki enstitüde birden -Suhum Pedagoji ve Abhaz Öğretmen Gelişim Enstitüsünde ders veriyordu. 1947'de Konstantin Şakrıl, SSCB Bilimler Akademisi'nin Moskova'daki Marr Dil ve Düşünce Enstitüsü'ndeki Filoloji Bilimleri Doktor Adaylığı tezini başarıyla verdi. 1970 yılında SSCB Bilimler Akademisi Doğu Araştırmaları Enstitüsü'nde tezini savunduktan sonra ise Filoloji Bilimleri Doktoru oldu.

Ancak, Şakrıl'ın araştırma ve öğretim faaliyetleri, yaygın Beria baskıları (1930'larda Abhaz aydınları zulme uğratılmıştı. Birçoğu baskı altına alındı, bazıları yargılanmak veya soruşturulmaksızın idam edildi) döneminde kesintiye uğradı.

Korkusuz mektup ve sonuçları

Abhazya'nın bütün ortaöğretim okullarında, devlet tarihi dersi çerçevesinde, okul çocuklarına Şubat 1947'de Abhaz bilim adamları Georgiy Didzaria, Konstantin Şakrıl ve Bagrat Şinkuba'nın, Rusya Geneli Bolşevik Komünist Partisi Merkez Komitesi'ne yazdıkları mektup okutulmaktadır.

Yıllar sonra, bazı tarihçiler ünlü mektubu umutsuzluğun çığlığı olarak adlandırıyorlar, çünkü bu üç ünlü bilim insanı sonuçlarından korkmadan, Abhaz halkının acısını ortaya koymuştu. Gürcistan tarafından, o yıllarda egemen olan "tüm Abhazların" zulme uğratılması ve aşırılıkları hakkında bahsedilmişti bu mektupta.

Sonuçlar kendisini çok bekletmemişti: üçünün birden parti kimlikleri iptal edilmiş, bu da onları otomatik olarak toplumdan dışlamıştı.

Fakat tarih kitapları neyi atlar ki: Abhazya için bu korkunç yıllarda, Konstantin Şakrıl gibi insanlarla temas kurmak bile bir trajediye dönüşebilirdi.

Şakrıl ailesi o dönemde zaten zulmün sonuçları ile karşı karşıyaydı. 1937'de Konstantin’in kardeşi Dmitriy Şakrıl tutuklanarak sürgün edilmişti, evine mektup yazan kardeşi sürülmesinin nedenini bulmalarını istiyordu. Ve asla anavatanına dönemedi.

Akrabaları akıbeti hakkında hiçbir şey bilmiyor, haber alınamayan kayıplardan sayılıyor hala.

Ve Galiya Kalimova'nın ifade ettiği üzere, bir zamanlar ailesini yakından tanıyan birçok kişi, mektubun ardından ilk önce aralarına mesafe koydular ve daha sonra tamamen iletişim kurmayı bıraktılar: çünkü bu onlar için çok tehlikeliydi. İlkeli ve ödünsüz duruşu yüzünden zulüm gören Konstantin’in kendisi de, kısa bir süre sonra topraklarından uzaklaştırıldı.

“Yaz mevsimiydi. Dedem içecek almak için markete çıktı. Kendisini birinin takip ettiğini fark etti. Önce bir markete sonrada başkasına girmiş, bu insan hala peşinden ayrılmamıştı. Bir şekilde bu adamı atlatmayı başarmıştı o gün. Ancak hayatının gerçekten tehlikede olduğunu da anlamıştı. Ve Moskova’ya uçmasına karar verildi”, diye anlatıyor Şakrıl’ın torunu.

Partinin izni olmadan bir yere gitmek imkansızdı ve bu sebeple kendi şehrinde bir süre rehin kaldı. Hayatının gerçektende tehlike altında olduğu bilgisine erişen arkadaşları tarafından uyarıldığında, Abhazya sınırlarını gizlice terk etmek zorunda kaldı. Bu olay mektubun yazılmasından iki yıl sonra olmuştu.

1949’dan itibaren Moskova Pedagoji Bilimleri Akademisi Ulusal Enstitüleri’nde kıdemli araştırmacı olarak çalışmaya başladı. 1951’de Çerkessk’e gönderildi, önce müdür yardımcısı, ardından Çerkessk Araştırma Enstitüsü müdürü olarak çalıştı.

Ancak altı yıl sonra, 1955'te, Gürcistan Komünist Partisi Abhaz Bölgesel Komitesi ve Abhazya SSCB Bakanlar Konseyi'nin talebi üzerine, Abhaz Dil, Edebiyat ve Tarih Enstitüsü'ne (Şuan ki Dırmit Gulia Abhaz İnsani Bilim Enstitüsü) transfer edildi. Şakrıl, 1976 yılına kadar idare ettiği dil bölümü başkanlığına tekrar atandı. Hayatının son günlerine kadar da burada kıdemli araştırmacı olarak çalıştı.

Bilimsel, pedagojik ve toplumsal hizmetleri

Bugün, Abhazya İnsani Araştırmalar Enstitüsü Müdürü, Dünya Abhaz-Abaza Kongresi Yüksek Kurulu üyesi Arda Aşuba ve Filoloji Doktoru Leonid Samanba, Konstantin Şakrıl'ın eserleri üzerinde çalışmakta ve biyografisini derlemekteler.

Leonid Samanba, Konstantin'i çocukluktan beri tanıdığını, komşu olduklarını belirtiyor.

Samanba, “Meslek seçimimi etkileyen kesinlikle Platon ve Konstantin Şakrıl kardeşlerdi. Konstantin Semen-ipa'nın akıl hocam olduğunu net bir şekilde söyleyebilirim. Benden daha büyüktü. Sıklıkla evlerine gider konuşmalarına kulak kabartırdım. Harika bir aileleri vardı! Odaya ufak bir çocuk girse dahi ayağa kalkarlardı, örnek olmak gerektiğini düşünerek”, diye hatırlıyor.

Arda Aşuba ve Leonid Samanba, Konstantin Şakrıl hakkındaki çalışmalarının önsözünde, bilim adamının eğitim çalışmalarına büyük yer veriyorlar.

Arda Aşuba ve Leonid Samanba önsözde, “1938’de ABNİ’de genç bir araştırmacı olarak, Abhaz orta öğretim okulları için, V-VI. sınıf fonetik ve morfoloji Abhazca ders kitaplarını hazırlayanlar arasında ilk sırada yer aldı. Kitabın temelini, Konstantin Semen-ipa Şakrıl’ın geliştirdiği metodoloji ve ders notları oluşturuyordu. Aynı yıl, ders kitabı, Akademisyen Simon Nikolay-ipa Canaşia’nın incelemesine sunuldu ve başarılı bir şekilde geliştirilen ve kullanılan dilbilim terminolojisinden etkilenen akademisyenin büyük beğenisini aldı. Ders kitabı ilk kez 1939'da yayınlandı ve Abhazların birçok nesillerin referans kitabı olarak kırk yıl içerisinde birkaç kez yeniden basıldı. Bu yıl yazarının yıldönümü ile birlikte “Abhazca dilbilgisi - fonetik ve morfoloji” ders kitabı ‘60. yılını kutluyor’”, diye yazıyorlar.

Konstantin Şakrıl – fonetik, morfoloji, sözdizimi, sözlükbilim, diyalektik, grafik, yazım ve etimolojinin Abhaz-Adige dillerinin karşılaştırmalı tarihsel incelemesi üzerine 100’den fazla akademik çalışmanın yazarıdır.

DAK YK üyesi Arda Aşuba, “Rusça-Abhazca Sözlüğü”nün ortak yazarlarından birisi, iki ciltlik "Abhaz dili sözlüğü" kitabının yazarlar gurubunun yöneticisi ve editörüdür. Hayatının son günlerine kadar aktif ve verimli araştırma çalışmaları yürütmüştür. Bunun en büyük ispatları 1992 yılında basıma hazırlanan: “Abhazcanın Bzıp diyalekti”, “Abhazca-Rusça sözlük” ve “Abhazca imla sözlüğü” olmuştur”, diye hatırlatıyor Konstantin Şakrıl’ın emeklerini.

Bilimsel, pedagojik ve toplumsal emekleri için Şakrıl, “Onur Nişanı”, madalya ve belgeleri ile ödüllendirilmiştir. Mart 1961’de Abhaz, ASSC’nin Onursal Bilim İnsanı unvanını aldı. Nisan 1979’da ise - GSSC’nin Onursal Bilim İnsanı unvanını. Abhaz dilinin iki ciltlik günlük konuşma çevirileri sözlüğü için, bilim insanına Dırmit Gulia'nın adını taşıyan Abhazya Devlet Ödülü verildi. Abhazya Cumhuriyeti’nin 1998’de Moskova’da basılan posta pulu Konstantin Şakrıl’a ithaf edilmiştir.

Tarihe dokunmuş yaşam

Konstantin’in hayatının en saklı anlarının hatırası, insanlara yansıtmadığı endişeleri, deneyimleri, evde kahvaltı masasında nasıl biriydi, sabahları nasıl şarkı söylerdi, nelere sinirlenir veya sevinirdi gibi diğer birçok kişisel hatırası torunları Galiya ve Esma Kalimovalar tarafından bugün özenle korunmakta.

Konstantin'in hayatında iki ağır trajedi yaşandı. 27 yaşındayken, eşi aniden öldü. Ve bir daha asla evlenmedi. İki çocuğu – kızı Aleksandra ve bir yaşındaki oğlu Boris ile baş başa kalmıştı. Henüz çok genç bir adamın aynı anda çalışması, çocukları büyütmesi ve evi ayakta tutması zordu - ve ağabeyi Plato'nun ailesiyle yaşamaya başladılar. Fakat 11 yıl sonra, Konstantin’i başka bir darbe bekliyordu: oğlu Boris ağır hastaydı. Doktorların tüm çabaları işe yaramamış ve 12 yaşındaki oğlu vefat etmişti.

Bilim adamının torunu Galiya, “Bu büyükbabanın hayatı boyunca taşıdığı çok ağır bir trajediydi” diye bahsediyor.

Acısına rağmen Konstantin yaşamaya ve Abhazya'nın yararına daha fazla çalışmaya devam etti.

Esma ve Galiya, neredeyse bütün yazlarını Lıhnı’da köy evinde büyükbabalarıyla geçirdiklerini hatırlıyorlar.

Galiya, “Genel olarak, hepimiz birlikte, büyük bir aile olarak yaşadık. Çok disiplinliydi. Genellikle yatmadan önce odasına “dalmaya” bayılırdık ve bize masal anlatırdı ”diye hatırlıyor.

Şakrıl’ın torunları, dedelerinin kendilerine ödevlerini yapmalarında yardım ettiğini, yetişmeleriyle çok yakından ilgilendiğini hatırlıyorlar.

Galiya, “Evimiz her zaman bir sürü misafirlerdolu olurdu. Bir seferinde dedemle birlikte Dırmit Gulia’nın evine gittiğimi hatırlıyorum. O zamanlar çok küçüktüm. Evimize her zaman tanınmış bir sürü insan gelir ve dedemle çalışma odasına kapanıp saatlerce bir şeyler konuşurlardı”, diye anlatıyor.

Torunu, dünya görüşünü, anavatanına olan tutumunu ve dilini etkileyenin büyükbabası olduğundan emin. Ne de olsa, o kendisini Abhazya'ya ve refahına adamıştı.

1992 yılında 15 Ocak günü sabah erken saatlerde, bir aydan biraz fazla hasta yatan Konstantin Şakrıl, 93 yaşında iken aramızdan ayrıldı. Abhazya önde gelen, yetenekli evlatlarından birini daha yolcu etmişti. Konstantin Şakrıl Lıhnı köyünde, aile mezarlığına defnedildi.

Böylece, Lıhnı köyünden bir öğretmenin hayatının hikayesi, bütün bir halkın tarihinin dokusu ile iç içe girmiş, güçlü bir bağ ile bağlanmış, kültürünün, geleneklerinin ve dilinin korunması konusundaki ulusal mücadelesinin bir yansıması haline gelmişti. Öğretmen ve bilim adamı, vefatından önce anılarını gelecek nesillere aktardı. Maalesef mağaza raflarına hiç ulaşamayan, yalnızca basılı birkaç kopyanın Konstantin Şakrıl'ın akrabalarının ve arkadaşlarının özel koleksiyonlarında bulunduğu bir kitap yazdı.