24 Temmuz günü, Abhaz şairi, toplumun sosyal ve siyasi etkinliklerinin lideri, 15 yılı aşkın bir süre bugün DAK olarak anılan - Uluslararası Abhaz-Abaza Ulusları Birliği’nin genel sekreterliğini yürüten, “Ahidz-Apşa” II. derecesi sahibi olan Gennadiy Alamia 70. yaş gününü kutluyor.

Said Barganciya

Bir şairle buluşmadan önce kendini nasıl hissedersin? Tabi ki, şiirsel – hislerin atmosferinde. Ancak gerçek, içten duygular, hissedenlerin dış müdahalelerine bağlı değildir. Gennadiy Alamia ile röportaja giderken, hiçbir şey hakkında tahmin yürütmeme ve kendimi ünlü şairi tanımaya bırakmaya karar veriyorum.

Gennadiy Alamia, şairlik, yayımcılık, toplumun sosyal ve siyasi etkinliklerinin liderliği, 15 yılı aşkın bir süre Uluslararası Abhaz-Abaza Ulusları Birliği’nin (Bugün Dünya Abaza Kongresi diye anılmaktadır) genel sekreterliğini yürütmüş bir isim olmasının yanı sıra, tüm yetenekli kişilikler gibi çok yönlü ve becerikli bir insan. Örneğin şair Alamia – konuşmamızın ilerleyen kısmında kendisinin de bahsedeceği üzere küçük uçak pilotudur.

Herhalde onu tanımlayamayacağımız özellik duygusallıktır. Ama aynı zamanda… Görünürde sert, hatta biraz kaba diyebileceğiniz bu insan, sohbetimizden birkaç dakika önce “entelektüel bir biçimde ilginç bir çıkış yapıyor”, bir yandan çok sert, diğer yandan da tüm içtenliği ile hayatının dönüm noktası olarak adlandırdığı kendini keşfetme dönemini anlatmaya başlıyor. Bu arada aynı sert tavrı ile birkaç kere duraksayarak, “Dikkatli dinlediğinden emin misin?”, diye soruyor.

Çocukluğunun hikâyesi yerine verilen cevap

“Gün batımında güneşe veda ettim,
Ve sabahları onu karşıladım. İşte o zaman doğdum.
Evden ayrılıp yolda ilerlerken, buraya geri dönme düşüncesi ile,
İşte o zaman ben doğdum!..”

Alamiya, çocukluğuyla ilgili cevap yerine bu satırları okuyor, bir şekilde konuyu hızlıca yaşamının asıl olaylarından çok maneviyatına çeviriyor. İlerleyen zamanda çocukluğundan da bahsedecek, ama şimdi… Bense şimdilik – “dikkatle dinlerken” önemli bir şeyi kaçırmamaya çalışıyorum. Üstün bir insanın, bir şair-filozofun oluşumunu dinlemek çok özeldir. Bunlar - "aniden kendisini bu dünyada bulduğunda", hayatın en parlak anı hakkında düşünceleriydi.

Şair, “İnsan bu dünyaya geldiğini hemen anlamıyor, nerede olduğunu hemen anlamıyor. Tüm sıkıntılarıyla ve kargaşasıyla bunun farkındalığı, hayatımın en önemli hatırası olmaya devam ediyor. Çok iyi anladığım bir şey var ki, hayatta sevinçler ve aydınlık günler, kara günlerden daha fazla”, diyor.

Baba Evi

24 Temmuz 1949'da, Şaliko Alamiya ve Klara Kaslandzia çiftinin ailesinde dünyaya geldi. Annesini Lili takma adıyla da çağırırlardı. Tanınmış Abhaz aktör Leo Kaslandzia’nın da kuzeni idi. uzun yıllar Kutol köyün ortaokulunda Rus Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak çalışmıştı. Babası Şaliko’nun mesleği ekonomistlikti, uzun yıllar Kutol köyü (Abhazya’nın Oçamçira şehrine bağlı bir köy) kolektif çiftliğinin yöneticiliğini yapmıştı.

Gennadiy Alamia, “O zorlu yıllarda o kadar organize çalışıyordu ki, insanlar para kazanabilmek için Kutol’a geliyor ve çoğu aile refah içinde yaşıyordu. Babam köyden ağaç çıkarılmasını yasakladı ve bir kereste fabrikası kurdurdu. Böylelikle yeni iş alanları açılmasını sağlamıştı. Çok özel bir insandı. Hep başkaları için yaşardı. Böyle bir insan daha tanımadım”, diye hatırlıyor babasını.

Köyü Kutol’da baba evi hala korunmakta. Uzun yıllar önce olduğu haliyle – mütevazı ve sıcak. Gennadiy bu aralar evin onarım işleri ile ilgileniyor. Evde şuan ufak kardeşi Givi ikamet etmekte.

Alamiya, “Ebeveynlerimin mezarları evimizin yakınındaki tepede bulunmakta ve bazen babam bir zamanlar büyük bir kalabalığın yaşadığı bu eve hüzünle bakıyormuş gibi hissediyorum. Bu sebeple evi onarmak benim için büyük önem taşıyor”, diye vurguluyor.

Baba evinde, en büyükleri Gennadiy olan altı çocuk büyümüş. Her zaman okulda iyi bir öğrenci olduğunu söylerken, hiçbir zaman “takdirlik öğrenciler” yada “yaramazlar” kategorisinde yer almadığını da vurguluyor. Çocukluğundan itibaren okumaya özel bir sevgisi olduğunu belirtiyor.

“Çoğunlukla geç saatlerde uyurdum, birçok edebiyat eserini henüz okulda öğrenciyken okumuştum bile. Birçoğu hala hatırımda”, diye anlatıyor.

Traktörlü serseri

Çocukluk yıllarında yolunun kesiştiği insanlar arasında Gennadiy için en önemli isimlerden birisi de köyü Kutol okulunun müdürü İvan Nikolay-ipa Sadzba'dır (ünlü Abhaz aydın).

Alamia, “İvan Nikolay-ipa çok değerli bir insandı. O ve babam birlikte öğrenci birliğini kurmuşlardı. Bizim iki traktörümüz vardı. Yazın biz (öğrenciler) çalışır, çay toplardık. Bize yaptığımız işler için ödeme yaparlardı, birazda kolektif çiftlik ekler ve seyahat ederdik. Henüz okul öğrencisi iken kazandığımız bu paralar sayesinde tüm Sovyetler Birliğini gezme imkanımız olmuştu”, diye anlatıyor.

Gennadiy Alamia tarla çalışmalarından dönerken bir gün o traktörlerden birisi ile kaza geçirir.

Şans eseri ağır bir yara almadan atlattığı bu kazayı Alamia, “Bu gerçek bir serserilikti. Traktörü kullanırken annemin beni izlediğini fark ettim. Ona traktörü ne kadar iyi kullandığımı göstermek istedim. Hava atmayı öyle abartmıştım ki, nasıl ters döndüğümü kendim bile anlayamadım”, diye hatırlıyor.

Ona bir daha asla yazmamasını iletin

1967 yılında okulu bitirmesinin hemen ardından Gennadiy Alamia, Suhum Pedagoji Enstitüsü Fizik-Matematik bölümüne girer. Üçüncü sınıfa kadar bu fakültede okuyan Alamia, Maksim Gorkiy Moskova RSSSC Yazarlar Birliği’ne yatay geçiş yapar.

Gennadiy, “Fizik-Matematik bölümünü bıraktım çünkü o dönem fakülte ile çok iyi ilişkiler kuramamıştım. O yıllar bölümde gürcülerin ev sahipliği tasladıkları dönemdi. Eh, bana da Moskova Edebiyat Enstitüsüne girebilme şansı doğmuştu”, diye belirtiyor.

Küçüklüğünden beri edebiyata meyilli olan Alamia’nın kendisi de şiirler yazıyordu. O zamanlar – 1970’li yıllarda, Moskova enstitüsüne girdikten bir yıl sonra basılacak derlemesi için şiirleri birikmişti bile. Derlemeye “Mavi gökyüzü” adı verilir.

Daha sonra onlarca şiir derlemesi basıldı. O şiirler bugün hala okuyanların kalbine dokunarak popülerliğini sürdürüyorlar. Gennadiy Alamia ayrıca birçok dünya klasiğini Abhazcaya çevirmiş ve birçok bilim makalesine imza atmıştır.

Şairin ilk şiiri ile ilgili ilginç bir hikayesi bulunmakta. Bu şiir bir şekilde Kutol köyünde okul gazetesinde yayınlanmış ve Alamia zamanla bu şiiri tamamen unutmuştur.

Alamia, “Öğrenimimi tamamlayıp Moskova’dan döndüm. Sadzba [okul müdürü] bana bir şiir gösterdi, ama kimin yazdığını söylemedi. Sadece okuyup tavsiye vermemi istedi. Şiiri okudum ve İvan Nikolay-ipa’ya bu şiiri yazana bir daha şiir yazmamasını, bu konuda yeteneği olmadığını iletin dedim. Bu cümlem üzerine İvan Nikolay-ipa kahkaha atmış, öyle bir gülmüştü ki!.. Bir süre sonra gülmesi bitince şiirin yazarının ben olduğumu söyleyebildi. Meğer bu şiir benim okul yıllarındayken yazıp unuttuğum şiirmiş”, diye anlatıyor.

Basında başlayan çalışma hayatı ve "Aydgılara" hareketinin bağımsız gazetesi

Alamia Moskova’da enstitüyü bitirdikten sonra gene Moskova’da “Ulusların Birliği” gazetesinde staj görmeye başlar, daha sonra Moskova’nın Ramensk bölgesinin yerel gazetesinde çalışır ve ancak birkaç yıl sonra Abhazya’ya döner.

Burada Dırmit Gulia müzesinde, daha sonra da çocuk gazetesi “Amtsabz” da çalışmaya başlar. İlerleyen zamanlarda “Apsnı kapş” gazetesinde de görev alır. 80’li yılların sonunda ise aktüel ve talep gören basımda kendisine yer bulmuştur. Bu Aydgılara gazetesidir. Yayın aynı adı taşıyan demokratik toplumsal hareket (Abhazya Halk Forumu “Aydgılara” (“Birlik”), 3 Aralık 1988'de Suhum'da kuruldu ve Abhazya vatandaşlarının ülkenin bağımsızlık mücadelesinde birleşmesini sağlayan bir hareketle sonuçlandı. Gennadiy Alamia bu hareketin aktivistlerinden birisiydi) tarafından basılıyordu.

Alamia, “Daha birkaç gün önce “Aydgılara”nın yayınlarını okuyordum. Çalışmalarımdan memnunum. Bütün sorunlara rağmen gazetemiz bağımsız olayı başarıyordu. Diğer gazetelerin bahsetmediği problemlerden bahsediyorduk. Zaman geçtikçe halkta arkamızda olmaya başladı. Böyle bir şeyi başarabildiğimize hala şaşırıyorum. Böyle üç yıl çalışmaya devam ettik”, diye anlatıyor.

Savaş, silahlar ve "kukuruznik"

1992 yılında Abhazya Ulusal Kurtuluş Savaşı başladı. Gennadiy Alamia savaşta aktif olarak yer almıştı. Halk Forumu'nun ve ulusal bağımsızlık hareketinin kökeninde bulunan Alamia, savaşın patlaması ile Abhazya'ya silah tedarikinden sorumluydu. Savaş onu “Vladislav Ardzınba’nın ofisinde” yakalamıştı.

Alamia, “Bize onların [gürcülerin] geldiği haberi verildi ve birkaç gün sonra beni Çeçenistan’a gönderme kararı alındı. Savaş arifesinde Kafkasya üzerine çalışıyordum, sağlam ilişkilerim vardı, bu sebeple Kafkasya’ya beni gönderme kararı alındı.

Burada, Gennadiy Alamia’nın zamanında, 1992 yılında Dağlı Halkları Konfederasyonu olarak değiştirilen, Dağlı Halklar Birliği’ni kurucusu olduğunu vurgulamamız gerek. Birlik tarafından tartışılan sorunlar arasında, toplumun SSCB cumhuriyetlerinde demokratikleşme girişimlerini destekleme çabaları vardı, çünkü bu dönem yeniden yapılanma dönemi idi.

Abhazya halkının Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında, Kafkasya'dan Abhazya'ya aktif bir gönüllü hareketinin sağlanmasına katkıda bulunan da Konfederasyondu. Ve Gennadi’nin Kafkasya ile arasındaki yakın ilişki göz önüne alınarak Kafkasya'ya onun gönderilmesine karar verildi. Gönüllü hareketini koordine edenlerden biriydi ve ayrıca savaşın zor yıllarında Abhazya'ya silah taşımasına yardım ediyordu.

Alamia, “Çocuklarımın nerede olduğunu bile düşünmeden hemen uçmuştum. Savaşın ilk gününde büyük oğlumu, Suhum’da Kırmızı Köprü’de görmüştüm. O savaşa katılmıştı. Diğer çocuklarım küçüktü. Öylece uçağa bindim ve gittim”, diye hatırlıyor.

Silahları, Rusya’nın farklı bölgelerinden “kukuruznik”e (tarım için üretilen Sovyet uçaklarına halk arasında verilen isim) yüklüyor ve Abhazya’ya getiriyorlardı. Bu sürede Gennadiy Alamia mecburiyetten “kukuruznikleri” kullanmayı öğrendi ve çoğu zaman ikinci pilotluk yapıyordu.

Gennadiy, “Aslında “kukuruznikleri” uçurmak çokta zor değil, aynı araba kullanmak gibi, zor olan uçağı indirebilmek”, diye belirtiyor.

Ve bu seferlerden birisinde kaza olur.

Alamia, “Yanımda ana pilot olarak Çeçen Abdullah vardı. Sigara içmek istedim ve yönetimi almasını rica ettim. Bir kaç dakika sonra uçağımız yalpalamaya başladı. Abdullah inişe geçmeye çalıştı. Kanadı samanlığa takılan uçağımız sert bir şekilde samanlığa çakıldı. Bilincim yerindeydi ve sigara içtiğimi hatırladım. Uçağımızın patlayabileceği aklıma geldi. Abdullah

yanımda nefes almadan yatıyordu. Öldüğünü sandım… Ama yaşıyormuş. Bir şekilde uçaktan çıkmayı başardım ve onu da sürükledim”, diye anlatıyor.

Abhaz-Abaza Ulusu Birliği’nde çalışmaya başlaması

1992 yılı, 7 ve 8 Ekim tarihlerinde Dünya Abhaz-Abaza Halkları I. Kongresi, Lıhnı köyünde gerçekleştirildi. Kongre’ye uzak ve yakın ülkelerde yaşayan diaspora temsilcileri, Kabardey, Adigey, Şapsugi, Abazaşta’dan delegeler katıldılar. Bu olay, 1992-1993 Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında Abhazya halkının ruhunun canlanmasını önemli ölçüde etkilemişti.

Kongre’ye Taras Şamba başkanlık yaptı. Gennadiy Alamia, Abhaz-Abaza Halkı Birliği Uluslararası Kuruluşunun (Bugünkü Dünya Abaza Kongresi) yaratılmasının kökenindeki ana isimlerden biriydi. Alamia Abhaz-Abaza Halkı Birliği Uluslararası Kuruluşunun Genel Sekreterliği görevinde 15 yıldan fazla bir süre çalıştı ve bu organizasyonun çalışmalarının temel fikir ve ilkeleri oluşturdu.

“Karmaşık bir karakteri olmaması garip olurdu”

Abhazya halkının Vatanseverlik Savaşı sona erdikten sonra, Gennady Alamiya, diğer bağımsızlık savaşçılarıyla birlikte, bağımsız Abhazya'yı güçlendirmek için çalışmaya devam etti. Bir dönem Yüksek Konsey Başkan yardımcılığını ve Halk Forumu “Aydgılara” başkanlığını yürüttü.

Gennadiy Alamiya siyasi ve halk figürü, müzisyen, şef, besteci, Abhazya Cumhuriyeti Halk Sanatçısı Nodar Çanba ile 40 yılı aşkın bir süredir arkadaşlık yapmakta.

Çanba Alamia'dan şöyle bahsediyor: “Bizim neslimiz Gürcülerle yaşanan problemlerin içinde büyüdü. Bir şekilde, kendiliğinden ülkelerinin kaderine kayıtsız olmayan insanlar bir araya gelmiştik. O şair olduğu için çok fazla ortak yönümüz vardı. Gennadiy kültür ve sanat insanıdır”, diyor.

Arkadaşını tanımlayan Çanba, onu zor, keskin ve ilkeli olarak tarif ediyor.

Nodar Çanba, “Çok zor bir karakteri var. Bu, huyu belli bir kategoride inatçılıkta kendini gösteriyor. Karmaşık bir doğası olmazsa garip olurdu, çünkü o bir sanat adamı, özel bir hayat vizyonu olan gerçek bir insandan bahsediyorum. Hayata karşı olan bakış açısı sayesinde negatif olaylara bile özel bir yaklaşımı vardır”, diyor.

Gennadiy Alamia ve Nodar Çanba bugünde ortak bir çalışma yürütüyorlar. Bu çalışma Shakespeare’in trajik romanı Romeo ve Juliet'in Abhaz Dram Tiyatrosu'nda sahnelenmesi. Bu eseri Abhazcaya çeviren Gennadiy Alamia’nın da ta kendisidir.

Oyunun, Ağustos ayı ortasında prömiyer yapması planlanıyor. Dostlar prömiyere beraber gitmeyi düşünüyor.

Aile ve gelecek

Seçkin insanlarla sohbet ederken, tüm parlak ve verimli yaşamlarına rağmen ailenin gene de en önemli yerde olduğunu anlıyorsunuz. Gennadiy Alamia’da bu isimlerden birisi. Gennadiy bugün, çocuklarının, torunlarının sevgisinin yanı sıra, kız ve erkek kardeşlerinin ilgisi ile de mutlu bir yaşam sürmekte. Büyük oğlu ailesi ile Belçika’da yaşıyor. Diğer iki oğlu ise Suhum’da. Birisi savcılılıkta çalışıyor, diğeri ise serbest ticaretle uğraşıyor. Kızı ise Moskova’da çalışıyor ve yaşıyor.

Gennadiy Alamiya doğum günlerinden birinde “aldığı” en değerli hediyenin “sevgili torunu Naria” nın doğumu olduğunu belirtiyor. Torunu da 24 Temmuz tarihinde dünyaya gelmiş. Bugün anaokuluna giden torununun en çok dedesine düşkün olduğunu belirtiyorlar. Sadece Abhazca konuştuğunu, hatta dedesi gibi şiirler yazmaya çalıştığını da öğreniyoruz.

Beş yaşındaki bu kız çocuğunda Gennadiy Alamiya, özlemlerini, yeteneklerini ve her şeye karşı çocuksu ve doğrudan olan tutumunda geleceğini görüyor, mutluluğu görüyor, hayata karşı olan “güzel günlerin kara günlerden çok daha fazla olduğu” inancının gerçekleştiğini “canlı” bir şekilde görüyor.