Dünya Abaza Kongresi'nin kuruluşunun temelinde yer alan Taras Şamba, 29 Temmuz 1938'de doğdu. 13 Ekim 2020 tarihinde vefat etmiştir.
Arifa Kapba
Abhazya ve Rusya’nın sosyal ve politik aktivisti, Dünya Abaza Kongresi ve Moskova Abhaz Diasporası'nın kökenindeki isim Taras Şamba, Abaza halkını birleştirmek için büyük çaba sarf etti. 29 Temmuz 1938'de, çeşitli zamanlarda hem savcı hem de yargıç olan, Abhazya Onursal Avukatı, Abhazya Yüksek Mahkemesi Başkanı ve Abhazya Avukatlar Barosu Başkanı olan Miron Şamba ailesinde dünyaya geldi. Eşi Lidya Eşba ile Taras, Sergey, ve Eteri adlarında üç çocuk yetiştirdiler.
Gençlik hobileri
Taras Suhum'da doğdu, ama babasının görevi dolayısı ile aile onunla hareket etmek zorunda kaldı. Sonunda Taras lisedeyken Suhum'a yerleştiler.
Taras Miron-ipa’nın kardeşi Sergey Şamba (Abhaz siyasetçisi ve devlet adamı, Abhazya'nın eski başbakanı ve eski dışişleri bakanı) şunları hatırlıyor: “Suhum'da şu anki Leon Oteli'nin karşısında yaşıyorduk, evde her zaman bir sürü insan olurdu - Taras'ın arkadaşları. O zamanlar nadir olan, ilk teybi alışımızı hatırlıyorum. Teybimiz birazda farklıydı: plak kayıtlarını dinlemek mümkündü ve onları çıkarıp, bir şekilde farklı yönlere dönebilen diğer makaralara (manyetik bant) koyabilme imkanı da vardı. “Elfa” diye bir markaydı”.
Şamba ailesinin yaşadığı ev neredeyse Basla nehrinin hemen kıyısındaydı. Taras Miron-ipa bu gençlik yıllarını Ekaterina Bebiya’nın «Yıldızlara giden aydınlık yol. Taras Şamba» programında şöyle hatırlıyor: “Sekiz ve on iki tekneye bindiğimiz ve nehirden denize doğru yüzdüğümüz, bu vesileyle yelkenli ve kürek sporu yaptığımız çok iyi bir tekne limanı vardı. Ayrıca evden çok uzak olmayan, çeşitli sporlarla uğraştığımız bir Spor Merkezi vardı. Benimse yedi spor dersim vardı ve sürekli çalışıyordum: bir gün dağlarda koşuyor, diğer gün – denizde yüzüyordum”.
Erkek kardeşinin idolü
Taras, Sergey'den on üç yaş büyüktü ve bu nedenle ortak çocuk oyunlarına sahip değillerdi, ama abisi Sergey için her zaman parlak bir örnek oldu.
Sergey Şamba, “Taras ve arkadaşları her zaman bir şeyler icat ederlerdi, etraflarında her zaman bir şeyler olurdu. Benim için, onlar gibi olmak, onları taklit etmek istediğim Abhazya'nın seçkin gençliğiydi. Ben büyümeye başladığımda artık siyasi konuları konuşur olmuştuk. Tüm bunlarla enerji doluyor, halkın toplandığı filarmoniye koşuyordum (Ulusal kurtuluş hareketinin güçleri tarafından düzenlenen Abhaz halkının haklarını korumak için gerçekleştirilen çeşitli toplantılar ve eylemler kastediliyor). O zamandan beri, ulusal kurtuluş hareketi ile ilgili, halkımızın karşılaştığı adaletsizlikle ilgili düşünceler, endişeler içindeydim. Sanırım Tarih Fakültesine yönelmemdeki en büyük etken de ağabeyimdi”, diye anlatıyor.
Taras Şamba’nın kendisi ise Suhum No_10 Dağlı Okulu’ndan mezun olduktan sonra dersleri iyi olan, zeki ve parlak bir genç olarak Moskova Devlet Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdi. Moskova’da ilk Abhaz topluluğunu, henüz öğrenciyken örgütledi. Aslında, bu bir Abhaz gençlik merkeziydi, buradakilerin çoğu daha sonra Abhaz halkının haklarını aktif olarak savunan gençlerdi.
Öğrenciliği ve soydaşlarla ilişkisi
Bu tür ilk toplantılar genelde, Abhazya’nın bugünkü birçok yazarının o zamanlar okuduğu Gorkiy Edebiyat Enstitüsü’nde yapılırdı. İşte Taras Miron-ipa’nın kendisi o günleri televizyon programında şöyle hatırlıyordu: “O zamanlar enstitüde Aleşa Gogua (Geleceğin ünlü yazarı), Volodya Ankuab (Geleceğin ünlü filologu ve eğitimcisi) ve biz yurtta aylık toplantılar düzenlemeye başladık. Abhazların toplandığı konusu hakkında rektörlüğe de bilgi verilmişti.
Toplantıların konusu her zaman şöyleydi: Moskova'ya gelen bir yazar veya yazarın edebi eserini seçerdik, onu kendimize davet eder ve onun çalışmalarının prizmasında Abhazya'nın tarihi ve kültürü, dili hakkında, bir derginin, gazetenin yayınlaması, televizyonun kurulması hakkında konuşurduk”.
Bu küçük topluluktan daha sonra yakın zamana kadar Taras Miron-ipa Şamba’nın önderlik ettiği büyük Moskova Abhaz diasporası doğdu. Daha sonra bu görevi Beslan Agrba kendisinden devraldı.
“Benim kendi yolum var”
1973 yılında, Taras Şamba Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi 'deki Sosyal Bilimler Akademisi yüksek lisans öğrenimine girdi.
Kardeşi, “Burayı bitirdikten sonra Abhazya’ya dönmesi gerekiyordu, ama akademinin rektörü onu odasına çağırarak şöyle söylemiş: “Abhazya'da hiç şansın yok, Gürcistan siyasi çevrelerinde Abhaz milliyetçisi olarak anılıyorsun, burada kal”, demiş ve ona akademide çalışmayı teklif etmiş”, diye anlatıyor.
O ana kadar Taras eşyalarını toparlamıştı bile, ebeveynleri ise oğullarının memleketlerine döneceğinden emin bir şekilde evde bekliyorlardı.
Annenin düşüncesi şu yöndeydi: bir hademe bile olsa da Abhazya'da yaşamaya geri dönmesi gerekiyordu. Ancak, oğul çocukluğundan beri her şeyi her zaman kendi yöntemiyle yapmıştı. Örneğin, No_10 Dağlı Okulu'nda okurken Taras, Mayıs günü geçit törenine elinde 1937 yılında baskı döneminde tutuklanıp infaz edilen Abhaz lider Nestor Lakoba'nın bir fotoğrafını tutarak katılmıştı. O dönemde, Lakoba adı çoktan temize çıkarılmıştı, ancak geçit töreninde bir ulusal kahraman portresi ile ortaya çıkmak hâlâ kışkırtma ve protesto olarak algılanıyordu. Sınıfta açıkça lider görülen genç adam elbette okul arkadaşlarından ve dostlarından destek almıştı. Ancak babasına, oğlunun geçit törenini nasıl "bozmaya" çalıştığı hakkındaki bilgi çok hızlı bir şekilde ulaştırılmıştı. Başka bir parti görevlisiyle eve gelen Miron Şamba, oğlunun biraz “kulağını bükmek’ istedi, ancak genç adam sakince ve net olarak şunları söyledi: “Senin kendi yolun var, benim de kendi yolum, lütfen bana karışma!”.
Gene kendi yolundan giderek Moskova da kalmıştı. Akademinin Devlet İnşa ve Hukuk Bölümünde eğitimcilik ve "Devlet yapı sisteminde kanun uygulayıcı kurumlar" teziyle doktorasını yaptıktan sonra da profesörlüğe kadar yükselmişti.
Bir bilim adamı ve hukuk doktoru olarak Taras Şamba – sekiz ayrı kamu akademisinin mevcut üyesidir. 2002'den 2008 yılına kadar Rusya Devlet Ticaret ve Ekonomi Üniversitesi'nin birinci rektör yardımcısıydı. Şamba'nın bilimsel ilgi alanlarını, devlet, demokrasi ve hukukun üstünlüğü teorisi ve pratiği oluşturmaktadır. Bu konularda çok sayıda yayın ve makalenin yazarıdır.
Taras Şamba, “Abhazya: Devlet ve egemenliğin yasal temeli” adlı temel eserin de yazarıdır. Abhazya Cumhuriyeti'nin modern Anayasasının hazırlanmasında aktif rol almıştır. Şamba, Rusya Onursal Avukatı ve Fahri Avukatı unvanlarına sahiptir.
Kongre Başkanlığında
Çok genç yaşlardan itibaren Taras Şamba'nın yaşamı, Abhaz toplumunun ileriyi görebilen her bireyinin olduğu gibi - insanların bağımsızlığı ve kendi kaderini tayin etmesi fikrine adanmıştı. Taras Miron-ipa örgütsel ve diplomatik becerilerini, Abhazya'da savaş başladığında ve her zamankinden daha fazla dış desteğe ihtiyaç duyulduğunda en belirgin bir biçimde göstermeyi başarmıştı.
Uluslararası Abhaz-Abaza (Abaza) Ulusu Birliği – MAAAN (şimdiki ismi ile Dünya Abaza Kongresi) tamda o dönemde, 1992-1993 yılı Abhazya Ulusal Kurtuluş Savaşının en ateşli zamanında kurulmuştu.
Tamda ş şekilde olmuştu: Ekim 1992'de, tarihi Lıhnaşta ovasında Abhaz-Abaza Ulusu Dünya Birinci Kongresi gerçekleştirildi. Taras Şamba bu kongrede Başkan seçilmiştir.
O zamandan beri kendisine gayri resmi olarak “Abhazların Başkanı” unvanı verilmiştir, çünkü kongre Abaza halkının bütün temsilcilerini birleştirmiştir.
Taras Miron-ipa “Sputnik Abhazya” ajansına verdiği röportajda, “Yaklaşık 20 devletten temsilcileri toplayıp Lıhnaşta’da Birinci Dünya Kongresi'ni gerçekleştirdik. O zamanki hedefimiz çok basitti - bizim için zorlu olan savaşı kazanmak. Ki kazandık ve Abhazya'nın kurtarılmış başkentinde İkinci Kongre’yi gerçekleştirdik.
Taras Şamba, Abhaz-Abaza halkının birliğini açıkça tanıyan insanlardan biriydi. Faaliyetleriyle, yaşadıkları dünyanın hangi coğrafik noktasında olursa olsun, Abhazların yakınlaşmasına katkıda bulunmuştur. Şamba, Abhazlar ve Abazalar için tek bir alfabe oluşturma fikrini aktif olarak desteklemiştir.
Profesör Yuriy Agrba, «Taras Şamba. Halkın Başkanı» belgeselinde, “Bütün bu yıllar boyunca, bu ulusları birleştirmek için yürüttüğü çalışmaları hayranlıkla izledik. Ve O bunu başardı. Tüm çalışmaları için kendisine minnettarız. Her bir Abaza için Taras Miron-ipa’nın ne anlama geldiğini bir bilebilseniz, O – bir efsane, bir halk sevgilisi”, diye anlatıyor.
Taras Şamba, Abhazya heyetinin Abhaz-Abaza diasporasının yaşadığı çeşitli ülkelerine yapılan ziyaretlere defalarca önderlik etmiştir. Nereye giderse gitsin, Abhazlar arasındaki kayıp bağların yeniden canlanmasını sağlayan bir insan olarak algılanır, çok samimi ve büyük bir onur ile karşılanırdı.
Şamba ile bu tür seyahatlere katılan Rusya'nın Abhazya Olağanüstü ve Tam ve Yetkili Büyükelçisi İgor Akhba şöyle diyor: “Maalesef ki, öncelikle Türkiye ve Ortadoğu’nun diğer ülkeleri olmak üzere buralarda Abhazya’ya kıyasen çok daha fazla Abhaz yaşamaktadır. Uzaktan gözlem yapıyordum: Taras Miron-ipa bir ortama girdiği anda onu, güveni hak eden bir insan olarak alkışlarla, hayranlıkla karşılıyorlardı”.
Tüm bağları Abhazya lehine
27 yıl önce, 14 Ağustos 1992'de, Gürcistan birlikleri Abhazya'ya girdi, Taras Şamba, anavatanın diğer gerçek evlatları gibi, bu duruma kayıtsız kalamazdı. Ancak herkesin bu kadar geniş bağlantıları ve onun gibi doğru insanlara erişimi yoktu.
Sergey Şamba, “Savaş Abhazya'da başlar başlamaz, Taras çok aktif bir şekilde Kuzey Kafkasya'ya seyahat etmeye, her türlü bağları kurmaya başladı. Eylemleri büyük ölçüde, bu ülkelerin liderlerinin Abhazya’ya gitmek için gönüllü olan gençlerin hareketine “göz yummalarına” katkıda bulundu. Oradan, insani ve farklı türlerde destekler başladı. Burada Taras'ın kişisel bağları gerçekten büyük bir rol oynamıştı, çünkü Kafkasya'da Sosyal Bilimler Akademisi'nde beraber okuduğu birçok parti liderini tanıyordu. Sovyetler Birliği'nde birçok önemli ve etkili arkadaşı vardı”, diye vurguluyor.
Savaştan sonra, Moskova'da Abhazya ile ilgili birçok konu onun aracılığı ile ya da onun katılımıyla karara bağlanırdı. Taras Şamba’nın “Bulgakov” evi diye de anılan Bolşaya Sadovaya 10’daki çalışma ofisi, - Cumhuriyet’in bağımsızlığının tanınmasından önce Abhazya’nın Rusya gayri resmi elçiliği gibiydi. Abhaz halkının kaderine kayıtsız olmayan herkes sorunları tartışmak ve çözmek için orada toplanırdı.
Taras Şamba, Abhazya'yı sınırlarının ötesinde gerektiği şekilde temsil ediyordu. Bu nedenle, Haziran 2013'te, konusu: “Abhazya ve Avrupa: Karşılıklı anlayış ve yakınlaşma yolları” olan benzersiz bir konferansa katılmak üzere Brüksel Avrupa Parlamentosu'na davet edilen Abhazlar ve Abazalardan oluşan büyük bir heyete başkanlık etmişti.
Konuşmasında Abhazya’nın yakın tarihinden bahseden Şamba, şu cümleleri kurmuştu: “Kafkasya’nın tek bir ulusu bile gürcülere destek olmayı tercih etmemiştir. Kafkasya’nın tüm ulusları Abhazya’nın tarafında yer aldılar, hatta Abhazya tarafında savaşan gürcüler bile vardı. Gürcülere karşı Abhazlar ile savaşıp kahraman unvanı almış gürcüler bile bulunmakta”.
Taras Şamba'nın aynı zamanda en barışçıl görüşlere sahip bir insan olduğunu belirtmekte de fayda görüyoruz. Kendisi her zaman, tüm uluslara saygıyla davranılan çok uluslu bir bölgede büyüdüğünü vurgulamıştır.
Abhazya Ulusal Kurtuluş Savaşı arifesinde Taras Şamba, barış anlaşmasının ve Gürcistan'la bir arada bulunmanın temelini oluşturabilecek bir taslak belgenin değerlendirilmesini teklif etmiş, ancak Gürcü liderliğinin bu sorunu barışçıl bir şekilde çözme arzusu olmmıştır.
Topluluğun ruhu
Bugün Taras Miron-ipa 81.yaşını kutluyor. Hayatının tüm önemli işlerinden uzaklaşarak, yönetiminin dizginlerini genç liderlere vermesine rağmen, hala canlı ve aktif bir şekilde kamusal hayata katılıyor. Yetiştirdiği gençler tarafından da destek gören inisiyatiflerinden biri de — Moskova Abhaz diasporası temsilcilerinin, her yıl 9 Mayıs’ta düzenlenen “Ölümsüz Tabur” etkinliğine katılmasıdır.
Şamba hala bu topluluğun ruhu, etrafında farklı yaşlardan birçok insanın toplandığı bir şahsiyettir. Toplumsallığı ve açık sözlülüğü kesinlikle herkesi büyülemektedir.
Torunları Anastasia ve Denis ve tabii ki Nazira ve Gayana'nın kızları, dedeleriyle gurur duymaktalar. Taras Miron-ipa sevgi dolu bir baba ve özenli bir eştir. Kızlarına göre, anne ve babalarının her zaman çok sıcak bir ilişkileri olmuştur.
Kızı Nazira “Geçen yıl 8 Mart’ta eve geldiğimde evde iki adet çiçek olduğunu gördüm. Babama neden iki tane olduklarını sorduğumda bana, - “Birisi yatak odasında, birisi mutfakta dursun diye, çünkü annen her kadın gibi mutfakta çok fazla vakit geçiriyor”, demişti.
Ondan bahseden ya da Taras Miron-ipa hakkındaki görüşünü dile getiren herkesin ortak tanımlaması “bilge”, “dürüst” ve “karizmatik” sözcükleridir.
Kendisi, yaşamı boyunca hiç kimseye bilerek kötülük yapmamaya çalışmadığını ve asıl servetinin de sahip olduğu çok sayıda arkadaşları olduğunu itiraf ediyor.
Size hayatınız boyunca sağlık, neşe, refah ve aktif yıllar diliyoruz, sevgili Taras Miron-ipa!
Kaynaklar:
· TV Filmi "Taras Şamba. Halkın Devlet Başknı"
· TV Filmi "Yıldızlara giden aydınlık yol. Taras Şamba".
girişa yada kayıt yapmalısınız.