DAK Ebeveyn Kulubü'nün Mart ayında gerçekleştirdiği ilk toplantının konusu, üst kuşağın çocuk yetiştirmedeki rolü ve modern zamanın dikte ettiği eğitim yaklaşımı oldu.

DAK Tartışma Kulübü'nün ebeveyn kulübü Mart ayının ilk toplantısında br araya gelenler bu kez ebeveynler değil büyükannelerdi. Toplantının konuğu, kendisi de iki yaşındaki torununu yetiştiren, Abhaz Devlet Üniversitesi öğretmeni, koç Astanda Sadzba idi.

DAK Tartışma Kulübü Başkanı İrina Turaa, büyükanneleri kulübe davet etme fikrinin, lider çocuklar yetiştirmenin ele alındığı bir önceki toplantıda ortaya çıktığını söyledi.

Turaa, “Anneler, bu karmaşık süreçte eski kuşağın büyük bir rol oynadığını açıkça kabul ediyorlar, bu yüzden annelerimizi ve kayınvalidelerimizi getirmeye karar verdik. Çocuklar ve ebeveynler hep oldular, varlar ve her zaman olacaklar - baba ve çocuk sorunları da hep olacaktır. Dolayısı ile üzerinde çalışmamız gereken bir konu. Bugün ilk defa böyle bir yapı ile bugün toplanabildik”, dedi büyükannelere gelmeye zaman ayırdıkları için teşekkür ederek ve herkese “iyi vakit geçirmelerini” dileyerek.

Davet edilen uzman koç Astanda Sadzba, çocukların ve torunların yetiştirilmesinde tekrarlanmaması gereken hataları ve genel olarak eğitimin “stratejisinden” bahsetti.

Ona göre, eğitimdeki “stratejik önem” taşıyan nokta her şeyden önce çocukların daima yanında olmak.

Sadzba, “Çocukla günlük etkileşim, gelecekte görmek istediğiniz "resim" üzerine kuruludur”, diyor, çocukların ve torunların iyi yetiştirilmesinin eğitimcinin “mutlu bir yaşlılığı” anlamına geldiğini ekleyerek.

Uzman, yetişkinlerin çocuk yetiştirmedeki rolünün, her şeyden önce fiziksel ve psikolojik güvenliklerinin garantörü olmaktan ibaret olduğunu söylüyor.

Koç, “Yalnızca fiziksel güvenlik sağlamak yeterli değildir. Psikolojik güvenlikten yoksun bir çocukta, gelecekte kompleksler gelişir”,diyor. Çocuklarla veya torunlarla ilişki kurarken, bir yetişkinin hayatlarında üç rol üstlenmesi gerekir: ilk olarak, bir rol model, ikincisi, bir arkadaş ve üçüncüsü de, bir akıl hocası.

Koç, “Çocuğun sizi dinlemesi için, onun için her şeyde bir rol model olmalısınız. Sigara içmenin zararlı olduğunu söylerken aynı zamanda kendiniz sigara içemezsiniz. Bir çocuk boş bir sayfa gibi doğar ve içinde orada yazdığımız her şeyi barındırır- bilgi, beceri ve hatta kompleksler. Çocukla temas kuran tüm yetişkinler - ebeveynleri, öğretmenleri, akrabaları - büyümesine yardımcı olurlar, çocuk tüm bilgileri çok net bir şekilde okur”, diye vurguluyor.

Katılımcıların dikkatini, iletişimin özünün "gönderilen bilgiden değil, alınan bilgiden" oluştuğuna çekti.

Astanda Sadzba, “Çocuğun kalbini kırabiliriz: “Sana bin kere söyledim!” Ama anlamadıysa demek ki bu yeterli olmamıştır. Demek ki, anlayana kadar tekrar anlatmalıyız. Kişiliğine saygı duyan bir çocuk yetiştirmek gerekir. Sen kötüsün - dememelisiniz. “sen iyi birisin ama yaptığın davranış kötü”, demelisiniz. Çünkü değerlendirme kişiliğine verilirse, değişemeyecektir ama eylemi iyi olana dönüştürebilir”, diye açıklıyor.

Katılımcılar, koçun modern bir çocuğun, Abhaz geleneklerini de koruyarak nasıl yetiştirileceği hakkındaki görüşünü sordular.

Uzman, Abhazların kanunu olan Apsuara'nın özünün, kaç yaşında olursa olsun . – «bebekten yaşlıya kadar» kişinin kişiliğine saygıdan oluştuğunu kaydetti. Sadzba aynı zamanda, bugünle ilgili olmayan arkaik gelenekleri ortadan kaldırmaktan bahsetti, çünkü onun görüşüne göre, burada genellikle kavramların bir değişimi bulunmakta.

Astanda Sadzba, “Geleneksel eylemler kaldı, ancak eylemlerimizin anlamını artık zaten kaybettik. Örneğin, insanlara cenazelerde neden yemek veriyorlardı? Çünkü uzaklardan geliyorlardı. Peki bugün bunu hala neden sürdürüyoruz?”, diye retorik bir soru sordu ve ekledi: “Apsuara her şeye saygı duymayı içeriyor. Bir bbeğe, bir yetişkine, tanımadığın bir insanın fikrine ve ya davranışına. Çocukları çok kültürlü yetiştirmek istiyorsak, tüm dünyadan kapalı olarak sadece Abhaz geleneklerini koruyarak yapamayız. Kendinizinkini bilmeniz gerekir, ancak dünyada olanlara da saygı göstermeliyiz”, dedi.

Konuşmasını bitiren koç, büyükannelerin torunlarla ilişkilerinde şu ana fikirle meşgul olması gerektiğini belirtti: “Ruhunda nasıl bir iz bırakacağım, beni nasıl hatırlayacak?”.

Kulüpte bulunan büyükanneler aynı zamanda birilerinin kayınvalideleri idi, bu nedenle toplantıda gelin ve kayınvalide arasındaki ilişkiye değinilmeden geçilemedi: çocukları yetiştirmenin farklı yöntemleri, birlikte yaşamanın tavsiye edilebilirliği ve durumda çatışmalardan nasıl kaçınılacağı hakkında.

Koç "yaratıcı düşüncelerini duruma dahil etmelerini" tavsiye etti.

Bunu kimin “dahil edeceği” sorulduğunda, kendisi de ir anne ve gelinin olan, herkesle eşit şartlarda toplantıda yer alan kulüp başkanı Kama Kuatsnia, şöyle yanıt verdi: “Daha fazla motivasyonu olan kimse, o. Ailedeki uyumu korumaya en istekli olan, yaratıcılığını gösterir. Daha akıllı olan sorumluluk almalıdır”.

Astanda Sadzba da ona destek vererek şunları ekledi, “Eşin ebeveynleri ile yaşamak şu yönden iyidir - torununun yetiştirilmesinde üç kuşağın bilgeliği aynı anda ortaya çıkar”.

Ebeveyn Kulübü'nün çalışmaları sırasında Instagram sosyal ağında canlı bir yayın düzenlendi. Çevrimiçi toplantı katılımcıları yayını izleyerek, yorumlar yazdı, sorular sordular.

İzleyenler arasında, DAK Yüksek Konsey Başkanı Musa Egzek’inde olduğu ortaya çıktı.

Bir DAK çalışanı aniden, Egzek’in talimatı ile bir kucak dolusu çiçekle Dünya Kadınlar Günü'nü kutlamak için toplantı odasına geldi.

Altı ve yedi yaşındaki torunlarının büyükannesi Selma Zantaria, DAK'ın toplantısı hakkındaki izlenimlerini anlattı. Toplantı katılımcısı Ebeveyn Kulübünün "ilginç ve bilgilendirici" olduğunu belirtti.

Zantaria, “Ben sadece bir büyükanne değilim, yıllardır Oçamçira gençlik merkezindeki çocuklarla çalışıyorum, Suhum gençlik eviyle işbirliği yapıyorum. Astanda Sadzba'nın bahsettiği her şey çok ilginç, duyduklarımı sadece torunlarımın eğitiminde değil ayrıca işimde de uygulayamayacağım”, diye konuştu.

Bir toplantının daha sonuçlarının ardından, Ebeveyn Kulübü Başkanı, ilgili üyelerin kulübe her geldiğinde, kendileri için çok sayıda yararlı bilgi edindiğini belirtti.

Kama Kuatsnia, “Tartışmalardan sonra, birçok kişi ilk bakışta basit gibi görünen çözümler duyduklarını, ancak bunun daha önce akıllarına gelmediğin söylüyorlar. Bu, başkaları deneyimlerini paylaştığında, çok fazla fikir dinlediğinizde olur. Farklı insanların deneyimlerini birleştirdiğimize ve bu nedenle Ebeveyn Kulübündeki toplantıların verimli olduğuna inanıyoruz. Gelecekte, Suhum'un dışına da seyahat etme, o bölgelerde uzman kadınlarla toplantılar yapma fırsatı olacağını umuyoruz”, diye konuştu.

Dünya Abaza Kongresi Tartışma Kulübünde özel bir proje olarak açılan Ebeveyn Kulübü, çalışmalarına Kasım ayının, 2019 yılında başlamıştı. İsteyen her ebeveyn kulübe üye olabilmekte. Organizatörlere göre, bunun temel koşulu “ilgi ve motivasyon”.