DAK Bilgilendirme Portalı olarak, Abhazya'nın önemli liderlerinden biri olan Boris Adleyba'yı, 15 Temmuz da, doğum gününde saygıyla anıyoruz.

Arifa Kapba

Abhazya’nın en parlak liderlerinden birisi olarak Boris Adleyba’yı, anmak sanırım hiçte abartı olmaz. Aramızdan çok erken ayrılmasına rağmen tarihte iz bırakan isimlerden birisidir. Adleyba, 11 yıl boyunca ülkeye hizmet etmş ve kendisini Anavatan’ın çıkarlarını resmi Tiflis’in iradesine karşı bile savunabilen gerçek bir diplomat olarak kanıtlamıştır.

Boris Viktor-ipa Adleyba, 15 Temmuz 1931'de Suhum'da doğmuştur. Boris Viktor-ipa'nın ataları aslen Otap ve Çlou köylerindendi. Kendisi de büyük bir sevdayla bağlı olduğu bu köylerin gelişimleri için büyük emek vermişti. Örneğin Çlou köyünde açılan okula Boris Adleyba ve kendisi gibi bu köyden çıkma olan ünlü yazar Bagrat Şinkuba vesile olmuşlardı.

“Eğer atın binicisi bensem, dizginler benim elimde olmalı”

Adleyba, parti kariyerine Oçamçira bölge komitesinde başladı ve burada bölge komitesi birinci sekreterliğine kadar yükseldi. 34 yaşındayken, partinin Suhum şehir komitesinin ikinci sekreterliğine seçildi. 1971'den 1975'e kadar Boris Adleyba Tkuarçal Şehir Partisi Komitesine başkanlık yaptı. 1978'de kariyerinin ve yaşamının doruk noktasındaydı: parti komitesinin Abhazya bölgesi birinci sekreteri seçildi, yani Abhazya'nın en yetkili birinci ismiydi.

Ancak, Boris Viktor-ipa, bu görevde Tiflis'in elinde bir kukla olmak istemedi. Görevini, Abhaz halkının çıkarlarını geliştirmek için kullanırken, bir yandan da görevinde kalmayı başarabilen bir insandı. Adleyba, yönetimin kendisinde göstermelik olarak değil, gerçekten olması için elinden geleni yaparken olağanüstü bir diplomatik yetenek gösteriyordu.

Boris Viktor-ipa’yı yakından tanıyanlar şu deyimini çok iyi hatırlıyorlar: “Eğer atın binicisi bensem, dizginler benim elimde olmalı”.

Abhaz kültürüne destek

Boris Viktor-ipa Adleyba’nın döneminde, zor zamanlarda, Tiflis tarafından hakları ciddi şekilde kısıtlanan Abhazların rahatsız olduğu birçok sorun çözüldü. Abhazların Suhum şehrinde ikamet alabilmeleri ancak Adleyba döneminde mümkün olmuştu. Kültür alanında çalışanlar başkentte konut almaya başlamış, daha da önemlisi, bir bütün olarak kültürü desteklemek için elinden gelen her şeyi yapmıştı.

Boris Adleyba'nın tiyatroya hayran olduğu, Abhaz Drama Tiyatrosunun gösterilerine düzenli olarak katıldığı, bölge ve köylerden insanların tiyatroyu ziyaret edebilmeleri için her şeyi yaptığı bilinmektedir. Adleyba, Abhaz tiyatrosuna gitmeyen insanın Abhaz kültürüne saygı duymadığına inanırdı.

Abhazya ressamlar topluluğu da liderin büyük desteğini yakından hissediyordu. Devletin, Adleyba’nın özel talimatı ile yazarların eserlerini satın alarak onlara kazanç sağladığı da bilinmekteydi. Boris Viktor-ipa'nın Abhaz kültürüne bir diğer önemli katkısı da, Abhazya'nın ilk profesyonel ressamı Aleksandr Çaçba’nın mezarının Abhazya’ya getirtilerek tekrar defnedilmesini sağlaması olmuştu.

Abhaz Devlet Üniversitesi ve televizyonunun açılması da “Adleyba” döneminin en önemli olaylarından biriydi. Elbette bu, bütün olarak ulusal kurtuluş mücadelesinin genel bir başarısıydı, ancak Abhazya başkanının tam desteği olmadan bu pek mümkün olmazdı. Ardından Boris Adleyba görünüşte önemsiz, basit sorunları çözmeye başladı.

Boris Adleyba’nın oğlu Astamur bu olaylardan birini şöyle hatırlıyor: “Televizyoncuların kendisinden de duymuştum, 1978 yılında Abhaz televizyonu kurulduğunda açılış müziği olarak seçilen müzik gürcülerin çokta hoşuna gitmemişti. Müziği fazla milliyetçi bulmuşlar, keskin bir şekilde karşı çıkarak, farklı bir müzikle değiştirilmesini istemişlerdi. Fakat babam, gürcülerin bütün kinini üstlenerek müziğin olduğu gibi bırakılmasını istedi”.

Halkın yanında kalmak

Kuşkusuz, Abhaz bölgesel parti komitesinin birinci sekreteri olarak, halkın bağımsızlık arzusunu desteklemek diğer herhangi bir insanınkine kıyasen daha zordu. İşte bu durumu devlet adamı Konstantin Ozgan gazeteci Ekaterina Bebia’nın filminde şu sözleriyle vurguluyordu: “Boris Viktor-ipa Adleyba, SSCB liderliğinin, ülke liderlerinin ulusal kurtuluş hareketini desteklemesine izin vermediği bir dönemde Abhazya'nın lideriydi”.

Ama Adleyba, Mart 1989'da yapılan Lıhnı toplantısına da katılarak desteğini net bir şekilde ortaya koymuştu. O tarihte Lıhnı meydanında toplanan 36 bin kişi, SSCB Komünist Partisi Merkez Komitesine, 1921'den 1931'e kadar var olan Abhaz SSC'nin tekrar kabulü üzerine (o dönemde Abhazya, Abhaz Gürcü Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti içinde özerk bir cumhuriyetti) Lıhnı çağrısında bulundu.

Abhaz halkının egemen bir statü kazanma arzusunu ifade eden bu belge, ilk olarak Boris Viktor-ipa Adleyba tarafından imzalandı. Çağrıyı imzalayarak, aslında kariyerinin bitişini imzalamıştı: kısa süre çerisinde ilk sekreterlik görevini bırakmak zorunda kaldı.

Astamur Adleyba, “Bu, babanın biyografisindeki çok önemli bir detaydır, bize (çocuklarının) başımız dik bir şekilde yaşama hakkı verir. O an kariyerinden, yerinden olacağını çok iyi bildiğini ama halkının yanında olması gerektiğini çok iyi anladığından eminim. Daha birçok planı olduğundan, halkının yanında daha birçok şeye yetişmek istediğinden hiç şüphem yok”, diye vurguluyor.

“Ardzınba Abhazya için çok şey yapabilir”

Boris Adleyba, bir politikacı, bir devlet adamı olarak önemli bir niteliğe sahipti: ileri görüşlüydü ve henüz iktidardayken, kendisinin yerine bir değişim arıyordu. Ve bunu genç bilim insanı, parlak konuşmacı Vladislav Grigori-ipa Ardzınba da bulmuştu.

Ardzınba, Boris Adleyba'nın doğrudan müdahalesi ile Moskova'dan Abhazya'ya getirilmişti.

Yazar Cuma Ahüba, “Boris Adleyba olmasaydı” adlı makalesinde bu olayı çok ilginç bir şekilde anımsamakta. Makalede, Boris Viktor-ipa'nın, Abhazya Bilim Enstitüsü Başkanlığı pozisyonu için yapılacak seçimlerde Ardzınba’nın adaylığını desteklemesini rica etmek için ofisine nasıl geldiğini anlatıyor. Ahüba, konuşmasına, Moskova'da uzun yıllar çalışmış olan bilim adamının Abhazya'ya gelip enstitünün başına geçmek isteyeceğinden şüphe duyduğunu belirterek başlar. Ki dediği gibi de olmuştur. İşte o makaleden bir alıntı:

“- Boris Viktor-ipa, bildiğim kadarıyla, Ardzınba 20 yıldan fazla bir süredir Moskova'da çalışıyor. Abhaz Dil ve Edebiyat Enstitüsü'nde çalışmaya uzak olmasından korkuyorum. - Bu sebeple adaylığı beni düşündürüyor. O değil, biz Abhazya’da yaşayanlar bile bazen birbirimizi anlamakta zorlanıyoruz. İyi tarafı ise – gürcülere tabi değil. Çünkü yetkililerimizin ve bilim adamlarımızın çoğu yalnızca Gürcü yetkililerin emriyle hareket ediyorlar. Aksi bir durumda, enstitüdeki çalışmaları işe yaramazsa, görevinden ayrılabilir, Moskova'ya geri dönebilir ve daha önce yaptığı şeyi sürdürebilir. <..> Yaşadığım sürece [Şevardnadze’nin] Abhazlar için söylediklerini – tahtakurusu gibi ezmek lazım – sözlerini asla unutmam. Ardzınba, Abhazlar için çok şey yapabilir, haklarımızı savunabilir”.

Ayrıcalıksız

Boris Adleyba ailesinde, herkes mütevazı ve dikkatli davranması gerektiğini biliyordu. Bir zamanlar sağlık bakanı yardımcılığı görevini üstlenen, mesleği doktorluk olan Boris Viktor- ipa’nın eşi Lyudmila Labahua, kocası Abhaz Obkom'un birinci sekreteri olur olmaz gönüllü olarak bakanlık koltuğunu bırakmıştı. Böyle mütevazı bir ailede başka türlüsü zaten olamazdı.

Astamur Adleyba, “Aslında herhangi bir Abhaz ailesinden farkımız yoktu. Hiçbir ayrıcalığımız olmuyordu. Herkes gibi aynı okullara gidiyorduk. Yürüyerek pazara gidiyorduk. Babam bir şekilde farklı olmamıza çok karşıydı, fazladan hiçbir şeyi yapmamıza izin vermezdi. Bugün İmam Şamil sokağında bulunan denize tarafındaki dört katlı apartmanlardan birinde üç odalı bir dairede yaşıyorduk. Çocukluğum bu dairedeki küçük karyolada geçmişti. Babam bize hiçbir maddi miras bırakmadı, edindiğimiz her şeyi kendi emeklerimizle kazandık”, diye anlatıyor.

Kızı Manana, oğulları - Gennadiy, Timur ve Astamur babalarını çok az görebiliyorlardı. Sabah çok erken saatlerde işe gider ,gece geç saatlerde döner, sadece Pazar günleri eve biraz erken dönebilirdi, diye anlatıyorlar.

Boris Viktor-ipa'nın hobileri arasında - çocukluğundan beri oynadığı futbol bulunmaktaydı, mükemmel bir kaleciydi. Bu sevgisi gene kendisi gibi küçüklüğünden beri futbol oynayan küçük oğlu Astamur’a da geçmiş. Hatta bir keresinde Dünya Kupası'na uçan SSCB gençlik futbol takımına katılma fırsatı bile bulmuş, ama antrenör kendisini takıma hemen almamıştı… babası ise bu konuda hiçbir eylemde bulunmamıştı. Boris Viktor-ipa oğluna destek vermemesini ise, “demek ki hak etmemişsin” , sözleriyle açıklamıştı. Astamur Adleyba, babasının çocukları için asla özel ayrıcalıklı koşullar yaratmadığını vurgulamakta.

Ziraat Enstitüsünden başarıyla mezun olan ortanca kardeşi Timur’un, babasının kendisine iyi bir iş önereceğini umarak, eve döndüğü anı iyi hatırlıyor.

“Moskova’dan gelişini, onu karşılayışımızı iyi hatırlıyorum… Hepimiz, kardeşim ve annemde dahil herkes akşam babamın eve gelmesini heyecanla bekliyorduk. Herkes babamın Timur’u Bakanlar Kabilesine bir göreve falan atayacağını düşünüyorduk. Nede olsa iyi bir bölümü iyi bir dereceyle bitirmişti. Akşam babam işten dönüp eve girdiğinde Timur’a sordu: “Ne yaptın, bitirdin mi? Tamam. Sabah eşyalarını topla Çlou’a yola çık. Seni bekliyorlar, karşılayacaklar. Mekanize tuganın ustabaşı olacaksın”. Neredeyse oturduğumuz koltuklardan devrilecektik şaşkınlıktan… İki yıllığına çalışmak üzere onu Çlou’a yolladı ve «412-Москвич» marka bir araba aldı kendisine.

Boris Viktor-ipa Adleyba çok erken bir zamanda henüz 59 yaşındayken aramızdan ayrıldı. 1990 yılı Kasım ayında üçüncü kalp krizi sonrasında kendisini kaybettik. Boris Viktor-ipa ile arkadaş olan ünlü Rus kalp cerrahı Leo Bokeria'ya göre, Adleyba kurtarılabilirdi.

Bokeri, “Gerçek bir Kafkas erkeği, yakışıklı bir adam olarak, onun durumunda gerekli olan sedye üzerinde taşınmayı kesinlikle reddetti ve arabada önüne geçilemeyen akciğer ödemi ile başa çıkılamadı”. Sonucunda, bilge, ileri görüşlü devlet adamının, gerçek bir vatanseverin, cesur ve saygın insanın kalbi atmayı bıraktı.

Bugünün standartlarına göre, Boris Viktor-ipa Adleyba'nın baş döndürücü bir bürokratik kariyer yaptığını söyleyebiliriz; bulunduğu liderlik pozisyonunda her ne yaparsa yapsın, vatanının ve halkın çıkarları onun için her zaman öncelikli olmuştu.

Kaynaklar:

  • Abhazya Biyografik Sözlüğü
  • Cuma Ahüba, «Boris Adleyba olmasaydı». «Abhazya Cumhuriyeti» gazetesi, 05.06.2016 tarihli yayınından.
  • Ekaterina Bebia’nın “Erkekler ayakta ölür: Boris Adleyba” adlı filminden.