Tanınmış Abaza şairi Larisa Şebzuhova’nın 60. yıldönümü dolayısı ile DAK Bilgilendirme Portalı olarak, yaşamının ve kariyerinin ana aşamaları, sanatsal oluşumu ve gelişiminin önemli noktaları ve çalışmalarının ana motifleri üzerine bir yazı hazırladık.
Lyudmila Aysanova
6 Nisan da, Abhazya Yazarlar Derneği'nin ve Rusya Yazarlar Birliği’nin üyesi, Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti'nin ulusal şairi, Abaza şair Larisa Şebzuhova’nın 60. yıldönümü kutlandı.
Yakınları tarafından büyük destek gören şiir yeteneği Tanrı tarafından tutuşturulmuş, sönmez bir ateş gibi alevlenmiş, daha sonrada hayatı boyunca tüm deneyimleriyle beraber gelişmişti. Larisa Şebzuhova halk “tribününün” gerçek bir şairi- şarkıcısı haline gelmişti. Bu yolda kendisine, tükenmez enerjisi, cesur ve sağlam karakteri, insanların ruhlarına nüfuz etme arzusu, yaşamın temel değerlerini anlamaları için onlara yol gösterme isteği yardımcı oldu.
Atalarının zengin mirası
Larisa Şebzuhova Kubina (Kubina lokt) köyünün, en güzel köşelerinden birinde – ilerleyen zamanda şairin bir çok kez burayı şiirlerinin ilham kaynağı olarak anacağı "Çibiş" bölgesinin aynı ismi taşıyan nehrinin kıyısında dünyaya geldi.
İçinde bir sürü gözyaşı boğdum,
Birçok acımı sana güvenip verdim,
İşte seni bunun için sevdim –
Hiçbir zaman kavgandan yorulmadın.
Böylece Larisa, büyük Kuban'a akan küçük nehri tanımlayan şiirlerden birine başlayacak, bununla birlikte, dayanıklılık ve sebatın ödüllendirildiği dünya vizyonunda başarının anahtarını yakalayacaktır.
Bu manzaraya tekrar tekrar değinmekte:
Yine senin içine bir kız gibi daldım.
Seni ve ruhunu bulmak istiyorum
Çok sade küçük bir nehir olsan da
Çibiş! Seni yaşamayı öğrendim
Larisa’nın hem babası hem de annesi eğitimciydiler. Rahmetli babası - Kurmanbi Hutsa-ipa Balou (ya da Bala), köyde ve ötesinde tanınan ilk Abaza pilotlardan biri ve Büyük Vatanseverlik Savaşı (II. Dünya Savaşı) gazisiydi.
Larisa Şebzuhova,” Balouların aile gelenekleri Abhaz kökenli olduğumuzu doğruluyor. Bala, eski Abhaz-Abaza soyadlarından biridir. Özellikle Abhazya folklorunda ve İvua Koğonia’nın eserlerinde Balou'nun kızı olan Madina isimli kahramanı ile bahsedilmiştir.
Kurmanbi Balou'n kaderi çok ilginç gelişmiştir. İlk önce Çerkessk'teki pedagoji okulundan mezun olmuş ve daha sonra eski bir hayali gerçekleştirmeye karar vererek - uçmak için Gürcü SSCB'nin Rustavi şehrindeki uçuş okuluna girmeyi başarmış ve bir deneme pilotu olmuştur. 1938 yılında ise Alman faşist istilacılarla savaşa girdiği orduya katılmıştır.
Larisa’nın büyükannesi Mamıra Balou, orduya girerken oğlunun evden sadece üç mısır ekmeği aldığını hatırlıyor. Kurutulmuş özel bir Abaza ekmeği olan bu mısır ekmeğinden küçük bir parça bırakmış ve uzun süre ocağının-evinin sembolü olarak cebinde taşımıştır.
Savaştan sonra Kurmanbi Balou, 1947'ye kadar Avusturya'da görev yapmıştı. Teğmen rütbesinde sayısız askeri ödülle sağlıklı bir şekilde evine döner, öğretmen enstitüsüne girer ve mezun olduktan sonra Kubina ortaokulunda çocuklara öğretmenlik yapmaya başlar.
Öğretmenlik deneyimi 40 yıldan fazla sürmüştür. Birkaç nesilden pek çok öğrenci, coğrafya öğretmeni Kurmanbi Hutsa-ipa’yı sıcak duygularla hatırlamaktadır.
Bu kadar çok yönlü bir babaya sahip olan Larisa Şebzuhova, onun dünya bilgisinden, mükemmellik arayışından içmeye hiçbir zaman kanamadığını dile getirmektedir.
Kurmanbi Hutsa-ipa’nın tek kızına olan büyük babalık aşkı, onunla yakın ilişkileri, Larisa’nın, yaşıtlarından daha erken çevresindeki dünyayı keşfetmesini, sevgi duymasını, yaşamın sırlarını anlamasını sağlamıştı. Babasıyla tarımsal çalışmalara gitme hatıraları, kalbe huzur veren toprakların doğası üzerine yapılan gözlemler daha sonra “Miras” şiirinin dizelerini oluşturacaktır:
Doğumun gizemini öğrendim
Ve anahtar akıntının kaynağını açtı.
Büyük Keşif günlerini hatırlıyorum.
Babamın kaynağı hediye etmesiyle...
Larisa Şebzuhova’nın rahmetli annesi – Milliyetçi bir Çerkes ve ünlü devlet adamı Bilal Temirov'un kızı olan Dina Bilal-pha, Humara köyünün yerlisi idi.
Anne tarafımdan büyükbabam, Çerkes alfabesinin oluşumunda yer alan oldukça eğitimli bir insandı, diye anlatıyor Larisa. Maalesef kaderi trajik bir şekilde sona erdi: İkinci Dünya Savaşı sırasında partizan gurubun komutanı olarak, oğluyla birlikte özel bir operasyon yürütülürken, bir ihbarın kurbanı oldu ve Naziler tarafından vahşice işkence gördü. Kahramanların ismi, Zelençuk bölgesindeki caddelerden birisine verildi.
Larisa Şebzuhova büyükannesinin anlatımlarından, o zamanlar genç bir Rus Dili ve Edebiyatı öğretmeni olan büyükannesinin ailelerin tanışmasına çok isteksiz bir şekilde gittiğini, ama azimli babası Kurmanbi’nin kayınvalidesi – büyükanne Lidiya’yı kedine çekmeyi başardığını ve kısa süre içerisinde düğünü gerçekleştirerek Kubina köyünde ailesini kurduğunu hatırlıyor. Ailenin üç çocuğu olur: Ali, Ali Murza ve geleceğin şairi Larisa.
Larisa, “Ebeveynlerimin yanı sıra, erken gelişim ve eğitimimde ağabeyim Ali büyük rol oynadı. Okuma aşkını bana aşılayan ilk kişi oydu”, diye hatırlıyor.
Rahmetli ağabeyi Ali, küçük kız kardeşine baba şefkati ile yaklaşır, ona sık-sık sesli olarak Mark Twain, Charles Dickens'ın eserlerini, Marshak’ın şiirlerini okur. Büyük ustaların eserlerinin gizeminden etkilenen Küçük Larisa, kendi tekerlemelerini oluşturmaya başlar.
Ve babasıyla amcası ile yapılan ot biçme dönemi gezilerinden birinde ilk eserini yaratmıştır:
Çayırların ortasında ortaya çıktı
Mavi ayna kaynağı.
Bir – dalga ve sonraki dalga –
Derken kaynak insanlara aktı!
Daha sonrasında Larisa birçok diğer çocukluk şiirlerini yazmıştır: avluda büyüyen yayılmış söğüt ağacı hakkında, evcil hayvanlar hakkında...
“İlk pedagojik şiirim”
Larisa okulda iyi bir öğrenciydi, aynı anda birçok konuya ilgi duyuyordu. Bir filolog olan annesi, kızının edebiyat ve şiir tutkusunu aktif olarak destekliyor ve ona yardımcı olacak kitapları seçiyordu. Ancak okulda tarih dersinde antik kültürü incelemeye başladıklarında, Yunanistan mimarisi Larisa'nın hayal gücünü fethetmişti - öyle ki, sekizinci sınıftan sonra Larisa mimar olmaya karar vererek, teknik mimarlık okuluna yazımış, ancak ailevi sebeplerden dolayı okula geri dönmek zorunda kalmıştı.
Okuldan sonra, Larisa Pyatigorsk Yabancı Diller Enstitüsü'ne girmiştir ve buradaki öğreniminden büyük keyif almaktadır. İngilizce edebiyatı ile yakından ilgileniyor eserleri orijinal dilinde okuyordu.
Yaz tatillerinden birinde, Lermontov (Rusya Federasyonu Stavropol Bölgesi) şehrinde bulunan "Kartal Kayaları" rekreasyon merkezinde öğretmen olarak çalışmıştı. Burada Larisa bir ay boyunca her gün bir öğretmen günlüğü tutmak zorunda idi. Rekreasyon merkezi yöneticileri ve öğretmen küratörleri, yaz stajı üzerine karşılaştıkları uzun rapor karşısında şaşkınlıklarını gizleyememişlerdi… Şiir formatındaydı! Hatta böyle orijinal ve yetenek taşan bir rapor hazırladığı için kendisine Kazakistan gezisi hediye edilmişti.
"İşte böylece ilk pedagojik şiirimi yazmış oldum", – diye gülümsüyor Larisa Şebzuhova.
Enstitüden mezun olduktan sonra, coşkuyla çocuklara İngilizce öğretecek, eğitim çalışmalarına katılarak ebeveynlerinin mesleğini sürdürecektir. Öğretmenlik tecrübesi 25 yıl kadar sürecektir. Bu konuya sonra değineceğiz ama şimdilik… Genç Larisa hayatı ile ilgili önemli bir karar alarak, 1980'de sınıf arkadaşı olan, büyük yürekli insan Aleksey Şebzuhov ile evlenir. Oğulları, Boris, Eldar ve kızları Bela dünyaya gelir.
Bir dizi günlük ve öğretmenlik telaşelerinin yanında Larisa, bir gün içinde tutamadığı duygularını herkese duyurma ümidi ile yazmayı hiç bırakmaz.
“Hayat rüzgârı daha güçlü es”
12 Mart 1994 yılında, milliyetçi devlet gazetesi «Abazaşta» da ilk olarak Larisa Şebzuhova’nın beş şiirinin toplandığı derleme “Hayat rüzgarı daha güçlü es!” yayınlanır. Şiirleri okurları adeta büyüler. Herkes, genç Abaza şairinin, özel tarzı ve algılanma kolaylığına dikkat çekiyordur. Fakat çok az kişi, bundan daha iki yıl önce, 1992'de Larisa'nın, «Аладз лашараква» (Gözyaşlarının ışığı) adlı ilk şiir derlemesinin el yazmasını hazırlamaya başladığını biliyordur.
Larisa Şebzuhova, “Karaçay-Çerkess Kitap Yayınevi tarafından kitap yayınlanmasına yönelik sınırlı bütçe fonları dâhil olmak üzere çeşitli nedenlerden ötürü, derleme, ancak yedi yıl sonra, 1999'da piyasaya sürülebilmiştir”, diye belirtiyor.
Bu derlemede artık güçlü şair etkisi hissedilmektedir. Şebzuhova’nın lirik kahramanları her şeyi tanımak, her şeyi deneyimlemek, hissetmek, insanın varoluşunun karmaşık sorunlarını anlamak için bir hayli isteklidir. Yazarın görüntüyü canlandırma, dizeleri büyük bir düşünceyle vurgulama yeteneği eserlerinin temel özelliğidir.
Ertesi yıl - 2000 de, Karaçay-Çerkes Enstitüsü'nün eğitimcilerin uzmanlıklarını geliştirme programı desteğiyle çok ilginç bir kitap yayınlanır – “Ulusal geleneklerin canlandırılması ile ahlaki eğitim”. Larisa Şebzuhova bu kitabı birlikte hazırladığı rektör yardımcısı Muhamed Bejanov ile ulusal gelenekleri eğitimde halk pedagojisi ile genellemekte. Kitapta Larisa’nın şiirleri de yer almakta.
Muhamed Bejanov, “Kitap tüm Abaza okullarına dağıtılmıştı, ancak çok daha fazla insan kitaba sahip olmak istiyordu. Öğretmenler bunun resmi olmayan bir rehber olduğunu düşünüyor ve yayıncılara böylesi orijinal bir yayın hazırladıkları için teşekkürlerini sunuyorlardı”, diye anlatıyor.
Halk şairi – “Gerçek şaire”
Bu iki kitabın yayınlamasının ardından Larisa Şebzuhova, Rusya Yazarlar Birliği'ne alındı. Aktif bir şekilde iletişim kurmaya ve işbirliği yapmaya başladığı birçok bölgesel yazar, şair, bilim insanı ile tanıştı ve çok sayıda okur tarafından tanındı.
Larisa Şebzuhova, “Herkese minnettarım: gerek bana destek olan gerekse yoluma engeller koyan. Beni ben yapan tüm bu insanlardır”, diyor kalemini öven ve eleştiren meslektaşlarından bahsederken.
Ebeveynlerinin evini sıklıkla ziyaret eden ve genç Larisa'nın harika bir şair olacağını öngören, sanat çalışmalarında kendisinin “manevi babası” olduğunu düşündüğü insanın Kali Cegutanov olduğunu söylüyor.
Larisa, eski nesil Abaza yazarları; Mikael Çikatuev, Cemuladin Laguçev, Mira Tlyabiçeva, Kerim Mhtze, Bemurza Thaytsuhov gibi şairlere daima saygı duyan birisiydi.
Ve çok yakında, 2006'nın üçüncü derlemesi olan “Abazaların Şarkısı” nın önsözü, Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti'nin milli şairi Mikael Çikatuev'in kendisi tarafından yazılacak.
“<…> Larisa Şebzuhova Balou – bana gerçek şiirin tadını çıkarmam için harika bir fırsat veren şairin adı. <…> Gerçek bir yetenek, her zaman yeni, inatçı, maneviyatçı ve harika. Bu özellikleri Larisa Şebzuhova Balou’nun şiirlerinde görmekten çok mutluyum. Yazar arkadaşı ve ağabeyi olarak, insanlığın en asil ve en güzel faaliyetlerinden biri olan şairlikte kendisine başarıların en büyüğünü tüm kalbimle diliyorum!” – diye yazıyor halk şairi.
Larisa hayata erken veda eden eşi Aleksey için de bir şiir yazmıştır.
«Abazaların şarkısı» – Abaza edebiyatında Rusça yazılmış ve yerli Abaza halkını öven, zengin kültür mirasını anlatan ilk şiir derlemesidir. Örneğin, şairin eşsiz Abaza dili hakkında yazdığı şiiri:
Ey, gırtlaktan yumuşakça gelen anadilim
Atalarımın gururlu çocuğu,
Tanrının en değerli armağanı,
Seni her an duymak istiyorum,
Zorlu hayatta güç kaynağımsın,
Mutlulukta da en yakın dostum sensin.
Sıkıntılarımda güvenilir bir desteksin
Güçsüzleri yüreklendirensin sen
Sen benim hayatımsın, özümsün!
Gücümün arkasında kan gibi dolaşansın,
Neredeyse her kelimenle verdiğin güçle
Dünya tekrar-tekrar hayran kalsın sana!
Sadece iki yıl sonra, 2008'de, “Ruhumun Tapınağı” adlı yeni bir şiir derlemesi daha yayınlandı. Şair bu derlemeyi, Abhaz, Abaza ve Adige halklarının manevi ve tarihi birliğine adamıştır.
”Apsnı! Sen bizi birleştirmelisin!”
Karaçay Çerkes Cumhuriyeti Uluslar Bakanlığı, kitlesel iletişim ve basın bölümü başuzmanı Lyudmila Aysanova’nın (bu makalenin yazarı), Abhazya Kültür Bakanlığı ve Abhazya Sivil Toplum Örgütü “Abazara” Başkanı Yanvarbi Ekba’nın desteği ile aynı yıl içinde - 2008'de “Ruhumun Tapınağı” adlı şiirler derlemesinin tanıtımı Suhum'da yapılır.
Yayın Abhazya'nın sanat ve bilim dünyasının yanı sıra tüm okurlar tarafından ciddi ilgi görür. Larisa Şebzuhova daha sonra Abhazya Yazarlar Birliği’ne alınır, Apsnı'da ki toplantılara periyodik olarak katılır ve her defasında çok sıcak karşılanır.
Daha sonraki derlemelerinde özellikle “Sonsuzluğumuzu haykıran zurnayı çalacağız!...” derlemesinde, akraba ülke “Abhazya - Apsnı” hakkında özel bir bölüm yazmıştır:
… Ve biz, Apsnı, rahat bir nefesle
Başımızı göğsüne yaslayacağız
Ey, analığın iyileştirme gücü –
Bugün tüm dünyaya dağılmış –
Evlatlarını geri çağırdın.
Artık bunun için kimseyi suçlayamayız –
Kalpler dönüm noktasına odaklı
Apsnı! Bizi sen birleştirmelisin!..
Sanat kumbarası dolmakta
Şair Larisa Şebzuhova’nın sonraki yılları da parlak ve yaratıcılıkla doluydu. 2010 yılında Abazaca şiirlerinin derlemesi «АчIныш» («Martı») yayınlandı, 2014 yılında – “Sonsuzluğumuzu haykıran zurnayı çalacağız!...” derlemesi yayınlandı. Bir yıl sonra ise, kapak tasarımı şairin kızı Bela tarafından gerçekleştirilen, lirik derlemesi “Sevincimin Dağı, Hüznün Işığı” basıldı.
2017 yılında, Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti'nin milli şairi Larisa Şebzuhova’nın geniş bir okuyucu kitlesine hitap eden, şiirler, kısa öyküler, araştırma makaleleri içeren derlemesi “Abazaların altın testisi” yayınlandı.
Larisa Şebzuhova kendisini sadece yazmak ile sınırlı tutmuyor, aynı zamanda editörlük ve çeviri faaliyetlerinde de başarılar sergiliyordur. Ünlü Kuzey Kafkasyalı yazarlar şiirlerinden şarkılar yazıyor, yazılarından uyarlanan piyesler en yüksek popülerliğe ulaşıyor. Şiir etkinliklerine, festivallere ve yarışmalara katılarak başarılar elde etmektedir. Büyük bir vatansever ve sivil toplumun aktif bir üyesi olarak, önemli kamu ve eğitim çalışmaları yürütmektedir.
Yıldönümünün arifesinde Larisa Şebzuhova yorulmadan çalışmaya devam ediyor, nede olsa şiir çantasında hala birçok kahraman ve düşünce beklemekte. Kendisini çok seven ve ona tam destek veren ailesi ve hayranları her zaman yanında. Bunların başında çocukları ve çok sevdiği abisinin eşi Tatyana Balou gelmekte.
Şair Larisa Şebzuhova’ya, sağlık, mutluluk, yeni sanatsal başarılar ve refah dileklerimizi sunuyoruz!
girişa yada kayıt yapmalısınız.