SSCB Silahlı Kuvvetleri Albayı, Abhazya Cumhuriyeti Korgenerali Sultan Sosnaliev’in doğum gününe ithafen DAK Bilgilendirme Portalı olarak yaşamı hakkında bir makale hazırladık.

Arifa Kapba

Savaşa SSCB Silahlı Kuvvetleri albayı olarak geldi - ve anavatanına Abhazya Cumhuriyeti'nin Korgenerali olarak döndü. 1992-1993 Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında Kabardey Sultan Sosnaliev gönüllü olarak Abhazya'nın yanında oldu.

Profesyonel bir asker olan Sultan Sosnaliev, 1992'de silahlanan Abhaz halkını gerçek bir orduya dönüştürmeyi başaran isimlerden biriydi. Ünlü Eylül operasyonunu geliştiren, Abhazya'ya zafer kazandıran ve kanlı savaşa son veren strateji tamda kendisine aitti.

Genç yaşlarından itibaren kahraman olan insan

Sultan Sosnaliev, eski Kabardey Kraliyet soyu Sosnalievler’den geliyor, soyları Tlostanaliev ve Susnaliev diye de telaffuz edilmektedir. 1917 yılında Rusya’da yaşanan devrimden sonra (1917’de Rusya’da gerçekleşen, monarşinin yıkılıp Sovyet hükümetinin kurulması ile sonuçlanan devrimci olaylar) ataları, soylu bir sülaleden gelmeleri nedeniyle zulüm gördü ve sürgüne uğradılar. Bu kaderden, II. Dünya Savaşı sırasında Sovyet ordusuna çağırılan, cephede savaşan ve rehabilite edilen Sultan’nın babası Aslambek'te kaçamamıştı.

Sultan Aslanbek-ipa Sosnaliev 23 Nisan 1942 yılında, Kabardey-Balkar Otonom Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin bir parçası olan ve 1953'ten sonra da Kuzey Osetya Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin Mozdok bölgesinin bir parçası olan Vinogradnoe köyünde doğdu.

Sultan’nın annesi Taucan Anzor-pha iki erkek evlat annesiydi: Sultan ve onun küçük kardeşi Anatoliy. Çocukluk arkadaşlarının anlatımlarına göre Sultan, çok küçük yaşlarından beri zayıfları koruma ve cesaret özellikleri ile öne çıkan biriydi.

Örneğin, Sultan Aslanbek-ipa’nın köylüsü Murtaz Umov Sultan bir keresinde kendi hayatını tehlikeye atarak coşkulu Terek nehrinde boğulmak üzere olan iki çocuğu kurtarmıştı, diye anlatıyor.

Bir pilotun yaşaması gereken her şeyi yaşadım

Mezun olduktan sonra, Sultan Sosnaliev kaderini askerliğe yöneltmeye karar verir. Sizran Yüksek Askeri Havacılık Okulu'na girer. Bir eğitmen ile ilk uçuşu genç adam için çok beklenmedik olur.

Bu olayı Sosnaliev’in kendisi anılarında şöyle hatırlıyor: Başım sallanıyordu, gözümün önünde bir gökyüzü, bir yer, bir gökyüzü, bir yer ve aklımda da – tüm bunlar neyine gerekti? Sorusu vardı... İndikten sonra “peki, nasıldı sevdin mi?” Sorusuna tüm cesaretimi toplayarak cevap verdim, “çok”. Eğitmen anlayışlı bir şekilde omzuma elini koyarak “zaman gelecek uçmadan yaşayamayacaksın” dedi.

Öylede olur: Sultan Sosnaliev okulun en iyilerinden oldu. Mezun olduktan sonra düz pilotluktan alay komutanlığına yükselmişti. Sosnaliev röportajlarından birinde: “Havacılığa dair her şeyi tamamen öğrendim ve yaptım. Uçaktan tam 500 atlayış gerçekleştirdim. Bir savaş pilotunun yaşaması gereken, denemesi gereken her ne varsa hepsini yaşadım ve denedim. En kritik olaylarda yer aldım, ölüm-kalım durumlarında, kaderin, şansın ve profesyonelliğin sayesinde bu durumlardan sağ çıktım”, diye vurguluyor.

1978'de Sovyetler Birliği Mareşalından Georgiy Jukov Kızıl Bayraklı Askeri Hava Savunma Akademisi'nden mezun oldu. В 1989 yılında Sosnaliev SSCB Silahlı Kuvvetlerinden SSCB Onurlu Askeri Pilot rütbesiyle istifa etti. Bütün Sovyet dönemi boyunca bu rütbenin verildiği tek Adıge olduğunu da belirtmek isteriz.

Sadece gidip neler olduğunu öğreneceğim

Tam da o dönemlerde Abhazya Ulusal Kurtuluş Savaşı başlar, Sultan Aslanbek-ipa ise ellili yaşlarında “Kabbalkgrazhdanstroy” (Kabardey-Balkar'da bir inşaat firması) şirketinin müdür yardımcılığını yapmaktadır.

Yeni oluşturulan Kafkasya Dağ Halkları Konfederasyonu'nda askeri departmana başkanlık eden bir isim olarak, elbette Abhazya'daki durumun açık silahlı bir çatışmaya yaklaştığını anlamıştı. Savaş eylemlerinin patlamasından önce de Abhazya'da bulunmuş, şahsen Vladislav Grigoriy-ipa Ardzınba ile tanışmış ve Gürcistan tarafından hazırlıklar olup olmadığını değerlendirmek için şahsen askeri bir profesyonel olarak Gürcistan sınırındaki İngur nehri bölgesini ziyaret etmişti.

Kanaati maalesef çokta iç rahatlatıcı yönde değildir. Sosnaliev röportajlarından birinde şöyle anlatıyordu: “Abhazya'nın liderliği ile yaptığım çok sayıda görüşmeden, güncel olayların analizi ve özellikle de İngur’a yaptığım keşiften sonra, maalesef iyimser olmayan varsayımlarım doğrulandı: Gürcistan Devlet Konseyi, politik hedeflerine ulaşmak için yani Abhaz özerkliğinin kaldırılması için, Abhaz halkının dil ve kültürden mahrum bırakılması ve asimilasyonu için, askeri güç kullanmaya hazırdı...”.

Sultan Aslanbek-ipa’nın eşi Lyubov Sosnaliev, Abhazya'da savaşın başlangıcı olan 14 Ağustos'ta Sosnaliev’in eve çok geç geldiğini, hızlıca yemeğini yiyip, kıyafetlerini toplayıp, deri uçuş ceketini aldıktan sonra “sadece neler olduğuna öğreneceğim” diyerek çıktığını hatırlıyor. Abhazya'da Sultan’ın, savaşın alnında ve ulusal silahlı kuvvetler birliğinin komutanlığında olduğunu ise radyoda çıkan haberleri duyan akrabaları tarafından kendisine iletildiğini ekliyor.

Vicdanı ve kan bağına kulak vererek

Mucize bir şekilde, düşman kordonlarını kırarak - yani, Gürcü milislerinin elinde olan Psou ve Gagra nehrini geçerek, —1992 yılının 15 Ağustos tarihinde Sultan Sosnaliev yanında Kuzey Kafkasyalı bir grup gönüllü ile birlikte Gudauta merkezine varmıştı bile, Abhaz dostları ile omuz omuza savaşa girmişti. Daha sonraları Sosnaliev bir röportajında şöyle diyecektir: “Abhazya’ya beni vicdanım çağırdı”.

Sultan Sosnaliev Abhazya’ya sadece burada yardıma ihtiyaç olduğu, askeri bilgilere ihtiyaç olduğu için gelmemişti, öncelikli olarak “kanı çektiği” için gelmişti. Şair, toplum emekçisi Gennadiy Alamia bundan fazlasıyla emindi. Groznıy şehrinde ilk karşılaşmalarında Sosnaliev’in kendisine söylediklerini çok iyi hatırlıyor: “Kafkasya’nın tepesinden baktığında Kabardeyi’de Abhazya’yı da görürsün, ama hiçbir sınır göremezsin”, demişti.

Sultan Sosnaliev’in profesyonelliği, muazzam bilgileri ve soğukkanlılığı, abartısız, savaşın bütün sürecinde nemli bir rol oynamıştır.

“On ikinci”

Özellikle, bir şekilde sesini askeri telsizden daha önce duymuş olanlar, Sultan Sosnaliev'in efsanevi sakinliğini mutlaka vurgulayarak anlatırlar. «On ikinci» Sultan Sosnaliev’in genelde çağrı şekli buydu —her zaman net, duruma odaklı, gerilmeden ve panik olmadan konuşurdu.

Savaşta her şeyden çok tehlikeli olduğunu iyi bildiği için paniğe hiçbir şekilde tahammülü yoktu. Abhazya Savaş Kahramanı Garri Samanba, bu konuya konuşmasında özellikle değiniyor. Savaşın başlangıcında, kendi köyünün yakınında düşmanların bir sabotaj hazırladığına dair söylentilerle huzursuzlanarak Sosnaliev'e bunun hakkında rapor verir. Sosnaliev ise ona: kendi gözlerinle görmediysen bu sadece – paniktir, der. “O bize savaşmayı öğretti” makalesinde Samanba şöyle yazıyor: “Yaklaşan çıkarma operasyonlarını konuşurken Sultan Aslanbek- ipa, çıkarmanın başarılı (ve asgari kayıpla) sonucu için ne yapmamız gerektiğini bize, komutanlara bilgece ve taktiksel olarak açıklayabiliyordu”.

Sultan Sosnaliev, silahlı Abhaz halkının yanında olan birkaç askeri personelden biriydi. Onun yanında durabilecek çok faza profesyonel yoktu. Öncelikle mükemmel bir askeri uzman olan, Abhazya kahramanı, General Sergey Platon-ipa Dbar ve Abhazya kahramanı, Tüm General Vladimir Arşba. Anılarının sonunda şunları anımsıyordu: “Birlikte, artık profesyonel dilde konuşabiliyor, askeri operasyonlar için planlar yapabiliyor ve sonuç olarak aynı zamanda örgütlenmesi ve cesaretiyle tüm dünyayı şaşırtan bir ordu yaratabiliyorduk.”

“Korkusuz ve kakınçsız” bir Şövalye

Savaştaki ilk önemli zafer Gagra'nın kurtuluşuydu. Vladimir Arşba, “Bu operasyonun planını hazırlarken Genelkurmay Başkanı Sosnaliev, yalnızca olağanüstü askeri ve örgütleme becerileri değil, aynı zamanda taarruzda olan farklı milletlerden insanların psikolojisi hakkındaki bilgileri de ortaya koydu. Gönüllü müfrezelerinin milliyetlerine göre oluşturulduğu durumlarda bu çok önemliydi”, diye yazıyor.

Genelkurmay Başkanı Sosnaliev, Abhazya Savunma Bakanlığı'nın kurulmasından hemen sonra Ekim 1992'de atanmıştı ve aynı zamanda Savunma Bakanı Vladimir Arşba’nın Yardımcısı idi. 1993 yılının Nisan ayında, Vladimir Arşba, yaralanmalar ve çeşitli tefekkürler nedeniyle tedavi için ayrılmak zorunda kaldığında, Sultan Aslanbek-ipa geçici Bakan olarak atandı. Arşba, Soslaniev’e hemen Bakan olmasının teklif edildiğini, ama Onun bunu asla kabul etmediğini, kendisinin koltuk değnekleri ile cepheye gelip istifasını verene kadar geçici Bakan olarak kaldığını vurguluyor.

Vladimir Arşba, “Her konuda böyleydi. Sultan hiçbir zaman, hiçbir koşulda kendisini bozmadı, korkusuz ve kakınçsız bir şövalye olarak yaşadı”, diye hatırlıyor.

Sosnaliev en zor dönemlerden birinde, savaşan Abhazya'nın savunma bakanlığına başkanlık ediyordu: Mart ayındaki operasyon başarısız olmuş, Abhaz tarafı çok büyük kayıplar vermişti. Gerek geri, gerekse ön cephede moraller çok düşüktü, bu olayların içinde ve en yakın şahitlerinden biri olan, savunma bakanı birinci yardımcısı olan Guram Dopua’nın anlatımına göre, Sultan Sosnaliev yaza doğru “Sergey Platon-ipa Dbar'ı kelimenin tam anlamıyla Gumistinsky cephesinden genelkurmaya çekmişti”. Birlikte, Suhum şehrini kurtarmak için Temmuz çıkarmasının planını hazırladılar. Ve stratejist Sultan Sosnaliev ile taktikçi Sergey Dbar kafa kafaya vererek Abhazya haritasının yerleştirildiği masanın üzerine eğildi.

Dopua o günleri işte böyle hatırlıyor: “Karargahın bitişiğinde kanepeli küçük bir oda vardı. Buraya küçük bir masa ayarladılar. Kanepeye oturup bu masa başında Sergey Platon-ipa bir hafta boyunca Temmuz çıkarmasını planladı. Sultan son ayarlamaları yaptı. Daha sonra haritayı teslim etti, kalemini ve haritalarla çalışmak için özel aletleri dikkatlice bıraktı ve hemen cepheye döndü”.

Temmuz ayı operasyonu da başarısız oldu, ancak yeni taarruz operasyonuna destek veren önemli sonuçlar sağladı. Dopua'ya göre, Temmuz operasyonunun sayesinde, yeni taarruz için Gumısta'nın sol yakasındaki sıçrama tahtası güvence altına alındı. Birliklerin yönetimi ve etkileşimi yüksek bir verimlilik seviyesine ulaştı. Ayrıca, Sultan Sosnaliev Temmuzdan sonra karargâhı şehirden semte devretme kararı verdi. Görünüşe göre önemsiz olan bu karar, karargâha erişimi kısıtlayan katı bir sistemle bağlantılıydı.

Muzaffer Eylül

16 Eylül'de, Abhaz birliklerinin belirleyici taarruzu her iki cephede aynı anda başladı: Gumısta ve Doğu cepheleri. Bu operasyon Sosnaliev, Dbar ve tüm üst düzey askeri liderler tarafından tam anlamıyla en küçük ayrıntısına kadar düşünülmüştü. Tüm komutanların onayı alınmış, geçmiş hataların tümü göz önünde bulundurulmuş ve tüm istihbarat raporları ele alınmıştı. General Sosnaliev'in becerikli yönetimi ile Suhum'u saran birliklerin eylemleri sayesinde, 27 Eylül 1993'te kentin Gürcü işgalcilerinden kurtarılması sağlanmıştı.

İki gün sonra, Gumistinsky (Batı) ve Doğu Cepheleri yeniden bir araya gelirler; iki cephe birlikte Abhazya ülke sınırına, İngur nehrine(Gürcistan ile olan resmi sınır) hareket ettiler. Şahsen İngur'a gelen Sultan Aslanbek-ipa bir şişeye nehir suyundan doldurur. Daha sonra, Sosnaliev bu şişeyi, Abhazya topraklarının Psou Nehri'nden, İngur Nehri'ne kadar sonunda düşmandan temizlenmesinin bir sembolü olarak Vladislav Ardzınba'ya sunacaktır. Sultan Sosnaliev bunu, çok büyük zorlukla yarattığı tüm Abhaz ordusuyla birlikte başarmıştı.

Sultan Sosnaliev, savaştan sonrada bir süre Savunma Bakanlığını yürüttü. Hala gürcü birliklerinin bulunduğu yüksek dağlık köy Lata'yı temizlemek için başarılı bir operasyon gerçekleştirdi.

1996 yılında, Sultan Sosnaliev askeri alandan ayrıldı – sonsuza kadar gibi görünüyordu. Uzun süre inzivaya çekilir ve Nalçik’te yaşar. Ta ki, 2005 yılında Abhazya II. Devlet Başkanı Sergey Bagapş kendisinden tekrar Savunma Bakanlığı görevine dönmesini isteyene kadar. Sultan Aslanbek-ipa teklifi kabul eder. 2007 yılına kadar bu görevi yürütür ve sonra tekrar Kabardey’e, memleketine döner.

Abhazya Kahramanı, Abhazya Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri Korgenerali, I.derece «Ahidz-Apşa» madalyası sahibi, Abhazya ve Kabardey’in şanlı oğlu Sultan 2008 yılı Kasım ayında aramızdan ayrıldı. Büstü, Suhum merkezinde, Askeri Zafer Parkında, vatanı korurken canlarını feda edenlerin şehitliğinde, savaş arkadaşı Sergey Dbar’ın büstünün yanında bulunmakta.

Kullanılan kaynaklar:

· Şeref hayattan önemlidir. Makale, belge ve anıların derlemesi. Hazırlayanlar: Lyubov Sosnaliev, Gennadiy Alamia.

· Abhaz Biyografi Sözlüğü.