İvua Koğonia çok kısa bir hayat yaşamış, genç ölmüştü. Ama yıldızı Abhaz şairlerinin takımyıldızındaki en parlak yıldızlardan biriydi. Ulusal şairin 115'inci yıldönümü anısına, DAK Bilgilendirme Portalı olarak bir makale hazırladık.

Arifa Kapba

Abhaz şair İvua Abbas-ipa Koğonia, 13 Mart 1904 tarihinde, o dönemler Kodor’a bağlı olan Kutol köyünde, çiftçi ailesinde dünyaya geldi. Babası Abbas Abhazya’nın en tanınmış binicilerinden biriydi. Hatta Dırmit Gulia’nın ünlü “Kamaçıç” romanında bile kendisinden bahsedilmiştir: romanın kahramanlarından birisi komşusunu oğlunun doğumu dolayısı ile tebrik ederken “İnşallah İnapha Kyagua gibi korkusuz bir kahraman ve Abbas Koğonia gibi geçilemez bir binici olur”, demektedir.

Halktan biri

İvua Koğonia çocukluğundan itibaren halk masallarıyla ilgileniyordur, sıradan insanlar tarafından yaratılan ve nesilden nesile sözlü masallarda gelen folklorü - şiirleri, alıntıları ve atasözlerini seviyordu. Geleceğin şairinin büyüdüğü ev, ünlü anlatıcı Çagu Çatsba tarafından sıklıkla ziyaret edilirdi. Folklor, İvua Koğonia için tüm şiirlerini üzerine kurulduğu bir temel olmuştu.

İvua Koğonia hakkında yazdığı kitabında, halk şairi Muşni Laşüria, “Tecrübeli ve bilge insanların hikâyeleri ve kıssaları, küçük İvua'yı, halkın hayatındaki kahramanlık olaylarını yansıtan harika bir masal ve efsaneler dünyasına götürmüştü”, diye anlatıyor.

Başkent Suhum’da

Kutol ortaokulundan mezun olduktan sonra, on altı yaşındaki İvua, Öğretmen Okulunda öğrenimine devam etmek için Suhum'a geldi. Abhaz dili derslerine ise Abhazca’nın babası Dırmit Gulia’nın kendisi giriyordu.

İvua’nın şiirlerini burada, öğretmenlik okulunda yazmaya başladığına dair görüşler bulunmaktadır. Koğonia, edebiyat gurubu "Şafak Yıldızı"nın aktif bir katılımcısı olup, bu gurubun el yazması dergisinin oluşturulmasında önce yer almış daha sonra ise yönetimine geçmiştir. Edebiyat gurubunun el yazması dergisinde İvua Koğonia'nın eserleri, o sırada yeni başlayan diğer Abhaz şairlerinin ve yazarların yazıları ile beraber yer alır. Bunların arasında Dırmit Gulia, Dzadz Darsalia, İvan Papaskir gibi isimler bulunmaktadır. İvua daha sonra, bir başka el yazısı dergiyi “Gençliğin Sesi” dergisini kurup yönetmiştir.

İvua Koğoni aynı zamanda ilk Abhaz gazetecilerden biri olarak bilinmektedir. İlk makalesi 1920 yılında “Apsnı” gazetesinin 8.sayısında “Eğitim ne kadar yararlıdır” adı altında yayınlanmıştır. Gene ilk şiiri - “Hırsız” da aynı gazetede yayın görmüştür.

Moskova da öğrencilik yılları

İvua Koğonia, 1925 yılında Moskova Gazetecilik Enstitüsü'ne girer. Büyük bir şehirde, kısıtlı koşullarda yaşayan fakir bir Abhaz gencidir.

Koğonia ailesine yazdığı bir mektubunda: “Bugün yaşamsal ihtiyaçlarım olmadan geçirdiğim dördüncü gün. Ama önemli değil. Kalbim bu gibi durumlarda sendelemiyor. Benim için endişelenmeyin. Sizi zora sokmadan bir şekilde kendi ekmeğimi çıkarabilirim. Yarın öğrenci arkadaşlarımla para kazanmaya gideceğim”, diye bahsetmektedir.

İvua Koğonia enstitüde okurken de, gazeteci olarak çalışmaya devam eder, çoğunlukla kültürel konularda çeşitli notlar alıyor, onları Suhum'da ki editöre gönderiyordur. İvua Koğonia’nın Moskova’daki durumu, özellikle Abhazya’da babası Abbas Koğonia öldüğü zaman kötüleşir. Şairin ailesi evin geçimini sağlayan reisini kaybetmiştir.

Şair, bulunduğu büyük şehirde fakirlik içinde yaşamakta, açlık ve soğuğa dayanmaktadır. Çoğu zaman, İvua Koğonia, soğuk mevsimde giyecek hiçbir şeyi olmadığı için enstitüdeki dersleri aksatmak zorunda kalmaktadır.

Laşüria, “Fiziksel olarak zayıf ve kırılgan olan Koğonia, sert kışa, nemli ve içine işleyen sonbahara karşı koyamadı. Temiz havaya alışkın olan Koğonia, 1928'de mezun olmadan hemen önce hastalandı. Akciğer tüberkülozu teşhisi kondu”.

Ulusal şaire veda

İvua enstitüyü bitiremedi: doktorlar hastalığının karşısında çaresiz kalmıştı. 14 Temmuz 1928'de vefat ettiği vatanına ağır hasta bir şekilde getirlmişti. Vefat ettiğinde henüz sadece 24 yaşında idi. Laşüria, genç şairi son yolculuğuna yolcu etmek için büyük bir kalabalığın toplandığını belirtiyor.

İvua’nın vefatı ile ilgili Bagrat Şinkuba ise şunları yazmıştır: “Abhazların, ölen kişinin zırhının üstünde, şahsi eşyası veya atının eğerinde ağladığını çok gördüm. Ama ne daha önce nede daha sonrasında hiçbir zaman kitap üzerinde ağlayan birisini görmedim”.

Şair hala hayattayken yayın gören tek kitabı “Şiirle ve Eski hikâyeler” olmuştur. Kitap 1925 yılında Suhum’da basılmıştır. Gene aynı kitap Suhum’da yetmişli yıllarda tekrar basılmış, Rusça tercümesi ile de Moskova’da yayınlanmıştır. Kitap yayınlanması ile yazarı İvua Koğoniya’yı halkın severek okuduğu ve şiirlerini ezberlediği ulusal bir şair yapmıştır.

Okurları ulusal kahramanları ile vedalaşmak için cenaze törenine akın etmiştir.

Abhaz şiirinin yaratıcısı

Vyaçeslav Biguaa, “Şairin sözlerinde, öznel başlangıcı çok güçlüdür, mısralarında özellikle ‘ben’, çağdaş yaşamla ilgili deneyimleri ve görüşleri içinde önemli bir yer tutar”, diye belirtiyor. Edebiyat eleştirmenleri Koğonia’nın Abhaz edebiyatında şiirin yaratıcısı olduğuna inanıyor. Koğonia'nın şiirleri halk efsaneleri, masalları ve hikâyeleri temelinde yazılmıştır. Konuları sonsuzdur ve aralarında sevgi, arkadaşlık, sadakat ve ihanet bulunan evrensel insani değerleri temsil etmektedir. Abhazya'daki hemen her okul çocuğu, ders kitabında yer alan Koğonia’nın “Nayöey ve Mzauç” adlı şiirini kolayca okur.

İşte Abhazcadan Konstantin Lipskerov tarafından Rusçaya çevrilen bu şiirin bir kısmı:

Hava sıcak – yol uzun,
Dağ yolları zorludur.
Nayöey çam gölgesine uzanır,
Birazcık dinlenebilmek için
Bir bebek gibi uykuya dalar,
Bir rüya bile görmeden uyur,
Çam dallarının hışırtılarıyla,
Kaderin rüzgârı eser.
Mzauç kötü niyetini
Gerçekleştirmek için aceleyle,
Sinsi silahını doğrultur
Uykudaki Nayöey’e.

Koğonia'ya ait diğer öne çıkan şiirler, “Abataa Beslan” ve “Avcı Hımıç”dır. Abhazya Devlet Şairi Bagrat Şinkuba, İvua Koğonia'yı halkın en tanınmış şairlerinden biri olarak kabul etmektedir.

Şinkuba, “Edebiyatımızda hiç kimse, [edebiyatın] kurucusu Dırmit Yosif-ipa Gulia hariç, halk arasında İvua Koğonia gibi bir tanınmaya sahip değildir. Destan eserlerinin toplandığı ilk kitabının yayınlanmasından hemen sonra popüler şöhreti yakalamıştır... Koğonia’nın şiirlerinin başarısı, elbette, öncelikle, yaratıcılarının yetenek ve becerilerinin yüksek olmasından kaynaklanmaktadır ve bu şiirler bugün, ulusal epik sanatının eşsiz örnekleri olmaya devam etmektedir”, diye vurguluyor.

Bakıldığında İvua Koğonia'nın edebi mirası çokta büyük değildir- toplam sekiz poema ve birkaç düzine şiirden ibarettir. Şairin yazılarının önemli bir kısmının iz bırakmadan kaybolduğu varsayılmaktadır. Bu sonuca, Koğonia'nın ilk kitabında, şairin ikinci kitabının yayına hazırlandığı bilgisi gerçeğinden varılmaktadır. Koğonia’nın kayıp mirasının, Moskova’da öğrenciyken yazdığı tüm eserleri olduğu düşünülmektedir.

İvua Koğonia ölüm hakkında, henüz olgunluğa ulaşamamış gençlerin ölümü hakkında çok şey yazmıştır. Ne yazık ki, kendi dizeleri onunda kaderi olmuştur:

Zaman, zaman, nereye çılgınca acele ediyorsun —
Böyle saniyeyi döndürüyorsun, sık sık,
Hem atlıyı, hem yayayı acele ettiriyorsun,
Her saat benden dakikalar çalıyorsun.
Kendi bilinmeyen yollarına koşuyorsun
Bize çentik ve işaretler bırakarak.
Aceleci saatini biraz yavaşlat lütfen
Büyük bir merhamet göster – yavaşlat!

(Y.Levitanskiy’nin Rusçaya yaptığı tercümeden)