Mart ayının birkaç unutulmaz tarihi birden, Abaza kültürel ve sanatının önde gelen figürleri, yetenekli çift, Gojevlerle bağlantılı. DAK Bilgilendirme Portalı olarak bu yazımızı sanatlarına – kişisel, ortak ve bölünmez kaderlerine ithaf ettik.

Georgiy Çekalov

Gojev çifti dışarıdan bakılığında çok farklı görünüyorlardı. Kocası çok duraksız, her yere yetişmek her şeye dahil olmak isteyen biriydi. Galina ise – sessiz, sakin ve evcimen biriydi. Fakat Abrek-Zaur ve Galina Gojev çiftinin hayatı çok uzun süreliğine birleşmişti. Müziğe ve sanata olan aşkları onların birbirlerine olan sevgilerini de perçinlemişti.

Başlarda çok ortak noktaları yoktu aslında. İkisi de Mart ayıda doğmuştu: Galina – ayın 11’nde Kadınlar Günü’nden üç gün sonra doğmuş, kadınsılığının bir sembolü olmuştur. Abrek-Zaur– 28’nde, Dünya Tiyatro Günü’nden hemen sonra doğmuş ve hayatını sahneye adamıştır. Düğünleri de 28 Mart 1963 yılında gerçekleşmiş – damadın 25.yaş günü için alabileceği en güzel hediyesi olmuştur.

“Gelmeniz ne iyi oldu!”

Galina Haçukova daha ne olduğunu anlayamadan yeni bir soyadı almıştı. Hâlbuki hayat arkadaşını düğünden önce sadece üç kere görmüştü.

Galina, Abrek-Zaur Pata-ipa ile olan ilk tanışmasını hatırlayarak şöyle anlatıyor, “Bir gün, çok yakın görüştüğümü dostumuz Calduz Thohova, yardımıma ihtiyacı varmış gibi beni evine çağırdı. Gittiğimde bahçesinde yalın ayak bir şeyler yapan bir delikanlı gördüm. İçimden bir his Calduz’un beni bu delikanlı için çağırdığını söylüyordu”.

Yeni tanıdığı bu delikanlı – ilgi çekici ve konuşkan bir genç adam olan Abrek-Zaur Gojev’in, aslen Apsua'dan (Karaçay-Çerkes'deki Aşharvua köyü) olduğunu öğrenmişti.

Konuşmaları esnasında, ilk Karaçay-Çerkes stüdyosunun bir parçası olarak (1957'de, Karaçay-Çerkes Özerk Bölgesinden büyük bir grup, özel eğitim için LGITMiK'e gönderilmişti) beş yıl öğrenim görmek üzere gittiği Leningrad Devlet Tiyatro, Müzik ve Sinematografi Enstitüsü'nden (LGITMiK) yeni döndüğü anlaşılmıştı. Abrek-Zaur, Rusya'nın kültürel başkentinde ki çalışmalarının, stüdyosunun sahnelediği performansları, özellikle de ana karakter Asker rolünü oynadığı tez çalışması olan komedi “Arşin Mal Alan” hakkında coşkuyla bahsediyordu.

Galina da o zamanlar genç bir uzmandı – Çerkes Pedagoji Okulu'ndan mezun olmuş ve memleketi Psıj’da (Çerkes kenti yakınlarındaki Abaza köyü) öğretmenlik yapmaktaydı. Bir keresinde LGITMiK mezunları tarafından sahnelenen oyun "Okyanus"un galası için tüm okul ile birlikte tiyatroya gitmişlerdi. Abrek-Zaur lobide yanına gelmişti.

“Bana, ‘Oyunu izlemeye gelmiş olmanız ne kadar güzel – dedi ve kaçtı”, – diye hatırlıyor ikinci görüşmelerini Galina Beslan-pha.

Galina’nın Abrek-Zaur’u üçüncü görüşü ise, arkadaşları ve akrabaları ile kendisini istemek için evine gelmesinde olmuştu.

Birkaç gün sonra ise evlenmişlerdi.

“Her şey o kadar hızı gelişiyordu ki… Hiçbir zaman işleri başka bir zamana ertelemeyi sevmezdi. Sürekli bir koşturmaca içindeydi. Sanki hayatı kaçıracakmışçasına acele ederdi”, – diye buruk bir hüzünle hatırlıyor Galina Gojeva eşini.

Hayatın peşinde koşmaya devam– artık iki kişi

Abrek-Zaur Gojev, tiyatro çalışmalarının dışında, çok müzikal bir insandı, mandolin çalar, şarkı söyler ve nota bilgisi olmamasına rağmen müzik bestelerdi. 1962 yılında Mikael Çikatuev’in (Karaçay-Çerkes halk şairi) şiirine bestelediği ilk şarkısı “İlkbaharda” radyoda yayınlandı. Bir sene sonra da, şair Cemuladin Laguçev’in sözleriyle Abaza valsi” radyoda yayınlanıyordu. Şarkı anında dinleyenlerin kalplerini kazanmayı başarmıştı.

1964'te Abhaz Devlet Dram Tiyatrosu, Karaçay-Çerkes'e turneye gelmişti. Topluluğa, Suhum Devlet Müzik Okulu Müdürü Aleksey Çiçba’nın da bulunduğu geniş bir heyet eşlik ediyordu. Abazaların profesyonel müzisyenleri olmadığını bilen Aleksey Çant-ipa, müdürlüğünü

yaptığı okula eğitim almak için içlerinden birini davet etmeye karar verdi. Kendisine, genelde gitmeye her daim hazır bulunan Abrek-Zaur’u önermişlerdi. Fakat ailesi ne olacaktı? Bu sırada Gojevlerin Madina adını verdikleri bir kızları olmuştu ve henüz sadece yedi aylıktı.

Küçük kızın bakımını büyükannelerin üstlenmesi ile genç çift Abhazya’ya gittiler.

Öğretmenden nasıl bestekâr olur

Genç çift Suhum’da biryandan öğrenim görürken biryandan sanat hayatlarını da geliştirmeye devam ediyorlardı. Abrek-Zaur müzik okulundaki derslerini Abhaz Dram Tiyatrosundaki işi ile birlikte yürütüyordu. Galina aynı anda iki fakültede öğrenim görüyordu – müzik teorisi ve koro şefliği. Galina, şair Şahimbi Fizikov’un şiirlerine (“Pilotlar”, “Mavi gözlerin” ve “Seni bekliyorum”) ve Cemuladin Laguçev’in şiirine (“Buluşma”) bu dönemde müzik bestelemişti. Bitirme tezi ise Kali Cegutanova’nın şiirine yaptığı beste “Abazaşta” olmuştu. Bu şarkı çok büyük bir kitlenin kalbini kazanmayı başarmıştı, hatta uzun bir süre Abazaların resmi olmayan marşı diye anılıyordu ve bugün hala bu durum değişmiş değil”.

Böylece dünün genç öğretmeni ilk Abaza profesyonel kadın besteci olmayı başardı.

"Abazaşta" şarkısının başarısına rağmen Galina Gojeva, Kali Cegutanova’nın işbirliğiyle başka bir şarkı daha yazmadı. Ancak, sekiz şarkısının sözlerini yazan Şahimbi Fizikov ile olan işbirliğinin çok verimli olduğu görülmekte. Ortak çalışmalarının “hit parçalar” adlı albümünde tartışmasız favori şarkı, Kızıl Vostok köyün ilişkin olan şarkıydı.

80'li yılların sonundan itibaren, Ali (Galisa) Yonov, Galina Gojeva'nın en çok ortak söz yazdığı partnerlerinden birisi olmuştur. O dönemdeki röportajlarından birinde Galina Beslan-pha, bu şairle çalışmaya başladığı anda, çok büyük bir yaratıcı güç dalgası hissettiğini itiraf etmekte. Birlikte, otuz yılı aşkın bir süre en popüler Abaza şarkısı olmayı sürdüren “nereye gidiyorsun?” (“ Babatsavua? ”) da dâhil olmak üzere bir düzine şarkı yazdılar. Diğer ünlü şarkıları arasında: “Servetinle aldatmak istiyorsun”, “Sen yanımızdayken anne”, “Çocuklarımın babası Matsesta'ya gitti”, “İnan bana” bulunmakta. Galina Beslan-pha, yaklaşık 40 şarkının müziğini bestelemiş bir sanatçı.

Boş zamanlarında müzik bestelerdi. Çalışma zamanlarını ise, ulusal enstrüman mızıkayı öğretmeye adamıştı.

Ulusal kültüre katkısı

Şaşılacak bir şey yok gibiydi: en yakın akrabaları - büyükannesi ve annesi de mızıka üstadıydı (Juhil Gonova ve Leli Haçukova - ünlü Abaza mızıka üstatları). Buna rağmen bir paradoks vardı!– enstrümanı eline almaya onu kocası ikna etmişti, bundan önce Galina hiç mızıka çalmamıştı.

“Çerkessk'teki kültür ve sanat okulunun müdürü olarak atandığında (Abrek-Zaur Gojev), bana ulusal enstrüman mızıkanın derslerini vermemi önerdi. – diye anlatmaya devam ediyor Galina Beslan-pha. – Ben piyano konusunda uzmanlaşmıştım. Ama o beş tane «Казань» mızıkası almıştı ve ben yeni bir uzmanlık geliştirmek zorunda kaldım”.

Galina Beslan-pha'nın yeni uzmanlığındaki ilk öğrencisi, şu an Devlet Onur Sanatçısı, Karaçay-Çerkes'in önde gelen mızıka ustalarından biri olan Alibek Kuraçinov oldu. Daha sonra Madina Muratkova, Diana Apsova ve diğer ulusal enstrüman ustalarının koçluğunu yaptı.

Galina Gojeva'nın ulusuna en büyük katkıları arasında, Abaza ulusunu halk ezgilerini notalara dökerek yayınlanması ve Abaza şarkılarını derlenmesi yer alıyor.

İlk olarak, 1971 ve 1979'da, Gojeva tarafından hazırlanan ve ikisi de aynı isimle basılan “Abazaşta’nın Melodileri” adlı derlemeler yer almakta. Daha sonra, 2015 yılında, Uluslararası Abhaz –Abaza Ulusunun Gelişimi Derneği “Alaşara” Başkanı Musa Egzek'un ve girişimci Nazımbiy Tlisov'un mali desteğiyle “Ruhum Müzikle Isındı” yayınlandı. Bu yayın, besteci Galina Gojeva'nın şarkılarının yanı sıra Karaçay-Çerkes ulusal müziklerinin notalarını da içeriyordu.

Galina Beslan-pha’nın ulusal müzik kültürünün korunmasına ve geliştirilmesine olan katkıları, “Rusya Federasyonu Onursal Kültür Emekçisi” ve “Abhazya Onursal Kültür Emekçisi” unvanlarıyla taçlandırılmıştır.

Yarım asırlık bir hayal

Eşinin beste konusundaki yaratıcılıklarına gelince, Abrek-Zaur Gojev Abaza müzik kültürünü tam 33 şarkı ile zenginleştirmiştir. Bunlardan beşinin sözleri de kendisine ait olmakla beraber dokuzunu da şahsen kendisi seslendirmiştir. 1966 yılında çıkan ilk Abaza şarkıları koleksiyonu “Uç şarkım!” da kendisinin eseridir.

Tiyatro - Gojev'in sanatının bir diğer "kanadı" idi. Ancak o sadece sahnede olmak istemiyordu - Abrek-Zaur, Abaza tiyatrosu sahnesinde oynamak istiyordu. Bu aziz rüya 1957'de onu kelimenin tam anlamıyla “hareket etmiş trene atlamaya” teşvik etti, çünkü Leningrad'a gönderilecek olan katılımcı grubu zaten tamamlanmıştı– ama o yine de bu guruba dahil olmayı başardı.

Abaza grubunun henüz olmadığı, Karaçay-Çerkes Bölgesel Dram Tiyatrosu'nda sahne aldığı dönemlerde hep bu hayalle yaşadı.

90'lı yıllarda Abaza öğrencileri topladı ve Karaçay-Çerkes Kültür ve Sanat Koleji'nde “Aşham” (“Abaza Sanat Gençliği Sanat Okulu” diye açılımı yapılır ve kelimenin kendisi “alacakaranlık” anlamına gelir) kuruldu. Drama Okulu'nu yaratırken bu hayalini düşünüyordu. Abrek-Zaur bu gençlerin, o dönemde maneviyat alanında hüküm süren “alacakaranlık” ı dağıtmayı ve yeni bir “gün ışığı” yakmayı başaracağını umuyordu. Bugünün tanınan ünlü aktörleri kariyerlerine burada “Aşham”da başlamışlardı.

Zaur Liev, “Bizim için - sanatta kendilerini bulmaya karar veren gençler için, bugünün Karaçay-Çerkes'in GTRK Abaza televizyon stüdyosunun önde gelen yöneticileri için stüdyo mükemmel bir okul haline gelmişti. Bize bazı profesyonel yetenekler kazandırmasının yanı sıra, onlarla iletişim kurmanın kendinizi geliştirmek adına harika bir fırsat yarattığı tanınmış sanatçılar – şairler, Mikael Çikatuev, Kerim Mhtse, Ali Yonov, aktris Tamara Kişmahova da bize katılarak bizimle çalıştılar. Tüm bu buluşmaları Abrek-Zaur Pata-ipa organize ediyordu.

Gojevin hayali Haziran 2001’de gerçekleşti: o zamanın Karaçay-Çerkes Cumhurbaşkanı Vladimir Semenov, Abaza tiyatrosunun kurulmasına dair bir kararname imzaladı ve Gojev tiyatroya başyönetmen olarak davet edildi.

Oldukça olgun bir yaşta olmasına rağmen, gençliğindeki coşkuyla işine başladı, stüdyosundaki arkadaşlarını “desteğe çağırdı” ve İnzhiç-Çukun köyünün amatör halk tiyatrosu sanatçılarıyla birlikte yeni yaratıcı ekibinin bel kemiğini oluşturdu.

Devlet Abaza Drama Tiyatrosu’nun ilk aktörlerinden biri olan Amir Bicev, “İlk performansımız “Sürgünlerin izlerinden”in provaları sırasında gösterdiği özveriye hayran kaldım. Abrek-Zaur hikaye ve drama dan çok iyi anlıyordu, ayrıca müzik bilgisi oyun için en uygun müzik alt yapısını seçmeye çok yardımcı oluyordu. Ama aynı zamanda, bizi - profesyonel olmayanları - dinlemeye her zaman hazırdı ve kendisine rasyonel görünüyorlarsa tekliflerimizi kabul ederdi. Çok entelektüel bir insandı”, diye anlatıyor.

Tiyatronun ilk prömiyeri 1 Mart 2002'de, dopdolu bir salonla gerçekleştiğinde, dünyada Abrek-Zaur Gojev'den daha mutlu bir insan daha yokmuş gibi görünüyordu. Hayatının son dakikasına kadar Abrek-Zaur Pata-ipa tiyatro ile yaşadı.

“Azrail beni evde bulamayacak”

20 Nisan 2009'da, Karaçay-Çerkes'deki tüm tiyatro çalışanları büyük bir delegasyonla, tiyatro emekçileri toplantısı için Rostov-na-Don'da topladı. Abrek-Zaur Gojev de heyete dâhildi.

“Katıldığı etkinliklere hiçbir zaman yeni kıyafetler giymeyi sevmezdi, – diye hatırlıyor eşi Galina Gojeva. – Ama bu sefer gelinimiz Asida ile pazara giderek yeni kıyafetler almıştı. Sabah erken saatlerde hazırlandı ve çıktı. Gözden kaybolana dek balkonda arkasından bakmıştım. Birkaç dakika sonra ise vefat haberi ulaştı…”,diye anlatıyor.

Abrek-Zaur Gojev tiyatro binasının önünde minibüse binecekken ölmüştü…

Birkaç yıl geçmişti ki, kader Galina Gojeva'ya başka bir korkunç darbe daha indirdi. 11 Mart 2016'da, 75. doğum gününde oğulları Anzor’u kaybetti.

İki ağır kayıp yaşayan Galina Beslan-pha sanattan uzaklaşır. Şimdi tüm hayatını, torunlarına - oğlu Anzor'un çocuklarına adamış durumda.

Galina Beslan-pha, “Sıkılmama ve sakinliğin tadını çıkarmama izin vermiyorlar - sürekli hareket halindeyim, sürekli onların işlerini koşturmam gerekiyor, gündüzleri neredeyse hiç evde değilim. Arkadaşlarımla şakalaşıyorum: Azrail peşimden gelse bile, beni evde bulamayacak”, diyor.

Ve çok daha uzun yıllar, başka hiçbir yerde de sizi bulamasın Galina Beslan-pha. Çok uzun yaşayın!