Dünya Abaza Kongresi

22 Kasım 2024
01:27
Sürgündeki ressam - Aleksandr Şervaşidze-Çaçba
"Sadece hayatın içinden doğan sanat yaşar"


Abhazların ilk profesyonel ressamı, prens Aleksandr Şervaşidze-Çaçba, Abhaz Prensliği Hükümdarı Keleşbey Çaçba'nın torununun torunuydu. Şervaşidze – Çaçba soyadının gürcülerin baskısı ile değiştirilmiş hali, ortaçağın sonlarına doğru Gürcistan için kabul gören yazılışıdır.
14 Eylül 1901'de onaylanan Şervaşidze-Çaçba soyunun arması
Geleceğin ressamı Aleksandr'ın babası Konstantin Georgiy-ipa, son Abhazya hükümdarı olan Georgiy (Safarbey)'in küçük oğluydu. İleri görüşlü düşünce yapısına sahip olan Konstantin, toplum hayatında aktif ve etkin rol oynardı, özellikle ilk Abhaz alfabe kitabının oluşturmasında önemli rol oynamıştır. Ancak 1832 yılında, 1810 yılında babasının hükümdarlığı döneminde ilga edilen Abhaz devletliğinin geri kazanılması amacı ile düzenlenen gizli plana katılması ve planın ifşa edilmesi ile anavatanından sonsuza dek sürgün edilir. Fransız müzik Profesörü'nün kızı, piyanist Natalia d'Anlua ile evlenir. Aile Feodosiya'da yaşamaya başlar. Dört çocuğunun üçüncüsü olan oğlu Aleksandr 24 Aralık 1867 yılında burada doğmuştur. Geleceğin ressamının ebeveynleri çok zaman geçmeden boşanırlar. Aleksandr ve küçük kardeşi Vladimir babası ile kalır.
Konstantin Georgiy-ipa'nın düşüncesine göre, çocuklar kesinlikle askeri kariyer yapmak zorunda idiler, bu yüzden Aleksandr o dönemlerde de duyduğu gizli sanat tutkusu dolayısı ile Nizhny Novgorod'daki Arakçeyev Harp Okulunda çok hevessiz olarak eğitimini sürdürmekteydi.
Bürokratik ortama katlanmak Onu (Aleksandr Şervaşidze-Çaçba) zorluyordu, askeri kariyer cazip gelmiyor, harp okulundaki eğitim onun için bir şey ifade etmiyordu. Bu sebeple tembellik ediyordu.
Ressamın kızı Rusudan Şervaşidze-Çaçba'nın anılarından
Aleksandr Şervaşidze- Çaçba'nın çocukluğu
© Şervaşidze-Çaçba aile arşivi
Sevgili babasının ölümü, Aleksandr için eğitimi dayanılmaz bir yük haline getirmiştir. Ressamın annesi Natalia d'Anlua o zamanlar, uygulamalı eğitim kolejinde öğretmen olan Nikolay Vasilev-Yakovlev ile evlidir ve Kiev'de oturuyordur. Üvey babasının dilekçesi üzerine Aleksandr, Kiev uygulamalı kolejine kabul edilir ve 1889 yılında buradan mezun olur. Aleksandr 24 yaşında Moskova Resim, Heykel ve Mimarlık okuluna serbest katılımcı öğrencisi olarak başlar. Aleksandr Çaçba tamda bu dönemde, "Bahçede", "Gece yaklaşıyor" gibi ilk yağlı boya resimlerini çizmeye başlamaktadır. Genç öğrencinin yeteneği, eğitimine Paris sanat okulunda devam etmesini nasihat eden okul öğretmeni Vasiliy Palenov tarafından fark edilir.
"Bahçede", Aleksandr Şervaşidze-Çaçba,1892
© Abhazya Cumhuriyeti Devlet Ulusal Resim Galerisi
…Ben Moskova Resim ve Heykel okulundaki Vasiliy Polenov'un öğrencisiyim. Kendisinin bana verdiği nasihati ile 1893 yılında, okulda aksak durumda olan çizimimi ve resmimi geliştirmeye, ki bunda Sayın Polenov'un hiçbir kabahati yoktur, Paris'e gittim…
Aleksandr Şervaşidze-Çaçba'nın, Nikolay Evreynov'un tiyatro sanatçısı ve tercüman olan eşi Anna Aleksey-pha Evreynova'ya yazdığı mektuptan.
Aleksandr Şervaşidze-Çaçba
© Şervaşidze-Çaçba aile arşivi
Aleksandr Paris'te, Avrupa çapında farklı yıllarda ünlü olan Vincent Van Gogh ve Henri Toulouse-Lautrec gibi isimlere öğretmenlik yapan Fernand Cormon'un stüdyo okulunda eğitim aldı. Prens burada; çizim, resim, kompozisyon, anatomi, gibi sanatın çeşitli alanlarında ders aldı.
Cormon'un okulundaki birincil postülat müellif sanat sevgisini ve yaratıcılık özgürlüğünü koruyarak, klasik kanonlarla sınırlandırmak yerine onun bireysel yeteneklerini tam anlamıyla ortaya çıkmasını sağlamaktır. Burası, Carmonun okuludur, Aleksandr'nın bir sanatçı, bir yaratıcı olarak tam anlamıyla oluştuğu yer.
Sanat tarihçisi Suran Sakaniya
Aleksandr Konstantin-ipa Şervaşidze-Çaçba,Petersburg
© Şervaşidze-Çaçba aile arşivi
Genç ressam Paris'teki müzelerde diğer ressamların tarz ve stillerini inceleyerek çok zaman geçirir. Tam da o günlerde, "Apollon", "Altınpost", "Sanat" ve diğer dergilerde yayınlanacak ilk sanat makale ve yazılarını ele alır. Bu da, Empresyonistlerin sanatına büyük değer veren ilk sanat eleştiricileri arasında yerini alır. Çaçba Paris'te birçok genç Rus ressamla tanışır – Aleksandr Benua, İgor Grabar, Valentin Serov bunlardan bazılarıdır, Rus Sanat kulübü "Montparnasse" 'nin de bir üyesi olur.
Hakikat yok ─ ama çok doğru var. Hayatın doğru bir tasviri yok ki! Bir ressamın mizacından geçen hayat izlenimleri.
Aleksandr Şervaşidze-Çaçba 'nın empresyonistlerle ilgili yazısından.
Paris'te Aleksandr Şervaşidze-Çaçba, burada eğitimini sürdüren gelecekteki eşi Ekaterina Vasily-pha Padalka ile tanışır. Kökeni asil bir aileye dayanan Ekaterina, Sorbonne'nin matematik fakültesinde eğitim görüyordur, ancak geçim kaynağı yetersiz kaldığında, gelecekteki eşi Aleksandr Çaçba ile de tanışma vesilesi olan ressam modelliği yapmak zorunda kalıyordur. Ekaterina Padalka'nın portresi olan "Kırmızı Şapkalı Kadın" resmi Çaçba'nın fırçasından çıkmıştır. 1905 yılında gençler evlenirler. Fakat hayat onlar için çok merhametli sürmez - ilk doğan oğulları Mişa'yı bebek iken kaybetmelerinin yanı sıra mali durumları da oldukça kötü gitmektedir.
Aleksandr Konstantin-ipa görünüşü çok safkan, hoş görünüşlü biri olmasına rağmen, kısıtlı geçim kaynaklarına sahipti ve mütevazinin ötesinde bir hayat sürmekteydi. Mükemmel ruhsal niteliklere sahip, zeki ve eğitimli bir bayanla evliydi... Her ikisi de maddi açıdan zordaydılar.
Aleksandr Benua'nın "Anılarım" adlı kitabından
Ekaterina Vasily-pha Padalka ve oğlu Mişa
© Şervaşidze-Çaçba aile arşivi
Aleksandr Şervaşidze-Çaçba oğlu Mişa ile beraber
© Şervaşidze-Çaçba aile arşivi
Ekaterina Vasily-pha Padalka oğlu Mişa ile beraber, Paris yakınlarında bulunan Kalamar şehri, 1909
© Şervaşidze-Çaçba aile arşivi
1906 yılında Aleksandr Şervaşidze-Çaçba Paris'teki Rus ressamlar fuarına katılmıştı. Fransız halkın beğenisine sunulan "Otoportre" büyük bir başarıdır. Eser, sanatçı için çok zor bir dönemde - oğlunun ölümünden kısa bir süre sonra çizilmiştir. Bu resim sayesinde Aleksandr Konstantin-ipa, Fransa Ulusal Sanatçılar Topluluğu'na kabul edilir.
1906 yılının sonunda ressam Petersburg'a taşınarak, Petersburg imparatorluk tiyatrolarının dekoratörlüğünü yapmaya başlar. İlk sahne çalışması, Mariinsky Tiyatrosu'ndaki Guno'nun "Faust" operasının dekorasyonu olmuştur. Ardından, Aleksandrinskiy tiyatrosunda Vsevolod Meyerhold tarafından sahneye konulan Vagner'in "Tristan ve İzolda" ve Hardt'ın "Soytarı Tantris" eserleri gelr. Sanat eleştirmenleri sadece yönetmenin çalışmasını değil, sahne dekorunu da büyük övgüye layık görürler. Maksimillian Voloşin, "antik minyatür ve çizimler üzerinde ciddi araştırma ile gerçekleştirilmiş değerli tarihi çalışmalar", diye bahsediyordu çalışmalarından. Shakespeare'in "Hamlet" 'i için ise ressam 105'e yakın kostüm eskizi hazırlar.
…İmparatorluk tiyatrolarının baş dekoratörü idim, - adım her gün Mariinsky, Aleksandrinskiy ve Mihaylovsky tiyatrolarının afişlerindeydi, sadece büyük dekoratör-ressam Golovin'in öğrencisi ve "arkadaşı" idim; mütevazı bir tiyatro ressamıydım, ancak bütün Petersburg beni tanıyordu. Hâlbuki ben bunun peşinde değildim.
Aleksandr Şervaşidze-Çaçba 'nın, tiyatro sanatçısı ve tercüman Nikolay Evreynov'un eşi Evreynova A.A'ya yazdığı mektuptan
Ekaterina Vasily-pha ve Aleksandr Konstantin-ipa'nın iki çocuğu daha olur – oğlu Konstantin ve kızı Rusudana. Ancak kızının doğumundan kısa bir süre sonra Aleksandr Konstantin-ipa ailesinden ayrılarak "Antik tiyatro" 'da tanıştığı aktris Natalia Butkovskaya ile yaşamaya başlar. Bunun ardından Ekaterina Vasily-pha, verem hastalığına yakalanan oğlu için çocukları ile beraber Feodosiya'ya taşınır. Rusudana ve Konstantin babaları ile nadiren, ressam ve şair arkadaşı Maksimillian Voloşin'in ziyaretine geldiği Koktebel'de buluşurlardı. Çocuklar babalarını en son 1920 yılında görmüşlerdi.
Aleksandr Çaçba’nın kızı Rusudana (Bina) ve oğlu Konstantin (Tusya) ile son görüşmesi, Koktebel, 1920
© Şervaşidze-Çaçba aile arşivi
Aleksandr Konstantin-ipa oğlu Konstantin ile beraber, Finlandiya da
© Şervaşidze-Çaçba aile arşivi
Bina ve Tusya, Jivaya (Canlı) ve Babka (İhtiyar) adlı köpeklerle "savaşta"
© Şervaşidze-Çaçba aile arşivi
1919'da, Şervaşidze-Çaçba, Butkovskaya ve Evreinov, Aleksandr'ın memleketi Suhum'du ziyaret ederek burada sanat ve tiyatro stüdyoları düzenlediler. Suhum halkına Evreinov'un skeçleri: "Mutlu ölüm", "Steppek ve Manyuroçka" "Etoules Okulu"'nu sergilediler.

Seyirciler tarafından özellikle "Kozma Prutkov" adlı oyun çok beğenildi. Tüm bu performansların sahne tasarımcısı Aleksandr Şervaşidze-Çaçba, bu tiyatro gecelerinin düzenlendiği Aloisi Tiyatrosu'nun lobisinde büyük alkış aldı.
N.N. Evreynov çok talepkar bir yönetmendi, provalar her gün 11'den 7'ye kadar sürerdi. Sabahın erken saatlerinde tiyatroya gelen Aleksandr Konstantin-ipa, akşama kadar çalışırdı, sahne dekorunu stüdyo öğrencileri ve kendisi tavan arasında hazırlardı. Uzun boylu, sade, her zaman son derece düzenli, herkese karşı sakin davranan ve herkesle ortak dil bulmayı bilen bir insandı. Çok terbiyeli biriydi, asla sesini yükseltmezdi. Birisini uyarması gerektiğinde, bunu karşısındaki kişiyi incitmeden, sakin bir şekilde yapardı. Bu tiyatroda birçok kişinin ilgisini çekiyordu.
Rusudana Şervaşidze-Çaçba'nın, S.I. Mulmana'nın tiyatro gösterilerinde yer alan oyuncularından birisi ile yaptığı söyleşiyi yazdığı makaleden alıntı.
Aleksandr Şervaşidze-Çaçba'nın Nikolay Evreinov'un “Mutlu Ölüm” komedisindeki Kolombina için hazırladığı kostüm eskizi, Suhum, 1919 yılı.
© Abhazya Cumhuriyeti Devlet Ulusal Resim Galerisi
Aleksandr Şervaşidze-Çaçba'nın Nikolay Evreinov'un “Mutlu Ölüm” komedisi için sahne dekoru, Suhum, 1919 yılı
© Abhazya Cumhuriyeti Devlet Ulusal Resim Galerisi
Nikolay Evreinov, Aleksandr Şervaşidze-Çaçba'nın resmi
© apsnyteka.org
Aleksandr Suhum'da kuzeni Georgiy Mihail-ipa Şervaşidze-Çaçba'nın evinde yaşıyordu. Ressamın öz kardeşi, devrimci Vladimir de onları sıklıkla ziyaret ederdi. Hep beraber ara-ara Şervaşidze-Çaçba soyunun Suhum'daki "Çemi" adlı aile villasını ziyaret ediyorlardı. Aleksandr Çaçba Suhum'da bulunduğu zamanlarda günlüklerinde yazdığı üzere, halkının manevi dirilişi üzerine düşüncelerine dalıyordu.
…Şehrin dış güzelliği en az temiz hava, güneş ışığı kadar önemlidir, o şehrin ruhudur, dış güzellik olmadığı takdirde şehir ölüdür, kötü bir çiftçinin elindeki bakımsız ahıra benzemeye mahkûmdur.

... Biz kökleri çok eskilere dayanan geleneklere, içsel ruh güzelliği olan bir kültüre sahip insanlarla yaşıyoruz ve şehrimizi güzelleştirmemiz lazım. Rastlantısal olan hiç bir şey yoktur bu kültürde, her şey son derece düşünülmüş ve genel uyumu sağlayacak şekilde hesaplanmıştır... Suhum'da ticari işlerle uğraşan asilzade ve prensleri görüyorum; öncelikle Anavatanı düşünmek lazım. Anavatanınızın zenginliği – Sizin zenginliğinizdir... Abhazlarımızda ve tüm dağlı halklarımızda büyük değer verdiğimiz şeylerin yok olabilme ihtimalini düşününce, çok derin üzüntüye kapılıyorum. Onları ince yapılı, kibar, onurlu, sessiz, her şeyde sağduyulu, kararlı ve güçlü hayal ediyorum. İşte bu bizi biz yapan kültürümüz... Net bir şekilde söyleyebilirim ki, bir patshada (Abhazlara has örme tekniğiyle yapılan küçük ev) yaşamak daha iyidir... Suhum'da gördüğüm yarı eğitimli insanlardansa, yabani (görünüşte) "eğitimsiz" okuma yazma bilmeyen Abhazları yeğlerim. Uzak dağlık köylerden gelenler, Sukhumlulardan daha sevimli geliyorlar bana. Hâlâ Tolstoy'un "Hacı Murat"'ta anlattığı o değerli, güzel değerlere sahipler, bu yüksek sesle ve mutlulukla - "Ben Dağlıyım, Ben Abhaz'ım" diyebilme hakkını veriyor.


14 Eylül 1917, Suhum'da Georgiy'nin evinde
Aleksandr Şervaşidze-Çaçba'nın günlüklerinden
Petersburg ve Avrupa'nın en büyük şehirlerinde dekorlar yapmış ve o günlerin önde gelen artistleriyle çalışmış olmasına rağmen, sanırım, babamın kısa süreli de olsa Suhum'daki çalışmaları içten içe en değer verdikleri idi.
Ressamın kızı Rusudana Şervaşidze-Çaçba'nın makalesinden
Ancak, sanatçının yerel hükümet ile olan anlaşmazlıklarından dolayı, Abhaz yakınları, kardeşi Vladimir ve eşi de dahil olmak üzere kendisi ile beraber Abhazya'yı terk etmek zorunda kaldılar. Ressamı ve ailesinin hayatını kurtaran Nestor Lakoba göç ederken sanatçıyı bizzat yolcu etti. Bununla ilgili 10 Temmuz 1924'te Nikolay Evreinov Maksimilian Voloşin'aya yazdığı mektubunda şöyle bahsediyordu: "Aleksandr Konstantin-ipa Gürcistan'dan, şu an Bolşevikler olan Abhaz arkadaşlarını sıkıştıran Menşeviklerden kaçtı, hatta onu Batum'da uğurlayan Lakoba'nın ta kendisi - şu anki Abhazya'nın Halk Komiserliği Başkanı idi…"
"Rus Sanatı" dergisinin 1. özel baskı, 1921 yılı
© artforspb.ru
16 Haziran - 10 Temmuz 1921 tarihleri arasında düzenlenen "Exposition des oeuvres des artistes russes" sergi katalogunun baş sayfası
© artforspb.ru
16 Haziran - 10 Temmuz 1921 tarihleri arasında düzenlenen "Exposition des oeuvres des artistes russes" sergisi katalog kapağı
© artforspb.ru
Whitechapel Sanat Galerisi'ndeki sergi "First Russian Exhibition of Arts and Crafts" broşürü, London, 1921
© www.artrz.ru
Aleksandr Şervaşidze-Çaçba 1920 yılında, ünlü tiyatrocu, tanınmış "Rus mevsimleri" bale gösterisinin de yaratıcısı olan Sergey Dyagilev'den bale gösterilerinin tasarımcısı olarak kendisi ile çalışmasını belirttiği bir davetiye alır ve eşi ile Paris'e gider. Diaghilev Şervaşidze'den "karşı konulamaz Rus ressamı", tiyatro tasarımcısı ve sanatçı İvan Bilibin ─ "bütün Fransa'nın en iyi tasarımcısı", ve büyük dansçı ve koreograf Sergey Lifar ise ─ "eşi benzeri olmayan usta, Batı'nın sanat ve tiyatro devriminin suç ortağı" diye bahsederler. Dyagilev'den başka, Şervaşidze, Paris, Londra, Brüksel'deki diğer tiyatrolarda da çalışır, ayrıca tiyatronun Amerika Birleşik Devletleri turnesine de katılır.
Dyagilev'in Rus Balesi
© www.topfoto.co.uk
Uzun zamandır, Aleksandr Şervaşidze-Çaçba hakkında Paris'te olduğunun dışında bir şey bilinmiyordur. 1929 tarihinde son yazışmalarından sonra kızı Rusudana'nın babası ile bağlantısı kopar.
Babam bize mektuplar yazardı, kıtlıkların yaşandığı yirmili yıllarda ise mümkün olduğu kadar finansal destek yollardı. Zaman içinde yazışmalarımız kesintiye uğradı. Böylece kader bizi ayırdı. Annem, birçok zorluğa rağmen, bizleri kalplerimizde babamıza karşı sevgi ve saygı ile büyütmeyi başardı... Babamızın akıbeti hakkında hiçbir şey öğrenemeden 1955'te onu kaybettik. Sürekli olarak babamın çalışmalarının yurt dışında kalacağından ve Anavatana getirilemeyeceğinden endişeleniyordu. Karadeniz Denizcilikte Kaptan yardımcısı olan kardeşim Konstantin 1938'de öldü. Sadece babam ve ben kalmıştık - o Fransa'da ben ise kendi Vatanımda. Birbirimizin hayatı hakkında hiçbir şeyi bilmiyorduk, ta ki bir tesadüf bana onu bulmamda yardımcı olana kadar.
Ressamın kızı Rusudana Şervaşidze-Çaçba'nın anılarından
Konstantin Aleksandr-ipa Şervaşidze-Çaçba
© Şervaşidze-Çaçba aile arşivi
Rusudana Aleksandr-pha Şervaşidze-Çaçba
© Şervaşidze-Çaçba aile arşivi
1956 yılında, Gürcü "Droşa" dergisinde, Aleksandr Şervaşidze-Çaçba'nın sanatı ile ilgili sanat eleştirmeni O.D. Piralişvili'nin makalesi yayınlanır Makale sanatçının ölümünü bildirmektedir. bundan iki yıl sonra bu makale sanatçının eline geçer, o da yazara yanıt olarak bir yazı yazar: "Küçücük bir yanlışlığı düzeltmek isterim: hala hayattayım ve gariptir ki hiçbir hastalığım yok ve tamamen yalnız yaşamaktayım... Sahip olduğum her şeyi Tiflis ve Suhum müzelerine vermeye hazırım"
Bu mektubun ardından, Aleksandr Şervaşidze-Çaçba'nın 500 çalışması Tiflis'e ulaştırılır. Bir süre sonra bu çalışmalarının 220 tanesi de Suhum'a gönderilir. Ayrıca, Aleksandr Şervaşidze-Çaçba'nın eserleri St. Petersburg Devlet Tiyatro Kütüphanesi'nde ve Bahruşin'in adını taşıyan Devlet Merkez Tiyatrosu Müzesi'nde bulunmaktalar.

Piralişvili'nin makalesi ve Aleksandr Konstantin-ipa'nın ona yanıtı, kızı Rusudana Aleksandr-pha'nın ve tüm aile'nin uzun süredir iletişimi kaybettikleri ressamın izlerini bulma konusunda usanmadan sürdürdükleri arama çabalarında dönüm noktası haline gelmiştir. 1958 de Rusudana Aleksandr-pha'nın babasıyla aktif yazışmaları başlar. Bu yazışmalardan, Aleksandr Şervaşidze-Çaçba'nın Dyaghilev'le ve ondan sonra da onun arkasından gelenlerle, eşi Natalia Butkovskaya'nın öldüğü 1948 yılına kadar, sahne tasarımcısı olarak çalıştığı ortaya çıkıyor.
Dyagilev'in "Mavi Ekspres" bale'sinde Picasso'nun 1922 yılında çizdiği "Plajda koşan kadınlar" adlı küçük guaş resmi defalarca büyütülmüş hali ile sahne perdesi olarak kullanıldı. Tiyatro ressamı Aleksandr Şervaşidze tarafından çizilen kopya, gerçeğine o kadar benziyordu ki Picasso perdeyi kendi ismiyle imzaladı. O zamandan bugüne kadar, bu çalışma Picasso'nun imzaladığı en büyük eser olmuştur.
1920 yılından beri Dyagilev'in baleleri için çok çalıştım. Çalışmalarımda Fransa'nın Picasso, Daren, Brak gibi resim sanatının yeni stil ressamlarının eskizlerini kullanıyordum... Bu bana en sevdiğim işi yapma - yani ellerimle büyük panoları - sahne dekorlarını çizme imkanı sunuyordu. Dyagilev büyük panolara çalışmaları kendi ellerimle çizmeme büyük değer veriyordu…
Aleksandr Şervaşidze-Çaçba'nın kızı Rusudana'ya mektubundan
Çaçba, yaşının epey ilerlediği bir dönemde, Monte Carlo tiyatrosunda "Şehrazat" için bir sahne dekorunu yapıyordu. Bu çalışmasından kızına yazdığı mektubunda "çocuk oyuncağı" şeklinde söz ediyor ve bu çalışmanın beş gününü aldığını anlatıyordu.
84 yaşında 5 gün boyunca 8'zer saatlik çalışma - aslında gücümü zorluyordu - ancak ihtiyarlığın ağırlığını yenmeyi başardım. Genel intiba ya göre Şehrazat (Barkst'ın yönetiminde)- etkileyiciliği, büyüklüğü ve renkliliği açısından benim en başarılı çalışmam oldu.
Aleksandr Şervaşidze-Çaçba'nın kızı Rusudana'ya mektubundan
Vittorio Rieti'nin orkestralaması, Prens Aleksandr Konstantin-ipa Şervaşidze-Çaçba'nın sahne tasarımı ve Aleksandr Benois'in kostümleriyle "Chopiniana". Solistler Nana Golner, Michel Panayeff, Anna Volkova ve Tatyana Ryabuşinskaya
© Photo by Annete & Bazil Zarov, Monreal, Canada
Tatyana Stepanova ve Oleg Tupit, tek perdelik koreografi şiiri "Kuğu Gölü", müzik – Pyotr İlyiç Çaykovski, Marius Petipa ve Lev İvanoff’un koreografisi
© dancerussia.ru
Ocak 1942'de Meksika'da başlayan "Original Ballet Russe" Amerika Turnesinin güzergahı
© dancerussia.ru
Aleksandr Şervaşidze-Çaçba
© Şervaşidze-Çaçba aile arşivi
Kızına yazdığı hemen her mektubunda, sanatçı aynı şeyden - karşı konulmaz Anavatanına dönme arzusundan söz ediyordu. Rusudana Aleksandr-pha, babasının Ana topraklarını tekrar görebilmesine yardım etmeye çalıştı, ancak tüm girişimleri başarısız oldu. 1959'da sanatçı Cannes'dan, yaşadığı evinden sahibinin evin boşaltılması talebi üzerine ayrılmak zorunda kaldı. Sanatçının, ilerleyen yaşlarındaki yeni ikameti, arkadaşlarının taşınmasına yardım ettikleri Monte Carlo oldu. Ancak Monako'da, Aleksandr Şervaşidze-Çaçba Fransız emekli maaşı hakkını kaybeder ve son yıllarda Monako Prensesi pansiyon'unda yaşamak zorunda kalır.
Yaşamak benim için her geçen gün daha zor oluyor... Tiflis'teki müzenin müdürlerinden davet aldım, benim için büyük bir resmi resepsiyon vermek istiyorlarmış. Buna ihtiyacım yok, ben mütevazi ve çok yaşlı bir adamım, ancak eğer Tiflis yetkilileri benim için verilecek resepsiyona katılırsa, sanırım onların Suhum'a gitmeme izin vereceklerine dair bir umudum olabilir. Mümkünse, o zaman... Tiflis'te, beni Suhum'da, kızı olarak kendi evinde ağırlamayı ve seninle yaşamamı istediğini söyle. Gelebilme evraklarımı düzenlemek için Paris'e gitmeliyim... Ama büyük masrafları nedeniyle bunu yapamadım... Sana gönderdiğim telgraf ücreti 1000 frank'a mal oldu... Nasıl geleceğimi biliyorum, bu benim için zor olmayacak, sağlığım oldukça iyi, yolculuğu kaldırabilirim ...
Александра Шервашидзе-Чачба. Из письма к дочери Русудане
Aleksandr Şervaşidze-Çaçba Prenses Grace Kelly'nin Pansiyonu'nda, Monte-Carlo
© Şervaşidze-Çaçba aile arşivi
1964 de Aleksandr Şervaşidze-Çaçba ciddi bir ameliyat geçirir, ameliyat sonrasında iki yıl boyunca hastanede kalır. 1968'de, ressamın kızı Rusudana nihayet Fransa'daki yaşlı babasını görme fırsatı bulmuştur. 25 Ağustos'ta Paris'e gelir, ancak artık çok geçtir - beş gün önce Aleksandr Konstantin-ipa Şervaşidze-Çaçba Nice'deki Rus mezarlığında toprağa verilmiştir.

Bu seyahati sırasında kızı, Mihail Cota-ipa Şervaşidze-Çaçba'nın eşi Anna Sorina'yı Nice yakınlarındaki villasında ziyaret eder. Aleksandr Konstantin-ipa sıkça burada misafir olduğu için ona ait bir odası vardır. Babasının bu odadaki şahsi eşyaları arasında, Çaçba'nın Anavatanını ne kadar özlediğini ifade eden birçok günlük ve not bulmuştur.
Cannes'te 1948 yılında vefat eden eşinin fotoğrafının üzerinde bile: "…Acaba, cenazemin Abhazya'ya taşınmasını isteyebilir miyim?"
diye yazmıştı Kızı Rusudana Şervaşidze-Çaçba'nın anılarından.
Anavatanını o kadar çok seven ama hiçbir zaman orada yaşama fırsatı bulamayan sanatçının ruhu, naşının Mayıs 1985'te Nice'deki Rus mezarlığından alınarak resmi törenle 12 Mayıs'ta Suhum'da yeniden toprağa verilmesi ile huzura kavuştu. Abhazya'ya deniz yoluyla getirilen Aleksandr Konstantin-ipa'nın naşının son kilometrelerinde "Nestor Lakoba" teknesine aktarılması dikkat çekicidir.
Canlar Ülkesinin çocukları genç Abhazlara! Apsnı – senin köklerinden gelen çağrın, uzak bir ses, bir yankı, yaprakların hışırtısı, uzak ve tatlı bir an gibi seslenmekte- ah benim anam - Abhazyam! - Ne derin bir uyku ile uyuyor senin yorgun oğulların! Ormanlarının sarhoş edici balları, tepelerinin eğimi, yaban gül çiçekleri ile süslenmiş ve yakınındaki dağlarının mavimsi uzaklığı, uzaktaki kar, akarsularının gürültülü akışı, göl sularının durgunluğu, ormanların serinleten rüzgarı ve yeşil kıyıları ile akarsuların, - ah anam - Abhazyam – sen oraya, karlara doğru istikametini tut, orda gör ve duy, ve öyle bir yaşa ki, her taş, her kuruyan ve düşen yaprak, her yürünen patikanın dönüşü, her yeni esmer yüzlü kardeşin, sabah gökyüzünün değişimi gibi, senin doyumsuz ve meraklı ruhuna nurlu ışıklarını saçsınlar
Aleksandr Şervaşidze-Çaçba günlüklerinden

Metnin yazarı Arifa Kapba, bild editörü - Naala Avidzba, baş editör – Amina Lazba