Dünya Abaza Kongresi’nin (DAK) amaç ve hedeflerini, Abhaz ve Abazinlerin geri dönüşünü, vatandaşların bağlarının güçlenmesini ve dil koruma sorunları ile ilgili DAK Yönetici Sekreteri İnar Gitsba’nın verdiği raportajda okuyun.

Muhabirimiz Asta Ardzınba'nın gerçekleştirdiği söyleşi.

- İlk sorum direk olarak Dünya Abaza Kongresi’nin (DAAK) bugünü ve geleceği ile ilgilidir.Özellikle, kurumum bugünkü ana hedef ve amaçları olarak ne belirlerdiniz?

- DAAK, Dünyanın dört yanında yaşayan halkımızın temsilcileri birleştiren bir kurum olarak, bugünlerde halkımızın bütün temsilcinin karşılaştığı çağrılara ve süreçlere uymalıdır. Bu noktadaki hedef ve amaçlarımıza gelirsek, kurumun net ve anlaşılır çalışma altyapısını yaratmaktır ve faaliyet yönlerini belirtmektir. Türkiye tecrübemi ve orada yaşayan diaporamızın temsilcileri ile etkileşimi anımsamaktayım. Bana, en yakın akrabalarından söz ettikleri zaman kullandıkları «Dedem Abhazmış diyorlar» gibi cumleleri duyumak çarpıcı geliyordu. Bu tür ifadeler düşündürücü ve ürkütücüdür aynı zamanında. 

Bugün hiç olmadığı kadar fırsatımız var, modern teknolojiler çoğu sorunların uygulanmasını büyük ölçüde kolaylaştırmak. Biz DAK çalışmalarının bilgi bileşeni aktif olarak geliştirmeye niyetindeyiz. Umarız ki kurumun nezdinde yapılacak bilgi portalı birçok zorluğu aşamakta etkili olacaktır.

Bununla birlikte, elbette, canlı iletişiminden de vazgeçilmez. Halkımızın temsilcilerinin yoğun şekilde yaşadıkları bölgelere gezilerin gerçekleşeceğini bekliyoruz. Kurumun farklı sosyal projelerin uygulamasına genç nesillerin ve büyüklerin katılımı sağlanacaktır.

- DAK kurulduğu andan itibaren bu yana hep aktif olarak dünya çapında Abhaz ve Abazinlerin konsolidasyonu savunmuştu. Bu konsolidasyonu siz nasıl görüyorsunuz, bu sözlerin ardında ne var? Bu yönde ne gibi çalışmala yöntemini düşünmektesiniz?

Dürüst olmak gerekirse, konsolidasyon benim için soyut bir meseledir. Konsolidasyon hakkında konuşuyorsak, o zaman bir çeşit ayrılık vardır demektir. Böyle şeyleri dile getirmek benim için zor. Kaderlerin iradesiyle farklı bölgelerde yaşayan tek halkın temsilcileri olduğumuza inanıyorum. Ben daha fazla ilişkilerin güçlendirilmesi, daha büyük etkileşim ve çeşitli önemli etkinliklere katılım imkanları sağlanmasından söz etmek isterim.

Tabi ki her zaman bağların daha güçlü olması arzumuzdur, ve geriye dönüp baktığımda, hem diasporanın içirisindeki etkileşim, hem de diaspora ve tarihi Anavatan arasındaki bağların her geçen sene pozitif ivmeli dönüşüme uğradıklarını belirtmek mümkündür. Bu dönüşüm, bir zamanlar soydaşların iletişimini kısıtlayan engellerin kaldırılmasıyla daha kolay kılındı. Ancak daha aktif etkileşim için halen diğer engeller mevcut. Bunlardan önde gelen ise dil engeli. Soydaşlarımızın birçoğu anadillerini bilmiyor, bu da temas kurma konusundaki en önemli unsurlardandır.

- Dil korunması – Abhazya’da ve diaspora’da farklı platformlarda tartışılan güncel konudur. DAK defalarca Abhaz ve Abaza dili korunması konusunda acil önlemlere ihtiyaç olduğunu savunduğu. Siz ne şekilde önlemleri düşünebiliyorsunuz?

- Dil dünya çapında soydaşlarımızın arasındaki bağların güçlendirilmesi için en önemli faktörlerden biri, belki de ana faktördür. Buna ek olarak ise, dil geleneksel değerlerin taşıyıcısıdır. Abhazya ve diaspora çevresinde dilin kaybolmasını engellemek için çok çaba ve gayret sarf edilmektedir. Türkiye'de en büyük ölçüde, çünkü orada en fazla soydaşlarımızın yaşıyor.

Bugün çağdaş ve modern dil öğrenme metodlar mevcuttur. Yeni deneyimleri zaten kendilerini kanıtlamış temel derslerde uygulanabilir. Bunun zor olduğunu anlıyorum, ama denemek lazım. Anadilimizde konuşmanın moda haline gelmesini sağlamamız, dili talep edilir kılmamız lazım. 
Anadil öğrenme, bence, teşvik edilmelidir. Bizde aday anadilimizi bilmiyorsa, örneğin, devlet dairelerine işe kabul edilmemesi şeklinde önlemler önerilir. Bence, farklı yaklaşımları sergilemek lazım. Kişi anadilimizi biliyorsa, ödüllenmelidir. Bu da, anadilimizin daha gerekli ve talep edilir olmasına yol açacaktır.

İnar Gitsba: Dil diaspora ile iletişimin anahtarı

- DAK dünyadaki Abhaz ve Abazinler ile ilgili çalışan devlet kurum ve sosyo-politik hareketlerle ne şekilde etkileşimde bulunmaktadır? 

- Bizim için bütün DAAK çalışmaları ile ilgisi olan devlet kurumları ve hareketlerle etkileşimde bulunmak son derece önemlidir. Hepimiz için ortak davadır.

Abhazya Cumhuriyeti Devlet Geri Dönüş Komitesi ile dostluk ve işbirliği ilişkileri kurduk. Geri dönüş alanında etkileşimimiz üst düzeyde gerçekleşmektedir. DAAK örgütün’ün bölgesel temsilcilikleri ile etkileşim kurulmuştur. Temsilciler, örgütün faaliyetlerine aktif olarak katılıyor, bugünlerde, özellikle, DAAK Tüzük’ün yeni taslağı üzerinde birlikte çalışıyorlar. Buda, her geçen sene daha fazla insanın DAAK’in faaliyetlerine katılacağına dair büyük iyimserlik ve güvene ilham veriyor.

Ayrıca, Abhazya Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu bize teknik olarak ve ötesinde yardım etmektedir. Biz açık bir kurumuz, ve dahil olduğumuz süreçlere katılması gereken herkesle işbirliği ilişkileri kurmaya çalışmaktayız.

- Size göre, soydaşların tarihi Anavatanı Abhazya’ya, geri dönüş mevzusu ne kadar aktüeldir? Abhazya’nın Türkiye’de temsilciliğini yapmış biri olarak, Abhaz hükümetin geri dönüş yönünde ne adımları atmalıdır? DAK geri dönüşte üstleyebileceği rol nedir?

- Kuşkusuzdur ki, geri dönüş ulusal fikir olmalıdır.  Ancak, sorunların gidermesi sadece deklaratif şekilde onları ilan ettiğimizde çözülmediğini anlamalıyız. Burada rahat hissetmeleri için buraya dönenlere belirli koşullar yaratmak gerekir. Buraya tabi ki sosyal adaptasyon meseleleri, ancak ek olarak, bireysel gelişim ihtiyaçları ve özellikle de işin gelişimi ihtimalleri dahildir. Geri Dönüş Komitesi tarafından pek çok çalışma yürütülüyor, ancak muhtemelen «battığımız» unsurlar da var, onları yeniden düşünmeliyiz. Geri dönüş çağrısında bulunmalıyız, elbette, ancak paralel olarak, geri dönen birinin nereye ve ne için döndüğünü bilmesini sağlamak için çaba göstermemiz gerekiyor.

Türkiye’deki Tam Yetkili Temsilciliği’ndeki çalışmalarımızın iki temel dayanağı diaspora ile bağların güçlendirilmesi ve elbette ülkemizin liderliğinin bizim için belirlediği diplomatik görevler oldu. Diasporanın Abhazya'nın girişimlerinin bazen doğru şekilde değerlendirildiğini anladık. Diasporamızın temsilcilerinin tarihsel Anavatanlarına dönme olasılığını ne kadar ciddiye aldığını içinden görebiliyorduk. Abhazya'da soydaşlarımızın ihtiyaçlarını her zaman doğru anlamazlar. Bu konuda DAK'ın hem kardeşlerimiz hem de Abhazya'da bu alanda karar veren yetkili liderler için öneri listesi oluşturmaya yönelmesini bekliyoruz