Dünya Abaza Kongresi

Dünya sahnesinin gelecekteki opera yıldızı ve Abhazya'nın gururu "altın soprano" Hibla Gerzmaa 6 Ocak 1970 yılında Pitsunda'da doğdu. Çoğu yetenekli müzisyen gibi, O da müzikle çocukluktan itibaren ilgilenmeye başlamıştı: şarkı söylüyor ve piyano çalıyordu. Hibla Gagra şehrinde müzik okulunda okuduktan sonra Suhum Müzik Okuluna girer ve piyano bölümünden mezun olur.

Şarkıcının gelişimi üzerinde, müzikal bir kültüre sahipti olan, X.yüzyıl Pitsunda tapınağının büyük bir etkisi olmuştur. Küçük bir kızken organ müziği dinlemek için geldiği yer, ünlü artistleri gördüğü yer tamda burasıdır. Hatta Hibla, hayatının bir döneminde organ enstrümanı çalmayı düşündüğünü bile itiraf diyor. Genç piyanist için o dönemde ailesini kaybetmesi çok büyük bir darbe olmuştur. Sanatçı henüz 16 yaşındayken annesini, ondan iki sene sonrada babasını kaybeder. Hibla, annesinin kanser hastası olduğunu, bir daha iyileşmeyeceğini bilmediğini bu sebeple onu iyileştirmek için canla başla nasıl ilgilendiğini hatırlıyor. Şarkıcının hatıralarına göre, sesi tamda bu dönemlerde açılmış.

Suhum Müzik Okulu'nda Hibla Gerzmaa ilk vokal dersini öğretmen Josephine Bumburidi'den aldı. Gerzmaa 1989 yılında Moskova konservatuarı giriş sınavlarını başarı ile vererek Rus Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyeti Halk Sanatçısı İrina Maslennikova ve Rusya Halk Sanatçısı Evgeniya Arefeva'nın öğrencisi olmayı başardı. Hibla henüz öğrencilik yıllarında bile uluslar arası vokal yarışmalarına katılıyordu. İtalyan Busseto kentinde "Verdievskiy sesleri" yarışmasında üçüncülüğü alarak dikkatleri kendine çekmeyi başardıktan sonra St. Petersburg'daki Rimskiy-Korsakov vokal yarışmasında ve Barcelona'daki Francisco Viñas'ta ikinci oldu.

1994 yılında Moskova'da gerçekleştirilen, Peter İlyiç Çaykovski'nin adını taşıyan Uluslararası Yarışma'da genç şarkıcıyı gerçek bir zafer bekliyordu. Yarışmada 24 yaşındaki Gerzmaa, İtalyan besteci Rossini'nin operasındaki Seville Berberi operasından Rosina ariyasını ve aynı zamanda Rus besteci Nikolay Rimskiy-Korsakov tarafından yazılan Kar Kız operasından aynı isimli aryayı seslendirdi. Gerzmaa'nın yarışmadaki sahnesi büyük bir coşku yarattı ve jüri eşsiz bir karar verdi. Yarışma tarihinde ilk kez Grand Prix verildi: Hibla'dan ne önce ne de sonra Grand Prix kimseye verilmedi. Bu ödül sanatçının şarkıcılık kariyeri için önemli bir sıçrama tahtası oldu.

1995 yılında Gerzmaa, Stanislavskiy ve Nemiroviç-Dançenko'nun adını taşıyan Moskova Akademik Müzik Tiyatrosu'nun (МАМТ) solisti oldu. Hibla, bugün hala tiyatronun önde gelen solistlerinden birisi. Bolşoy Teatr başta olmak üzere çok fazla teklif alan şarkıcı, büyük bir sadakatle teklifleri reddedip МАМТ da kalmıştır. Çoğu röportajda tiyatroyu evi olarak niteler ve sanat yönetmeni Aleksandr Titel'in şarkı söyleme kariyerindeki rolünü vurgular.

Hibla, kendisini "şarkı sözlerine vurgu yapan bir lirik-coloural soprano" olarak tanımlıyor. Repertuarı farklı birçok rol içermekte. Bunlar arasında; Glinka'nın "Ruslan ve Lyudmila" operasından Lyudmila, Rimsky-Korsakov'un "Altın Horoz"undan Şamahan Kraliçesi, Donizetti'nin "Aşk iksiri" nden Adina, Verdi'nin "Traviata"sından Violetta, Puccini'nin "Bohemia"sındaki Mimi ve Muzeta, Mozart'tan "Don Juan" da Donna Anna, Puccini'nin "Turandot"taki Liu, Verdi'nin "Simone Boccanegra" da Amelia Gimaldi rolü ve daha birçoğu bulunmakta. Bu kadar çok role rağmen, sanatçı repertuarına çok büyük bir titizlikle yaklaştığını, "kendisine ait" hissetmediği hiçbir paçayı şu ya da bu sebeple hiçbir şekilde kabul etmediğini belirtiyor.

Hibla Gerzmaa, her yıl düzenlenmeye başlanan ve her geçen gün sınırlarını genişleten "Hibla Gerzmaa davet ediyor..." Festivallerini 2001 yılında başlattı. 2014 yılında, festival kapsamında Moskova'da konserler düzenlendi, XIV. Festival Viyana'da ünlü altın salonu "Musikverein" sahnesinde açıldı. Kapanışı ise New York'taki Carnegie Hall'da yapıldı. XVI ve XVII Festivaller İsviçre'nin St. Moritz şehrinde düzenlendi. Festivalin gelenek olarak her yıl gerçekleştirilmeye başlamasından bu yana; Vladimir Spivakov, Elena Obraztsova, Denis Matsuev, İldar Abdrazakov, Deborah Brown gibi birçok dünya müziğinin devlerini ağırladı.

Uzun yıllardır süren konserlerin değişmeyen sunuculuğunu sanat tarihçisi Svyatoslov Belza yürütmekte. Abhazya'daki tüm müzik severler için festival büyük önem taşımakta, Hibla Gerzmaa her yıl en iyi müzisyenler ve en iyi müzik programları ile anavatanına geliyor.

Hibla ismi Abhazca çevirisinde "altın gözlü" anlamına gelmektedir, eleştirmenler ise uzun zamandan beri Hibla'ya Rusya'nın "altın sopranosu" adını vermiştir. 2001'de en iyi şarkıcı olarak "Altın Orpheus" Tiyatro Ödülü'ne layık görülmüştür. 2006'da Abhazya Halk Sanatçısı ve daha sonra Rusya Halk Sanatçısı unvanını aldı. 2010 yılında Hibla Gerzmaa, Rus tiyatro dünyasında en prestijli ödülün sahibi oldu. Gaetano Donizetti'nin "Lucia di Lammermoor" adlı oyunda Lucia rolüyle ilk "Altın Maskesini" aldı.

Rejisör Adolf Şapiro, Stanislavskiy ve Nemiroviç-Dançenko'nun adını taşıyan МАМТ Moskova Tiyatrosunda bu eseri sahneye koyarken, Lucia rolü için aklında tek bir aday vardı – Hibla Gerzmaa.

2010 yılı Hibla Gerzmaa'nın profesyonel hayatındaki en parlak dönemlerinden biriydi. "Altın Maske"nin yanı sıra iki önemli ödül daha almıştı. Bu, Rus opera ödülü Casta Diva ve kültür ve sanat alanındaki başarılar için ilk defa devletten almadığı ödülü "Triumph" du.

Hibla Gerzmaa dünyanın en iyi müzikal tiyatrolarında sahne aldı. Yeteneğiyle fethettiği ilk yabancı tiyatro Londra Kraliyet Tiyatrosu "Convent Garden" idi. Bu sahnede Gerzmaa 2008 yılında, Çayakovski'nin "Evgeniy Onegin" operasının Tatyana karakterini canlandırdı. İlk sahne o kadar başarılıydı ki, bir sonraki yıl Puccini'nin "La Boheme" adlı oyunundan Mimi olarak ikinci kez bu sahneye çıkıyordu.

2010 yılının Ekim ayında, Hibla ilk kez New York'taki Metropolitan Opera sahnesinde sahne aldı ve Offenbach'ın "Hoffmann'ın Masalları" operasında Antonia rolünü üstlendi. O günden sonra bu tiyatrolar Hibla'yı başroller için daha sık davet etmeye başladılar. 2015 yılında Gerzmaa, evi saydığı Stanislavskiy ve Nemiroviç-Dançenko'nun adını taşıyan Moskova Tiyatrosundan sonra Metropolitan Opera'da "Vokal Döngüleri ve Rus Sanatçıların Romansları" adlı CD'yi tanıtmış ve orada imza günü düzenleyen ilk Rus opera sanatçısı olmuştur. Gerzmaa'nın başarı ile seyircilerle buluştuğu diğer sahneler arasında: Milano'daki "La Scala" Opera Binası, Viyana Devlet Operası, Floransa'daki "Comunale" tiyatrosu, Paris'deki "Champs-Elysées Tiyatrosu" ve diğerleri bulunmakta.

2011 Eylül ayında Gerzmaa Paris'i fethediyor. Paris Opera'da, Mozart'ın "The Grace of Tit" adlı operasından Vithely parçasını sahneledi.

2012 yılında, Offenbach "Hoffmann'ın Masalları" operasında üç rolü aynı anda canlandıran Hibla Gerzmaa, daha önce bunu yapmaya cesaret eden nadir sanatçılardan birisi olmayı başardı. Hibla'nın dönemindeki sanatçılardan bir tek, Bavyera Operası sahnesinde aynı rolleri üstlenen Alman opera sanatçısı Diane Damrau bunu başarabilmişti.

2014 Şubatta, Soçi Kış Olimpiyat Oyunlarının kapanışında "Bahar Habercisi" gemisinden "Olimpiyat Valsi"ni söyleme şerefi tam olarak Hibla Gerzmaa'ya verilmişti.

2014 yılında, kuruluşundan bu yana 50 yılını kutlayan "Melody" şirketi, son yirmi yılında ilk kez bir opera klasikleri albümü çıkardı. Özellikle, Mozart, Bellini, Verdi, Donizetti ve Rossini'nin aryalarının kaydedildiği bu albümde, eserleri Rusya Ulusal Filarmoni Orkestrası eşliğinde Hibla Gerzmaa seslendirdi.

2016, şarkıcının ödül kumbarasına birçok ödül daha katıldı. Başka bir "Altın Maske" daha aldı. Bu kez МАМТ sahnesinde, Aleksandr Titel'in rejisörlüğünü yaptığı, Cherubini'nin "Medea" adlı oyundaki Medea rolü ile kazanmıştı "Altın Maske"yi. Medea rolü, sanatçının kariyerinde en çok acı çekenlerden biri. Ne de olsa Medea, Argonaut'ların antik Yunan efsanelerinden gelen bir Kolhida prensesidir. Kolhida diye adlandırılan yer ise tarihte Abhazya'ydı. Yani, antik Yunan efsanesinin olayları, aslında, şarkıcının anavatanında, ama çok eski zamanlarda meydana gelmiştir.

Cherubini'nin "Medea" operası sahnesi "Hibla Gerzmaa davet ediyor..." XV. festivali jübilesinin doruk noktasıydı. Şarkıcı nihayet uzun zamandır hayalini kurduğu rüyasını gerçekleştirdi ve tiyatrosunu prodüksiyonda yer alan tüm topluluklar ve dekorasyon dahil olmak üzere her şeyiyle Abhazya'ya getirdi. Opera Abhazya'nın başkentinin sahilinde gerçekleştirildi, fakat sonuna kadar göstermek mümkün olmadı. İlk perdeden hemen sonra Sukhum'a şiddetli bir yağmur başladı. Konsere, hava muhalefetinden dolayı, Çanba Dram tiyatrosunda devam edilmek zorunda kaldı.

Mart 2017'de, Gerzmaa Milan tiyatrosu "La Scala" sahnesinde, Gaetano Donizetti'nin Anna Bolein'in operasının aynı adı taşıyan rolüyle sahneye aldı.

Marie-Louise Bischofberge'nin sahnelediği "Anne Boleyn" operasının prömiyeri ilk kez La Scala'da 35 yıl önce yapıldı. Bu operada Anna'nın rolü "La Scala" sahnesinde son olarak 1982'de büyük opera sanatçısı Montserat Caballe tarafından sahnelenmişti.

Şarkıcının özel aşkı - caz müziği. Hibla Festival de dahil, konserlerinde sık sık ünlü klasik eserleri caz yorumu ile seyirciye soruyor. Gerzmaa özellikle bu alanda ünlü müzisyen Daniel Kramer, Jacob Okun'un caz üçlüsü, piyanist Denis Matsuev, Amerikalı şarkıcı Deborah Brown, ünlü cazcı George Garanyan ve diğer bazı müzisyenlerle birlikte işbirliği yapmakta.

Şarkıcının programlarına, seyirciler tarafından da artık çok sevilen caz tarzı eklendi "Opera. Caz. Blues". Şarkıcının repertuarında birkaç geleneksel parçada bulunmakta. Şaşırtıcı bir şekilde, yurtdışı konserlerinde, seyirciler tarafından tekrarı en çok istenilen Abhaz müziği oluyormuş.

Hibla Gerzmaa Abhazya'dan genç yetenekli sanatçıları destekliyor. Gençler genellikle festivalde sahne almakta ve genellikle operanın divası onlarla birlikte sahneye çıkmakta. Sanatçı, memleketi Gagra kentindeki müzik okuluna, Suhum Müzik Kolejine ve Oçamçira Yatılı Okulu'na büyük destek veriyor. Festivallerde toplanan fonlar birçok kez Abhazya'nın çeşitli kültürel kurumlarının ihtiyaçlarına ayrıldı.

"Altın gözlü" Hibla Gerzmaa - moda yayınlarının ve parlak dergilerin de favorisi. Doğal zevkli seçimlerini referans olarak kabul eden, onu taklit eden bir ordu kadar hayranı var. Ve kendisi de modayı takip etme fırsatını asla kaçırmadığını, defilelere katıldığını saklamıyor. Gerzmaa, onun için her şeydeki tek kriterin efsanevi Maria Callas olduğunu itiraf ediyor.