Abhazya'da Büyük Abhaz Duvarı adı verilen ve bugünkü nesil için hala gizemli olan eski bir savunma yapısı. Belki de tüm soruların cevapları bu yaz başlatılan bilimsel proje tarafından verilecek.
Asta Ardzınba
Abhaz duvarı, Çin Seddi'nden ve İran'daki Gorgan duvarından sonra dünyanın en uzun üçüncü duvarı olarak kabul edilmektedir. Abhazya'daki duvar Büyük Duvar olarak anılmaktadır. Kelasur Nehri'nden Tkuarçal şehrine kadar 160 kilometre boyunca uzanmaktadır. Hatta bazı verilere göre - İngur Nehri'ne kadar ulaşmaktadır. Duvar boyunca sıklıkla Kelasurskaya olarak da adlandırılan sayısı birkaç yüze ulaşan kule bulunmaktadır. Her biri sekiz ila on iki metre yüksekliğinde küçük birer kaledir.
İşte günümüz neslinin Abhaz duvarı hakkında kesin olarak bildikleri bundan ibaret. Fakat asıl sorular hala cevapsız: kim, ne zaman ve neden inşa etti?
“Sarmaşıklarla kaplı”
Bugün eski savunma yapısının büyük kısmını, bireysel kuleler ve duvar parçalarının kalıntıları oluşturmakta. Ünlü gezgin Frederick Dubois de Monpere'nin anlatımlarına baktığımızda, geçtiğimiz yüzyılın ilk yarısında da yaklaşık bu durumdaymış. XIX. yüzyılın 30'lu yıllarındaki Fransız kökenli bu İsveçli, Abhazya dahil olmak üzere tüm Kafkasya'da birkaç yıl boyunca seyahatlerini sürdürmüştür.
Notlarında şöyle belirtmektedir: “Bu duvar Kelasuri'de başlıyordu; sarmaşıklarla kaplı ve deniz kıyısı boyunca uzanan büyük bir yapının kalıntılarına yaslanmış bir kule, bu yüksek duvarın başlangıcını temsil ediyordu; şimdi burada hayatta kalmış olan duvar, dağın tepesine yükselerek diğer kalıntılara bağlanıyordu. Akropolis'in dış köşesinden başlayarak Kodor Nehri Vadisi'ne yükselen, iç kesime doğru inen ve dağların ön planını da içeren geniş bir alanı kapsayan başka bir duvar daha bulunuyordu. Böylece, bu duvar, Markula ve Galizga nehirlerinin dağlık vadilerini sıkıca kapatıyormuş gibi Bedia'nın üstünden geçerek İngur'da sona eriyordu.”
Bilim adamının “Kafkasya’da Seyahatler” adlı eserinde yayınlanan açıklamaları özellikle önemlidir, çünkü bu bilgiler Abhaz duvarının varoluşuna dair bilimsel bilgilerin ilk ortaya çıkışıdır.
Dubois de Monpere, anıtın yaşının doğru şekilde tespit edilmesinin zor olduğunu belirtmektedir, ancak duvarın milattan birkaç yüzyıl önce Yunanlılar tarafından inşa edildiğini tahmin etmektedir.
Gezgine göre, Yunanlılar böylelikle kendilerini savaşçı yerel kabilelerden izole etmeye çalışmışlardır.
Dubois de Monpere, “Bu o zamanların ruhunda vardı ve yalnızca Herkül Hersonesos, Boğaz Cumhuriyeti, Thrace Chersonesos ve diğer kolonilerin pek çok bölgesi için yapılan yapıların tekrarıydı.” diye özetliyor.
Abhaz duvarının oluşumu hakkındaki versiyonlar
De Monpere'nin Abhaz Duvarının oluşumu ile ilgili varsayımı, Antik çağda oluştuğu üzerinedir. Bu teoriye göre, eski Yunanlılar, M.Ö. I.yüzyılın ikinci yarısında, modern Abhazya topraklarına: Dioskuriad — bugünkü Suhum şehrinin bulunduğu yer, Güenos ve Pitiunt - modern Oçamçira ve Pitsunda şehirlerinin bulunduğu yerlere girerek sömürge şehirlerini burada kurdular ve devasa geniş bir savunma yapısı inşa ettiler. Fakat bu versiyonlardan sadece biri. Başka versiyonlar da bulunmakta.
M.S VI. yüzyıl tarihi zaten, kuzey-doğu Karadeniz kıyılarının topraklarında o zamanın en büyük iki gücü - İran ve Bizans’ın çıkarlarının çarpıştığını gösteriyor. Bazı kaynaklar, Kuzey Kafkas müttefiklerinin desteğiyle İran'ın burada yıkıcı ataklar yaparak bu bölgeyi Bizans'tan ayırmaya çalıştığını iddia ediyor. Bizans, yerel siyasi oluşumlar ile ittifak içinde hareket etmiş ve bu
istilaları öngörerek bölgedeki savunma ve kale savunma sistemlerini genişletmeyi başarmıştır. Araştırmacıların, bazıları Abhaz duvarının yapımını Bizanslılara bazıları ise Perslere bağlamıştır. Bizans teorisine göre, duvar, M.S VI. yüzyılda Bizans imparatoru I.Justinian'ın hükümdarlığı döneminde, ülkeyi Kuzey Kafkasya'dan gelen kabilelerin işgalinden korumak için inşa edilmiştir.
Bir başka varsayıma göre duvar, Batı Kafkasya'da üstünlük sağlamak için Bizans İmparatorluğu ile savaşan Persler tarafından VI. yüzyılda dikilmiştir.
Abhazya tarihinde, Abhaz duvarının inşasına ilişkin Mingrel teorisi hâlâ öne sürülmektedir. Yapının XVII. yüzyılın ortasında, Mingrel prensi Levan Dadiani’nin hüküm sürdüğü dönemde dikildiği gerçeğini öne sürmektedir. Aynı zamanda, bazı araştırmacılar yapının inşaat tarihinin aynı anda iki aşamaya bölündüğünü belirtmektedir.
Özellikle, Abhaz ve Sovyet arkeologu, Kafkasya bilimcisi Lev Soloviev, duvarın V. - VI. yüzyıllarda yapıldığı ve daha sonra da X. - XII. yüzyıllarda tamamlandığı ve iyileştirildiği kanısındaydı. Bu sonuçlara, duvarın kuleleri, bulundukları yer ve kullanılan yapı malzemeleri üzerine yapılan çalışmalara dayanarak varmıştı.
Duvarın haritası
Abhaz duvarının ne zaman yapıldığı sorusunun cevabını bulmak her zaman zor olmuştu çünkü hiç kimse duvarı geniş çaplı ve ayrıntılı olarak incelememişti. Yapının uzunluğu ve kule sayısı ile ilgili bilgiler bile tarihçilerin kayıtlarında farklılık göstermektedir.
Kelasur duvarını ilk defa, Abhaz tarihçi Yuriy Voronov ayrıntılı olarak tarif etmiştir. Araştırmacılar hala onun verilerini kullanmaktalar. Tarihçi, duvarın bölümlerinin ve kulelerinin yerini belirlediği bir harita oluşturmuştu.
“Abhazya'nın Mimari Anıtlarının Dünyasında” adlı kitabında Voronov, Kelasur duvarının savunma hattının toplam uzunluğunun yaklaşık 100 kilometre olduğunu yazıyor. Tarihçi notlarında bu hattın, Kelasur Nehri'nin ağzından İngur'un sağ yakasındaki Lekuhona köyüne kadar uzandığını belirtmekte.
Voronov'un işaret ettiği önemli bir durum Kelasur duvarının kesintisiz olmadığıdır.
Tarihçi, “Duvarı inşa edenler arazi şartlarına uygun hareket etmişler. Ana hattın 58 kilometresinin sadece 25'i duvarla işgal edilmiş, ancak bu da önemli miktarda çalışma gerektirmektedir - yaklaşık 180 bin metreküp. Kelasur’un ağzından Gedcir Nehri'ne (Tkuarçal’ın batısında) kadar gelen bölümde duvardaki boşluklar toplam 33 kilometredir. Bunlar çoğunlukla erişimi zor, çok güzel dağlık arazilerdir - dik yamaçlar, toprak kayması ve kayşat bölgeleri, dar gölgeli geçitler ”, diye yazıyor.
Ona göre 279 duvar kulesinden 275'i Kelasur-Tkuarçal bölgelerinde. Kuleler arasındaki mesafe genellikle 40 ila 120 metre arasında değişmektedir. Voronov, sıklıkla önce kulelerin dikildiğini daha sonra aralarında bir duvar örüldüğünü belirtiyor.
Antik çağın sırlarını çözmek
Günümüz insanlarının eski yapı ile ilgili tüm sorularına cevap verebilmek için, Haziran 2019'da Abhazya'da “Büyük Abhaz Duvarının Sırları” adlı geniş çaplı bir bilimsel proje başlatıldı. Bir grup Abhaz tarihçisi ve arkeologlar «Amşra» vakıfının maddi desteği ile bu çalışmaları yürütmekteler.
Abhazya Beşeri Bilimler Enstitüsü'nün arkeoloji bölümünde araştırmacı olan tarihçi ve proje katılımcısı Şandor Kaytan, - “Sırlar ve mitolojilerin zamanı geçti!” -, diyor kendinden emin. Bilim adamına göre, günümüzde çok fazla şeyi açıklığa kavuşturabilecek arkeolojik kazıların yapılması gerekmekte.
Projenin ilk etabı olarak, bilim adamları Büyük Abhaz duvarı ile ilgili yapıları inceliyorlar. Duvarın tam uzunluğunu ve kuleler arasındaki mesafeyi belirlemek için GPS koordinatlarını sabitliyorlar. Yuriy Voronov haritasında bulunan 200'den fazla kuleyi incelediler.
Kaytan, bazı yazılı kaynaklara göre yapının İngur'a kadar ulaştığını, ancak bugüne kadar onaylanamadığını belirtti. Bilim adamları, eğer gerçekten burada duvar vardıysa, duvarın güneydoğu bölümünü bulma konusunda kararlılar.
Kaytan, Kelasur duvarı çalışmalarının yalnızca arkeolojik amaçlara hizmet etmeyeceğini düşünüyor. Ona göre, bu durum aynı zamanda Abhazya'nın bu bölgesinde turizmin gelişmesi için de itici bir güç olabilir.
Tarihçi, duvarın inşasının tarihlendirilmesi, amacı veya kesin kapsamı hakkında ancak tüm bilimsel projenin tamamlanmasından sonra kesin sonuçlar çıkarmanın mümkün olabileceğini belirtiyor.
Araştırmanın ilk aşaması 2020 yılına kadar devam edecek ve ardından duvar alanında kazı çalışmaları başlatılacak.
girişa yada kayıt yapmalısınız.