Ünlü Abaza cerrah Muharbi Tatarşüa 22 Temmuz tarihinde 66.yaş gününü kutluyor. Bizde DAK Bilgilendirme Portalı olarak, bu olağanüstü insanın hayat ve meslek yolu ile ilgili bir yazı sunmak istedik sizlere.

Lyudmila Aysan

Yetenekli bir cerrah, Profesör, tıp bilimleri doktoru, Rusya ve Karaçay Çerkess Cumhuriyeti Onursal doktoru Muharbi Hacıbekir-ipa Tatarşüa – 22 Temmuz 1953 yılında çok eski bir Abaza köyü olan Psıj (eskiden Dudarukovskiy diye anılan bölge) köyünde sıradan köy işçisi olan bir ailede dünyaya gelmiştir.

Eşsiz soyadı

Tatarşaolar bu köyde beş nesildir yaşamakta idi. Ailede anlatılan hikayeye göre, Muharbi’nin atalarına, yeni evlenen gencin düğüne kadar büyüklere görünmesi ayıp olduğu için komşularda ya da akrabalarında kalmak zorunda olduğu eskilere dayanan bir adetten dolayı «Tatarşüa» ismi takılmış. Adıge soyu Tatarşüa’nın o dönemde Kunaki-Tatarlar’ından geldiği, “Tatarşao” - yani “Tatarları ziyaret eden” anlamına geldiği ortaya çıktı. Muharbi’nin tüm aile üyeleri “Tatarşao” olarak kayıtlı olsa da Muharbi’nin kendisi memurların yaptığı hata sonucu Tatarşüa diye kayıtlara geçirilmiş, kendisi de düzelttirmek için tekrar uğraşmamış.

Babası- Hacıbekir Tatarşüa - İlçede ünlü bir hayvan yetiştiricisi, şafaktan alacakaranlığa kadar kolektif çiftlikte çalışan, çok kibar ve saygın bir kişilik olarak tanınıyordu. Annesi Sakinat Tıgu – Koydan köyündendir. En küçüğü, en çevik ve meraklısı olan Muharbi dahil olmak üzere beş çocuk dünyaya getirdi.

Kesin hesaplamalar ve yaşam ayarlamaları

Okulda Muharbi’nin dersleri çok iyiydi: matematiği, fiziği, kimyayı çok severdi, fakat Rusça konusunda bazı zorluklar vardı. Fakat umutsuzluğa kapılmadı, dilin o kadar önemli olmadığını, ana derslerde karmaşık problemlerin nasıl çözüleceğini bilmesinin daha önemli olduğunu düşündü. Okulu bitirirken, bir asker olacağını iyi biliyordu, çünkü bunu uzun zamandır hayal ediyordu. Bu konuda kendisine Sovyetler Birliği'nin birçok yerinde görev yapmış olan subay dayısı Nazir Tıgu örnek olmuş. Görkemli, yakışıklı ve cesur, dayısı sadece küçük Muharbi'nin değil, aynı zamanda tüm akrabalarının ve arkadaşlarının da kahramanı imiş. İzine tatile gelen Nazir sıklıkla kız kardeşini ziyaret edermiş. Onun duruşu, saygınlığı ve kendini insanlara sunuşu, Muharbi’de hayranlık uyandırıyor ve tamda Onun gibi olmak istiyormuş.

Muharbi, “Askeri olmak üzerine “paranoyak ” bir arzum vardı, kendimi sadece bu alanda görüyordum”, diye hatırlıyor.

Dayısı da seçiminden memnun kalır ve kendisine her şekilde yardımcı olur. Ancak hayat bambaşka bir engel çıkarır karşısına: Genç adam tıbbi muayenede bir yerde takılır ve geçemez.

Askeri okul başarısızlığından sonra, Muharbi bir tarım enstitüsünde eğitim alarak babası ile kolektif çiftlikte çalışma olasılığını düşünür.

Muharbi, “Babamın kolektifin “bozukluk” döneminde önde olduğunu ve açlık yıllarında birçok köylünün hayatını kurtardığını duymuştum. Bir tarım uzmanı olursam hem kendimi hem de ailemi bolluk içinde yaşatabileceğimi düşünmüştüm”, diyor.

Muharbi’nin ailesinde genel olarak herkes birbirini destekliyormuş. Ailede çocukların kalabalık olması, tüm çocukların nerdeyse aynı dönemde yüksek eğitim alması ailenin bütçesini zorladığı için şöyle bir çözüm üretmişler: yüksek öğrenimini tamamlayan ağabey ya da abla kendinden sonra gelen kardeşinin öğrenimine destek vermiş.

"Zor koşullarda gelişmiş eğitim"

Tüm düşüncelerine rağmen Muharbi tarım üzerine okumaya yönelmemiş. Meslek seçimindeki son kararına etki eden ise o dönem Stavropol de eğitimini tamamlayan ablası Nadya olmuş. Ablası Muharbi’ye Stavropol de tıp bölümüne girmeyi denemesini tavsiye etmiş. Ve Muharbi ablasını dinleyerek denemiş, fakat… Genç ve inatçı Abaza delikanlısı, enstitünün tüm giriş derslerinden en yüksek ama sadece Rusça dilinden en düşük notu aldığını duyduğunda hayal kırıklığı yaşadı.

Diğer derslerin hepsinde sınavları “mükemmel” vermesi dolayısı ile genç Muharbi’ye bir istisna uygulanarak durumu düzeltme fırsatı verilir ve tekrar kompozisyon yazdırılır.

O dönemde, sınavlar üniversitenin baş öğretmenlerden birisi olan, annesinin bir diğer kardeşi Vladimir Batah-ipa Tıgu’un çalıştığı Karaçay Pedagoji Enstitüsünde yapılırdı. Ünlü amcanın, Rus dili konusundaki zayıf notundan dolayı yeğenini azarlamaya vakti yoktu, mademki ikinci şans verilmişti acilen bir şeyler yapmak gerekliydi.

O günü ironi ile şöyle anlatıyor Muharbi Hacıbekir-ipa, “Cumhuriyetimizin ve Kuzey Kafkasya'nın dilbilimi alanındaki en tanınmış edebiyat alimleri ve uzmanları, ekstrem şartlar altında bana acilen Rus dili ve edebiyatı alanında bir makale yazmayı öğrettiler. Bu alimler arasında dayımın yanı sıra – Rauf Nuh-ipa Klıç, Leyla Abubekir-pha Bekiz bulunmaktaydı. Onlar görevlerini yerine getirmiş ve ben kıskanılası sağlam bir “3-geçer” not almıştım”.

« Profesör Tatarşüa»

Artık genç adamı, daha önce bir kere bile gitmediği bölgenin merkezi – Stavropol bekliyordur. Muharbi şehri çok beğenmişti, fakat ona çok büyük gelmiş hatta gözünü korkutmuş – ya sabah enstitüye gidebilmek için evinde kalacağı babasının arkadaşını bulamazsa diye düşünmüştü.

Cerrah gülümseyerek, “Yolumu kaybetmiş ve neredeyse umutsuzluğa kapılmışken kendimi Siyasi Eğitim Evi'nin önünde buldum. Şansıma tamda o anda binanın köşesinden aradığım kişi – Karney Şamsudin-ipa Tatarşüa dönmüştü. Arkasından tüm gücümle öyle bir seslenmiştim ki, tüm sokak çınlamış ve geçen herkes dönüp bana bakmıştı”, diye anlatıyor.

Muharbi sınıf arkadaşlarından hiç geride kalmadan hızlıca derslerine adapte olmuştu. Enstitüde, geliştirmeye devam ettiği okul hobisi halter sayesinde de popülerlik kazanmıştı. Halterci Muharbi Tatarşüa'nın kazandığı sayısız yarışmalarda çekilen fotoğrafları, tıp enstitüsü şeref panosunu yıllarca süslemeye devam etti. Muharbi ilerleyen yıllarda da bu sporu bırakmadı ve usta sporcu adayı oldu.

Genel olara – güçlü karakteri ve hedefe odaklı olmasından dolayı mı, yoksa öğretmenlerinin sayesinde mi bilinmez Muharbi, öğrendiği her şeyden inanılmaz derecede etkilendiğini fark etmeye başladı.

Tatarşüa enstitüdeki öğretmeni - Stavropol Tıp Enstitüsü Operatif Cerrahi ve Topografik Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Revekke İliniçne Polyak’tan hala çok sıcak duygularla bahsediyor. Anlatımlı ve uygulamalı derlerinin her zaman ilgi çekici olduğunu ve kendisinin de öğretmenin gözde öğrencilerinden olduğunu belirtiyor.

Muharbi, “Ünlü cerrahı anarak her zaman “Şu Ostraverhov mesleğini “5 üzerinden 5’lik biliyor” Tatarşüa ve ben ise “dörtlük” diye benim soyadımı eklerdi sözlerine”, diye hatırlıyor.

Bu öğrencilik yıllarında, Stavropol akşamında sokaklarda yürürken, yetenekli, güç dolu Abaza genci, ulaşılamayan askeri kariyer veya gidilmeyen tarım enstitüsünden hiç pişmanlık duymadı. Sevdiği mesleğini seçtiğini iyi biliyor ve gelecekteki yolunu net olarak görebiliyordu.

Bir şekilde sınıftaki kızlar sınıf arkadaşları ile birbirlerinin defterlerine ufak notlar, dilekler yazmayı önerirler. Sınıfta uzun süre kahkahalardan dolayı büyük bir gürültü oluşmuş, gençler birbirleriyle görüşlerini paylaşmaktadırlar. Muharbi bir an defterinde sadece kısa bir not olduğunu fark eder - «Profesör Tatarşüa».

Tatarşüa, “Tam o sırada, sıradan bir kolektif çiftçinin oğlu olarak iyi bir doktor olmak için elimden geleni yapmaya ve kesinlikle profesör olmaya karar verdim. Ve gördüğünüz gibi sözümü tuttum”, diyor gülümseyerek Profesör.

İlk ameliyatını üçüncü sınıf öğrencisi iken yapmış ve hayatı boyu hiç unutamamış. Bir onkoloji hastanesinde staj görmekteydi ve süpüratif kist ameliyatına girmişti.

Muharbi, “O an kendimi gerçek bir doktor gibi hissettim, operasyon bittikten sonra dezenfekte olmuş ellerimi uzun süre yıkamadım, şehrin sokaklarında içimden taşan tarifsiz bir mutlulukla yürüdüm”, diye anlatıyor.

Deneyim ve ilerleme

1976'da Tatarşüa, Çerkessk şehir hastanesine staj yapmak üzere gönderildi. Muharbi Hacıbekir-ipa hayatta insanlar konusunda her zaman çok şanslı olduğunu vurguluyor ve o dönemde de kendisine bilimsel ve uygulamalı ameliyatlarda önderlik eden bölgedeki tanınmış cerrah Macid Kanamatov'un gözetiminde çalışma fırsatı bulduğu için şanslı olduğunu söylüyor. Muharbi bu hastanede de 10 yıl çalışarak büyük bir deneyim kazanmış. Fakat artık yeni bilgilere ve metotlara ihtiyaç duymaktaydı. Gelişmek ve daha iyi olabilmek için büyük bir arzusu vardı.

1988 yılında Muharbi Tatarşüa, Karaçay-Çerkes Cumhuriyet Hastanesi'nde cerrahi departman başkanı olarak çalışmaya başladı. O dönemde, departmanda sadece acil durum ve küçük zor olmayan operasyonlar gerçekleştirilmekteydi. Tatarşüa aktif olarak çalışmaya başladı, en kısa sürede özel doktorlardan oluşan bir ekip oluşturdu. Departman başkanının amacı, hastaların diğer bölgelere gönderilmelerine gerek kalmadan burada da zorlu operasyonlarının yapılabilmesini sağlamaktı. Muharbi, Sovyetler Birliği'nin önde gelen hastanelerinde, deneyimlerini aktif olarak genç cerrahlara aktarmaya başlıyor.

1989 yılında, Kiev Klinik ve Deneysel Cerrahi Araştırma Enstitüsü'nde Muharbi Tatarşüa doktora adayı tezini ve 1996'da doktora tezini savunur.

Zamanla, Cumhuriyet Klinik Hastanesi'nin cerrahi departmanı, tüm bölgedeki hastaların başvurduğu tam teşekküllü bir tedavi merkezi haline gelir ve Dr. Tatarşüa, bölgedeki en deneyimli cerrahlardan biri olur.

Muharbi, karaciğer, safra kesesi hastalıkları ve pankreas hastalıklarında klinik uygulamada yeni tanı yöntemleri ve özgün rekonstrüktif ameliyatlar (rekonstrüktif cerrahi - insan vücudunun kaybolmuş veya deforme olmuş bir bölümünün restorasyonu ile ilgilenen tıp bölümlerinden biridir) geliştirir ve sunar. Muharbi’nin kendi yöntemleri ile tedavi ettiği hastaların sonuçları uluslararası düzeyde kayıtlara geçmiştir.

Profesör Muharbi Tatarşüa – Akut yıkıcı pankreatit hastaların (genellikle hastanın ölümüyle sonuçlanan ciddi ve tehlikeli gastrointestinal sistem hastalığı) modern tanı ve tedavi yöntemleri kitabının ortak yazarlarından biridir. Muharbi Hacıbekir-ipa'nın başkanlığında, akut yıkıcı pankreatitten kaynaklanan ölüm oranı BDT ülkelerindeki en düşük oranlardan birine ulaşmıştır.

"Neredeyse ameliyat ettiğim tüm hastayı hatırlıyorum"

Profesör Muharbi Tatarşüa - bugün, 7.000'den fazla ameliyatı gerçekleştirmiş en yüksek dereceli uygulamalı cerrahlardan birisi.

Cumhuriyetin ve Kuzey Kafkasya'nın tıbbi toplulukları tarafından, Tıbbi Cerrahinin oluşumuna ve gelişimine katkısından dolayı Muharbi Hacıbekir-ipa iki kez Altın Neşter Ödülü'ne layık görülmüştür.

Muharbi - 125'den fazla bilimsel makalenin yazarı, üç buluş belgesi ve telif hakkı patentleri bulunmakta. Birçok çalışması arklı dillere çevrilmiştir.

Muharbi Hacıbekir-ipa, bilimsel ve uygulamalı çalışmalarını öğretimle birleştiriyor. Ayrıca, Kuzey Kafkasya bölgesi dışında da geniş tanınma kitlesine sahip olan Hepatobiliyer Cerrahi (Pankreas, karaciğer ve safra kesesinde meydana gelen iyi ve kötü huylu hastalıkların tedavileri için uygulanan cerrahi işlemlere hepatobiliyer cerrahi denilmektedir) okulunu yaratmıştır.

Profesör Tatarşüa, sosyal faaliyetlerde de aktif bir kişilik. Muharbi Hacıbekir-ipa - Rusya Cerrahlar-Gastroenterologlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, “Ukrayna Cerrahisi” dergisi Yayın Kurulu üyesi, Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Cerrahisi Uzman Kurulu Başkanı ve Uzman Grubu Başkanı ve birçok cerrahi birliğin onursal üyesi.

Muharbi Tatarşüa'nın özellikle değer verdiği başka bir ödülü daha bulunmakta- Abhazya Cumhuriyeti III. derece Şan ve Şeref Ödülü. 1992-1993 yıllarında Abhazya Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın ilk günlerinden itibaren Muharbi Hacıbekir-ipa tüm insani eylemlerin aktif bir katılımcısı oldu. Hastanesinde, Abhazya’dan gelen hastalara ve refakatçilerine özel yer ayrılması talimatını verdi.

Muharbi, “Bölümün merkezinde, hastaneye helikopterle getirilen yaralılar için acil operasyonları gerçekleştirdim”, diye hatırlıyor.

Bu seçkin doktorla söyleşirken sürekli olarak, ulusal haysiyet, asalet, medeni sorumluluk duygusu, insanlara özen gibi birçok önemli insani ve mesleki vasfı bir arada taşıdığını düşünüyorsunuz.

Tatarşüa, “Ameliyat ettiğim kişilerin hemen her birini hatırlıyorum ve birçoğu ile hala aktif olarak iletişim halindeyiz. Bugün hala, ameliyathaneye girerken ilk gün olduğu gibi endişeli hissediyorum ve hala hafta sonları ameliyat sonrası hastaların durumu hakkında bilgi edinmeyi asla bırakmam”, diyor.

Aile değerleri ve yaşam sevgisi

Onunla iletişim kurarken, ruhunun genişliğini, parlak mizahını, gerçek samimiyetini görüyor ve bu kadar zor, sorumluluk gerektiren uzun vadeli çalışmalara rağmen bu yapısını korumuş olmasından dolayı büyüleniyorsunuz. İletişim kurulması kolay, insanları seven biri - ve tüm bu özellikleri mertçe ve en katı şekilde içerisinde barındırıyor.

Hayatındaki en önemli şeyin kesinlikle işi olduğu varsayımımız üzerine Muharbi Hacıbekir-ipa beklenmedik bir şekilde itiraz ediyor: “Kuşkusuz, iş zamanımın çoğunu alıyor ve çok fazla enerji istiyor, ancak ailem benim için ilk sırada kalıyor”, diyor.

Ve bu sadece sözlerden ibaret değil. Muharbi çalışmaya davet edildiği büyük şehirlerde konut tekliflerine rağmen, Abaza geleneklerine değer veren tüm ailelerde uyulduğu gibi küçük çocuğun baba evinde kalması geleneğine uymuş ve annesinin yanında kalmıştır.

Gerçekten babasına yakışan bir evlat olmuş ama maalesef erken vefat eden babası cerrahında gözünde yaşlarla belirttiği gibi oğlunun başarılarını görememiştir. Bütün kız ve erkek kardeşleri ile sıkı ilişkilerini koruyor. Onlar hakkında saatlerce konuşabileceğini söylüyor ki, anlatacağı çok şey var.

Büyük kardeşi Azret Tatarşüa – Moskova Devlet Üniversitesi mezunu, tarih bilimleri doktor adayı ve ülkede çok tanınan bir isim. Farklı dönemlerde, Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti hükümet başkanı yardımcısı ve Karaçay Pedagoji Enstitüsü'nde bilimsel çalışmalar rektör yardımcısı olarak görev almıştır.

Meslek seçimini tetikleyen ablası Nadya Kardanova – Rusya Onursal Öğretmeni. Muharbi diğer kız kardeşleri Fatima ve Lyuba’danda sevgi dolu bahsediyor.

Bir Abaza erkeğine yakışır olarak Muharbi, karısı ve çocukları hakkında daha mütavazı konuşmaya çalışıyor, ama burada bile samimiyet ve yakınlığı kendini gösteriyor: ev halkının başarılarından da gururla bahsediyor. Eşi tezada Batırbi, uzun yıllar Psıj köyü ortaokulunun müdür yardımcılığını yürütmüş. Büyük oğlu Azamat Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti Araştırma Komitesinde görev yapıyor ve albay rütbesine sahip. Ayrıca, kickboksta Dünya Kupası, Avrupa Şampiyonası gümüş madalyası ve birçok kez Rusya şampiyonluğu bulunmakta. Biricik kızı Albina ise baba mesleği olan doktorluğu seçmiş. Arhangelsk de yaşıyor ve jinekolog doktor olarak çalışıyor. Küçük oğlu Arsen, Stavropol Üniversitesi hukuk fakültesinden mezun olmuş, şimdi Çerkessk'te vergi dairesinde çalışıyor.

Söyleşimizin sonlarına vardığımızda, heyecan dolu kişilik Muharbi Hacıbekir-ipa aniden bir başka tutkusundan bahsetti. Anladığımız kadarıyla, “arkadaşı Volodya Çkutu ile” hafta sonu balığa gitmeyi planlıyorlardı ve onları keyifli bir eğlencenin beklediğini düşünüyordu.

Ve düşündüm ki: Her ne olursa olsun “işyerinde tükenmemek” için hobilere sahip olmak, yeni güçler kazanmak, yaşamın basit değerlerine duyarlı kalmak, dinlenmek, çok önemli!

Profesör Tatarşüa'ya tükenmez enerji, başarı ve refah diliyorum. Ünlü cerrahın binlerce minnettar hastasının, meslektaş, öğrenci ve yakınlarının bu temennilere katılacağını düşünüyorum.